Obruklar korkutuyor!

Son günlerde Konya Ovası, özellikle Karapınar bölgesinde artan obruk oluşumlarıyla gündemde. Obrukların derinliği ve çapı, bulundukları bölgeye göre farklılık gösterirken, bazı bölgelerde obrukların derinliğinin 50 metreye kadar ulaştı.

Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Konya Ovası, son günlerde artan obruk sayısı nedeniyle endişe içinde. Özellikle Karapınar’da ardı ardına oluşan obruklar, uzmanlar tarafından incelenirken, bölge halkı da bu tehlikeli doğa olayları karşısında tedirginlik yaşıyor. Farklı bölgelerde meydana gelen obrukların derinliği ve çapı değişiklik gösteriyor. Bazı obrukların derinliği 50 metreye kadar ulaşırken, son günlerde artan sayıları, hem çiftçileri hem de yerleşim yerlerindeki vatandaşları büyük bir kaygıya sevk ediyor. Uzmanlar, bu tehlikenin nedenlerine ve olası sonuçlarına dair incelemelerini sürdürüyor.

“OBRUK OLUŞUMUNUN 3 ANA NEDENİ VAR”

Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Şükrü Arslan, obrukların oluşumunda üç ana etkenin rol oynadığını ve bunların en önemlisinin yeraltı sularının hareketliliği olduğunu belirtti. Ağustos ayı boyunca Karapınar ilçesi Seyithacı Fayzonu boyunca obrukların oluştuğunu gözlemlediklerini ifade eden Arslan, "Seyithacı Yaylası, Ekmekçi Yaylası, Cafer Şık Yaylası ve son olarak oluşan obruk, yine Seyithacı Fayzonu çevresinde görülüyor. Bunun özellikle Ağustos ayında artmasının temel nedeni, kurak geçen yaz aylarından sonra aşırı kullanılan yeraltı sularının çekilmesidir. Obruk oluşumunun üç ana sebebi var. Birincisi fayzonlardır. Fayzonlar boyunca karstlaşma yoğun olduğunda, eriyebilecek karstik yapılar bolca bulunur ve obruklar bu bölgelerde kümelenir. İkinci sebep, bölgenin litolojik özellikleridir. Bu, en önemli etkendir. Zemin özellikleri, suda eriyebilecek ve boşluk oluşturabilecek bir yapıya sahip olmalıdır. Üçüncüsü ise yeraltı sularının yukarı ya da aşağı hareketidir. Yeraltı suyunun hareketi, obruk oluşumunun en önemli üçüncü nedenidir" diye konuştu.

“OBRUKLARIN DERİNLİĞİ 50 METREYİ BULUYOR”

Obrukların derinliğinin bölgeden bölgeye değiştiğini belirten Şükrü Arslan, bazı bölgelerde obruk derinliğinin 50 metreye kadar ulaştığını ifade etti. Özellikle tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu bu bölgede, 35 bin ruhsatlı ve 100 bine yakın ruhsatsız kuyunun bulunduğuna dikkat çeken Arslan, "Yeraltı su seviyesindeki statik düşüm, kurak dönem ve yağış dönemleri arasındaki farklar, karstik boşlukların oluşmasına zemin hazırlıyor. Bu boşluklar, genellikle Ağustos ve Eylül aylarında obruk olarak karşımıza çıkıyor. Bölgede tarım arazilerinin yanı sıra yayla evleri ve yerleşim yerleri de bulunuyor. Obrukların çapı 20 metreden 35 metreye kadar çıkarken, derinlikleri ise 1 metreden başlayıp Seyithacı tarafında 50 metreye kadar ulaşıyor. Bu tür doğal oluşumların can ve mal kaybına yol açabilir. Bu obrukların ne zaman ve nerede oluşacağını kestirmek oldukça zor" ifadelerini kullandı.

“ÖNLEM ALMANIN ZAMANI ÇOKTAN GEÇTİ”

Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Obruk Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, bölgenin obruk oluşumuna en duyarlı alanlar arasında yer aldığını vurgularken, doğal jeolojik koşulların obruk oluşumu için uygun olduğunu belirtti. Arık, "Bölgedeki çözülebilir kaya yapısı ve yeraltı su hareketleri, obrukların oluşumuna zemin hazırlıyor. Son 4-5 yıldır daha ciddi hissedilen kuraklık, 2019'dan bu yana normallerin altında seyreden yağış miktarlarıyla birleşince yeraltı su seviyesinin hızla düşmesine neden oluyor. Bu durum yeraltındaki boşlukların genişlemesine ve obrukların oluşmasına yol açıyor. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan su miktarı önemli. Ayrıca, örtü toprağın yoğunluğunu arttırarak zemini ağırlaştırıyoruz. Bu da obruk sayısının artmasına katkı sağlıyor. Bölge zaten obruk oluşumuna duyarlı bir alan. İklimsel koşullar ve aşırı yeraltı su kullanımı bu durumu tetikliyor. Ancak iklim koşullarını değiştirme şansımız yok. Yüzyılın sonuna kadar dünyada en az 3 santigrat derecelik bir sıcaklık artışı öngörülüyor. Bu, günlük sıcaklık değil, tüm iklim yapısını değiştiren bir durum olacak. Konya havzası başka bir su kaynağıyla beslenmediği için yağışların azlığı yeraltı sularını yeterince besleyemiyor. Eğer bu şekilde devam edersek, yakın gelecekte sadece sulama suyu değil, şehirlerimizdeki içme suyu konusunda da ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalacağız. Artık önlem almanın zamanı çoktan geçti" şeklinde konuştu.

ABDULĞANİ ÇİFTÇİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

YEREL Haberleri