İsrail ordusunun, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 52 artarak 42 bin 227'ye ulaştı. Ayrıca, yaralı sayısının da 98 bin 464'e yükseldiği bildirildi. Gazze Şeridi'nin kuzeyine son 9 günde yapılan saldırılarda 300'den fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Aynı zamanda, İsrail ordusu, 8 Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah ile kontrollü çatışmalara devam ediyor. 23 Eylül’de Lübnan'ın güney kentleri ile Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenlendi. İsrail’in bölgedeki saldırılarını gazetemize değerlendiren Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Kutlu, İsrail’in "vad edilmiş topraklara ulaşmak" amacıyla bölgesel bir savaş çıkarma hedefinde olduğunu belirtti.
“İSRAİL, BÖLGE SAVAŞI ÜZERİNDEN NİHAİ HEDEFLERİNE ULAŞMAYI AMAÇLIYOR”
Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Kutlu, İsrail’in Gazze’de bir yıldır süren saldırılarının ardından Lübnan’a yönelik hamlelerinin, bölgesel bir savaş çıkarmaya yönelik bir strateji olduğunu belirtti. Prof. Kutlu, “İsrail, Gazze Tufanı’nı bahane ederek Kudüs merkezli bir devlet kurmaya çalışıyor. Yıllardır bilinen bir durum bu. Gazze’de resmi rakamlara göre 42 bin insan katledildi, ama gerçek rakamların 100 bine yakın olduğu düşünülüyor. Ancak Gazze’de tam bir hâkimiyet sağlayamadıkları için Hizbullah üzerinden Lübnan’a farklı bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Hizbullah’ın İran ile bağlantılı. İran, bölgede bazı talepleri olan ve nükleer güç olmaya çalışan bir ülke. Bu durum, batıda İran’a karşı olumsuz bir algı oluşturuyor. İsrail, bu algıyı kullanarak İran’ı olaya dahil etmek istiyor. İran’ı olaya dahil etmenin, bölgedeki yönetimleri rahatlatma amacı taşıyor. Zira bu yönetimler İran’ı halklarına kötü gösteriyor. İsrail, ne yaparsa yapsın, ABD veya batıyı her zaman yanında görebileceğini biliyor. Çünkü bölgede Hamas’ı terör örgütü olarak gören Müslüman yönetimler var. 2. Dünya Savaşı sonrası İsrail’i bölgeye baş belası olarak yerleştirdiler. İsrail’in savaşı bölgeye yayma hedefleri biliniyordu ve bu vadedilmiş topraklar üzerinden karışıklık çıkararak nihai hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE, 780 BİN METREKAREYE SIKIŞMIŞ BİR ÜLKE DEĞİL”
Prof. Dr. Önder Kutlu, Türkiye’nin uluslararası arenadaki önemine dikkat çekerek, Türkiye’ye doğrudan işgal girişiminde bulunulmasının mümkün olmadığını vurguladı. Kutlu, “Türkiye, sıradan bir ülke değil. Çok büyük bir devlet ve çok basite alınacak bir ülke değil. Diğer devletlerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin sürece dahil edilmesi planları mevcut. Bu süreçte ABD, İngiltere ve İtalya’nın savaş gemilerinin bölgeye gönderdiği bir dönemde, Türkiye üzerinden nihai hedeflerine ulaşmayı amaçlıyorlar. İsrail’de her iktidara gelen 3 bin yıldır bekledikleri Büyük İsrail devletini kurma hayalleri peşinde oluyor. Dünyadaki Siyonistler de bu hedefe destek veriyor. Ancak Türkiye’ye doğrudan saldırabileceklerini düşünüyorum. Suriye’nin kuzeyinde PYD, PKK, YPG ve diğer terör örgütlerini destekliyorlar. PKK’nın şu anda Suriye’nin kuzeyinde 80 bine yakın elemanı var ve bu gruplara son derece modern silah desteği veriyorlar. Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasının Balkanlardan Orta Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar geniş bir alanda etkiler yaratabilir. Türkiye, 780 bin metrekareye sıkışmış bir ülke değil. Potansiyeli yüksek bir ülke ve terör örgütü unsurları ile istikrarsızlaştırmaya çalışabilirler. Ancak Türkiye’ye doğrudan işgal girişiminde bulunmaları mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
ABDULĞANİ ÇİFTÇİ