Konya Eğitim Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Halil İbrahim Çelik, üniversitelerde kapatılan ikinci öğretimlerin kapatılma nedeni ve bu Eğitim Bir-Sen’in yaptığı çalışmaları gazetemize değerlendirdi.
Başkan Çelik, ikinci öğretimlerin kapatılması için geçen Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) rapor sunduklarını ve bu çerçevede yapılan çalışmalar yaptıklarını söyledi. Şube Başkanı Çelik, ikinci öğretimlerde okuyan öğrencilerin mezun olana kadar eğitim hayatına devam edeceklerini sadece bu sene birinci sınıflarda ikinci öğretimlerin alınmayacağını vurguladı.

“EĞİTİM SORUNLARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ”

Türkiye’deki eğitim sorunlarına yönelik ‘ Eğitim Bakış’ adı altında 3 ayda bir dergi çıkardıklarını ifade eden Eğitim Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Halil İbrahim Çelik, “Eğitim gelecek nesillerin yetiştirilmesinde ve bir ülke için gerçekten çok önemli. Eğitim, bir sloganın çok ötesinde. Eğitim Bir-Sen, Türkiye’de eğitim alanında örgütlü bir sendika. Mehmet Akif İnan hocamız tarafından kurulan ve şuanda Türkiye’nin en büyük sendikası ve en büyük emek örgüttü. Konya’da iki şube olarak örgütlenmiş bulunmaktayız. 1’nolu şubemiz milli eğitim tarafında 2’nolu şubemiz ise Konya’daki devlet üniversitelerinde örgütlenmiş. 1600’ün üzerinde üyemiz var. Sendika olarak özlük haklarımızın savunulmasına, daha iyi şartlarda çalışılmasına ve hak edilen ücretlerin yönelik çalışmalarımız var. Türkiye’deki eğitim sorunlarına yönelik ‘ Eğitim Bakış’ adı altında 3 ayda bir dergi çıkıyoruz Türkiye genelinde. Eğitim konuların hem sempozyumlar hem de raporlar hazırlıyoruz” diye konuştu.

“İKİNCİ ÖĞRETİMLERE FİZİKSEL OLARAK İHTİYAÇ KALMADI”

Şube Başkanı Halil İbrahim Çelik, üniversite eğitiminde yaşanan bazı sorunlara dikkat çekti. Çelik, üniversite tercihleri, beklentiler ve mezuniyet sonrası istihdam konularında yaptıkları çalışmaları paylaştı. Çelik, "Sahada yer alan arkadaşların izlenimlerini ve tecrübelerini dikkate alarak, ‘Yüksek Öğretim İzleme ve Değerlendirme’ raporunu hazırladık. Bu raporun sonuçları, geçtiğimiz günlerde YÖK Başkanı’nın açıklamalarıyla bir miktar gün yüzüne çıktı. İkinci öğretimlerin kapatılması ve istihdamla ilgili yaşanan bazı sorunlara çözüm arayışındayız. İkinci öğretimlerin kapatılması ve öğrenci kontenjanlarının azaltılması konusundaki talebimizi YÖK’e ilettik. İkinci öğretimler geçmişte mevcut fiziksel imkanların yetersizliği nedeniyle açıldı. Ancak günümüzde vakıf üniversiteleri ile birlikte 200'ün üzerinde üniversite bulunuyor ve bu nedenle ikinci öğretime olan ihtiyaç azaldı. Özellikle kış ikliminin zorlu olduğu şehirlerde akşam saatlerinde ders almak zorlaşmakta. Ayrıca, uzaktan eğitim programları sayesinde belli yaş grubundaki öğrenciler bu alternatifleri tercih edebilmektedir. Bu durum, ikinci öğretimlerin sosyal ihtiyaçları ve diğer sorunları yük haline getirdi. Geçen yıl yaşanan bu problemleri YÖK’e ilettik, ancak YÖK’ün ikinci öğretimleri tamamen kaldırma kararı aldı. Yeni eğitim yılında birinci sınıf öğrencilerine ikinci öğretim açılmayacak. Mevcut ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri ise mezun olana kadar eğitimlerine devam edecek” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRENCİLERİ 2029 YILINA GÖRE DEĞERLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”

Başkan Çelik, Türkiye’de eğitim ve istihdam planlamasının daha doğru bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Çelik, 2024 eğitim-öğretim döneminde üniversiteye yerleşen öğrencilerin iş hayatına katılım sürecini 2029 yılı itibarıyla değerlendirdiklerini belirtti. Çelik, "Üniversiteye aldığımız öğrencilerin lisans eğitimlerini tamamlamaları ve iş hayatına atılmaları yaklaşık beş yıl alacak. Ön lisans eğitimi gören öğrenciler ise üç yıl sonra iş hayatına katılacak. Bu bağlamda, 2029 yılında Türkiye’nin iş gücü ihtiyacını öngörerek, hangi alanlarda ne kadar nitelikli eleman gerektiğini belirlememiz gerekiyor. Örneğin, edebiyat, mühendislik ve diğer alanlarda hangi niteliklere sahip kişilere ihtiyaç duyulacağını şimdiden planlamamız önemli. Psikoloji, tarih, edebiyat ve Türk Dili gibi bazı alanlarda, öğrenci kontenjanlarının çok yüksek olduğunu ve atanamayan mezunlarla karşılaşacağımızı öngörüyoruz. Bu nedenle, istihdam ve eğitim programlarının daha titiz bir şekilde planlanması gerektiğini düşünüyoruz. Genel yaklaşım olarak, istihdam hedefinin yüzde 20-25 fazlasının hesaplanması gerektiği birçok ülkede uygulanan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

ABDULĞANİ ÇİFTÇİ