Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)Konya Milletvekili Barış Bektaş TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında, “Konya Türkiye’nin şeker pancarı üretiminde en önemli bölgelerinden birisi olup, Türkiye’de üretilen şeker pancarının % 31’ini üretmektedir. Aynı zamanda polarizasyon bakımından en yüksek verimliliğe sahip, 17-18 polarizasyon değerine sahip yüksek kaliteli şeker pancarları Konya’da üretilmektedir. Ancak bu bereketli topraklarda pancar üreticileri, artan maliyetler, düşen verimlilik ve yetersiz destekler nedeniyle üretim yapamaz hale gelmiştir. Yılardır iktidarın yanlış politikalarının ağır yükünü omuzlarında taşımaktadır” diye konuştu.
Basın toplantısında pancarın stratejik bir ürün olduğuna dikkat çeken Barış Bektaş, “Türkiye’nin tarımsal üretiminin bel kemiği olan şeker pancarı üreticilerimizin yaşadığı derin sorunlara dikkat çekmek üzere bir aradayız. Şeker pancarı, yalnızca ülkemizin gıda sanayisi için değil, aynı zamanda hayvancılık ve enerji sektörleri için de stratejik bir üründür. Ancak bu stratejik ürünün üreticileri, yıllardır Ancak bu bereketli topraklarda pancar üreticileri, artan maliyetler, düşen verimlilik ve yetersiz destekler nedeniyle üretim yapamaz hale gelmiştir. Tarımın her alanında olduğu gibi, pancar üretiminde de bir çöküş yaşanmaktadır. Bugün pancar üreticileri, yalnızca iklim krizinin değil, aynı zamanda AKP’nin uyguladığı hatalı politikaların kurbanı olmuştur. Bağımsız kuruluşların hazırladığı raporlar ve çiftçilerimizden gelen bilgiler, iklim krizinin pancar üretimini doğrudan etkilediğini göstermektedir. Küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklıklar, pancarın kök verimini ve şeker oranını düşürmektedir. 30 derecenin üzerindeki sıcaklıklar, pancarın büyüme sürecini olumsuz etkilemekte, güz aylarında ise soğuklanma ihtiyacını karşılayamayan bitki, olgunlaşma sürecini tamamlayamamaktadır. Sonuç olarak, pancarın şeker oranı istenilen seviyeye ulaşmamakta, bu da üreticiyi ciddi zararlara uğratmaktadır” dedi.
Şeker pancarı üreticilerinin yaşadığı sorunlardan birisi de su kıtlığıdır
Konya’da şeker pancarı üreticilerinin yaşadığı sorunlardan birisinin de su kıtlığıdır diyen Barış Bektaş, “Şeker pancarı üretiminde yaşanan en büyük sorunlardan biri de su kıtlığıdır. Pancar, yüksek su ihtiyacı olan bir bitkidir. Ancak artan kuraklık ve su kaynaklarının tükenmesi, üreticiyi sulama maliyetleriyle baş edemez hale getirmiştir. Çiftçilerimiz, tarlalarını sulayabilmek için kuyularını derinleştirmek zorunda kalmakta, ancak bu kuyular için harcadıkları elektrik maliyetleri altında ezilmektedir. Özellikle Konya Ovası gibi yer altı su kaynaklarına bağımlı bölgelerde, bu durum tarımsal üretimi tamamen tehdit eder hale gelmiştir. Bugün pancar üreticilerimiz, yalnızca doğal koşullarla değil, aynı zamanda ekonomik koşullarla da mücadele etmek zorundadır. AKP’nin özelleştirme politikaları, şeker pancarı üreticisinin sırtındaki en büyük kamburlardan biridir. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle birlikte üreticinin alım garantisi ortadan kalkmış, özel sektörün keyfi uygulamaları çiftçiyi zor durumda bırakmıştır. Fabrikalar, artık üreticiden ürün alırken belirli bir fiyat politikası izlemek yerine, kendi şartlarını dayatmaktadır. Bu durum, çiftçinin emeğinin karşılığını alamamasına ve pancar üretiminden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bunun yanında, AKP’nin izlediği ekonomik politikalar nedeniyle pancar üretiminde kullanılan tüm girdilerde astronomik artışlar yaşanmıştır. Mazot, gübre ve elektrik fiyatlarındaki artışlar, pancar üretimini sürdürülemez hale getirmiştir. Mazot fiyatlarının katlanarak artması, çiftçimizi borç yükü altına sokmuştur. Gübre fiyatları, artan döviz kurlarıyla birlikte neredeyse üreticinin erişemeyeceği bir seviyeye ulaşmıştır. Gübre olmadan pancar üretimi yapmak imkânsız hale gelmiş, çiftçi ya yeterli gübre kullanamamakta ya da borçlanarak üretime devam etmeye çalışmaktadır. Elektrik fiyatlarındaki artış ise pancar üreticisinin karşılaştığı başka bir büyük sorundur. Tarlalarını sulamak için elektrikle çalışan pompalar kullanan çiftçiler, her ay yüksek faturalarla karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçimiz, ürettiği üründen kazandığı paranın büyük bir kısmını elektrik faturalarına harcamaktadır.”
Polarizasyon ölçümlerindeki adaletsizlik giderilmelidir
Barış Bektaş pancar üreticilerinin yaşadığı sorunlardan olan polarizasyon ölçümlerindeki adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini ifade ederek, “Konya’da şeker pancarı üreticilerinin en büyük sorunlarından biri, polarizasyon ölçümlerindeki adaletsizliktir. Polarizasyon, şeker pancarının içerdiği şeker oranını belirleyen önemli bir ölçüttür ve çiftçilerin gelirini doğrudan etkiler. Ancak ölçüm işlemleri sırasında şeffaflığın eksikliği, yanlış sonuçlara yol açmakta ve üreticilerin emeklerinin karşılığını tam olarak almasını engellemektedir. Özellikle iktidarın tarım politikalarındaki yetersizlik ve denetim eksikliği, bu sorunun kronikleşmesine neden olmuştur. Öyle ki, aynı tarladan çıkan şeker pancarı için özel fabrikalarda polarizasyon 16-17 seviyesinde tespit edilirken devlete ait fabrikalarda 13-14 olarak tespit edilmektedir. Bu durum çiftçilerimizin ekonomik gelirini etkilediği gibi aynı zamanda devlete olan güvenini de temelinden sarsmaktadır. Bu nedenle polarizasyon ölçümlerinin tarafsız ve çiftçi temsilcilerinin gözetiminde yapılması hayati önem taşımaktadır. AKP’nin tarım politikalarının diğer bir büyük eksikliği ise yetersiz teşviklerdir. Pancar üreticisine verilen destekler, artan maliyetlerin yanında bir anlam ifade etmemektedir. Çiftçimize, üretim maliyetlerini karşılayacak düzeyde destek verilmemekte, aksine yetersiz destekler, üreticiyi borçlanmaya ve zarara sürüklemektedir. Desteklerin doğru zamanda ve doğru şekilde verilmemesi, çiftçinin üretim planlamasını yapmasını da zorlaştırmaktadır. Bugün Konya Ovası’nda pancar üreticileri, geleceğe dair ciddi bir umutsuzluk içerisindedir. Üretim maliyetlerinin her yıl artması, verimliliğin düşmesi, iklim değişikliğinin etkileri ve en önemlisi çiftçinin, üreticinin kendisini yalnız hissetmesi, sahipsiz kaldığını düşünmesi üreticiyi tarımdan uzaklaştırmaktadır. Bu durum yalnızca çiftçimizi değil, ülkemizin gıda güvenliğini de tehdit etmektedir. Şeker pancarı, yalnızca bir gıda ürünü değil, aynı zamanda hayvancılıkta yem olarak kullanılan bir yan ürün kaynağı ve enerji üretiminde kullanılan önemli bir biokütledir. Pancar üretimindeki düşüş, bu sektörlerde de büyük sorunlara yol açmaktadır.1 dekar arazide şeker pancarı üretmenin maliyeti mazotu, gübresi, işçiliği, elektrik su gideri her şeyiyle birlikte ortalama 14bin TL seviyesine gelmiştir. Yani çiftçilerimiz 1 dekar araziden ürettiği 7-8 ton şeker pancarını 14bin TL masraf ile üretebilmektedir. Bu üretim maliyetine karşın TÜRK Şeker’in şeker pancarı için fiyatı nedir? Ton başına 2bin 375 TL. Bu fiyat polarizasyon değeri 16 olan şeker pancarı içindir. Polarizasyon değeri düştükçe üreticiye ödenen ücret de düşmektedir. Hesap basit bir şekilde ortadadır; 1 dekar araziden üreticimiz 17-18bin TL kazanırken bunun 14-15bin TL’sini zaten üretim yaparken harcamaktadır. Yani üreticimiz 1 dekar araziden yalnızca 2bin-3bin TL kazanabilmekte ve bu düşük kar marjıyla hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Alnından akan terle toprağı işleyen, işlediği topraktan elde ettiği ürünle ülkemize katkı sunan, sofralarımıza temiz ve güvenli besin sağlayan çiftçilerimizin bu düşük kar marjıyla tarımsal üretime devam edemeyeceği apaçık ortadadır. Eğer iktidar çiftçileri düşünerek samimi bir şekilde adım atmazsa, çiftçilerimizin içinde bulunduğu içler acısı duruma bir çözüm bulmazsa üzülerek söylüyorum ki; üretim her geçen yıl düşecektir, çiftçilerimiz tarlalarını terk edecek ve Türkiye’de bir gıda krizi kapıya dayanacaktır” diye konuştu.
Pancar üreticilerinin sorunlarına kalıcı ve gerçekçi çözümler bulunmalıdır
Pancar üreticilerimizin sorunları çözülmeden, Türkiye’nin tarımsal üretimde bağımsız olmasının mümkün olmayacağını dile getiren Barış Bektaş, bu konuda da şunları söyledi: “Bugün yapılması gereken, pancar üreticisinin yaşadığı bu sorunlara kalıcı ve gerçekçi çözümler bulmaktır. Bunun için öncelikle şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin yarattığı sorunlar ele alınmalı, bu fabrikalar çiftçiyi destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Şeker fabrikaları, yalnızca üretim yapan sanayi kuruluşları değil, aynı zamanda çiftçiye alım garantisi veren ve tarımsal üretimi destekleyen stratejik kuruluşlardır. Bu fabrikaların tekrar kamu eliyle işletilmesi ya da çiftçi kooperatifleri aracılığıyla yönetilmesi sağlanmalıdır. Bunun yanında, tarımsal sulama sistemleri modernize edilmeli ve enerji maliyetleri düşürülmelidir. Çiftçimizin elektrik maliyetlerini azaltacak projeler hayata geçirilmeli, güneş enerjisi destekli sulama sistemleri gibi yenilikçi çözümler uygulanmalıdır. Ayrıca, Konya Ovası’na su taşınmasını sağlayacak bir altyapı projesi hayata geçirilmelidir. Kanal Konya adıyla önerdiğimiz bu proje, bölgeye farklı havzalardan su taşınmasını sağlayarak su kıtlığı sorununu çözebilir. Konya Ovası, bugün yalnızca 4.3 milyar metreküp suya erişebilirken, yıllık su tüketim miktarı ise 6,5 milyar metreküptür. Yani her yıl 2 milyar metreküpten fazla bir miktar tüketilmektedir. Bu 2 milyar metreküp açığın kapatılması, pancar üretimi başta olmak üzere tüm tarımsal üretimi canlandıracaktır. Teşvik politikaları ise çiftçimizin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir. Pancar üreticisine verilen destekler, artan maliyetleri karşılayacak seviyeye çıkarılmalı, bu desteklerin zamanında ve doğru şekilde verilmesi sağlanmalıdır. Çiftçimizin üretim yapmasını teşvik edecek ve onu borçlanmaktan kurtaracak bir destek mekanizması oluşturulmalıdır. Bugün burada bir kez daha vurgulamak istiyorum; Tarım, yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda ulusal güvenlik meselesidir. Şeker pancarı gibi stratejik ürünlerin üretiminde yaşanan sorunlar, yalnızca çiftçimizi değil, tüm toplumu etkileyen bir krizdir. Çiftçimizin emeği, bu ülkenin geleceğidir. Ancak çiftçiyi desteklemeyen, ona hak ettiği değeri vermeyen bir anlayışla tarımsal üretimi sürdürmek mümkün değildir. Konya Ovası’nın bereketli toprakları, doğru politikalarla yeniden canlanabilir. Ancak bunun için siyasi irade, çiftçinin yanında duran bir yönetim anlayışı ve stratejik çözümler gerekmektedir. Pancar üreticilerimizin sorunları çözülmeden, Türkiye’nin tarımsal üretimde bağımsız olması mümkün değildir. Bugün, çiftçimizi desteklemek, geleceğimizi korumaktır” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ