“Musikinin temeli tekkedir”
Konya Aydınlar Ocağı, Neyzen Ahmet Şahin’in doğumunun 60, sanatının 45.yılında Saygı Gecesi düzenledi. İl Halk Kütüphanesi Salonunda yapılan programda hatıralarını anlatan Şahin icra ettiği eserlerle de resital sundu.
Ahmet Şahin’in ney dersleri aldığı Neyzen Sadrettin Özçimi ve Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Ahmet Çalışır’ın da katıldığı programın açılış konuşmasını yapan Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, musikinin önemine işaret ederek, Latin Amerika’yı oluşturan İspanyol ve Portekizliler zaman içinde dillerini ve dinlerini unuttu ama müziklerini koruyarak kültürlerini yaşatıp bağımsızlıklarını kazandı dedi.
Musikiyi küçümsememek gerektiğine vurgu yapan Güçlü, “Osmanlı 1800’lü yıllarda gerilemeye başladığında ilimde ve sanayide geri kalmıştı ama musikide ve sanatta çok iyi durumdaydı. Sonra Fransa’ya benzeme tutkusu ortaya çıktı ve batı özentisi sebebiyle 1925’de Filarmoni Orkestrası kuruldu. 1926’da da Türk musikisi okullarda yasaklandı. Yasaklı dönemde Türk müziğini köylerde ve dağlarda Aleviler, şehirlerde de pavyonlar ve gazinolar yaşattı. Hatta Zeki Müren birçok programdan sonra geceyi karakolda geçirmiştir” diye konuştu.
Türk müziğinde son 40 yılda toparlanma olduğunu da kaydeden Güçlü, “Neyzen Ahmet Şahin Konya’da yetiştikten sonra şu an her ne kadar İstanbul’da yaşıyor olsa da Konya ile bağlarını koparmayan bir sanat ve kültür adamıdır. Davetimizi kırmayarak bugün bizimle olduğu için teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra söz alan Neyzen Ahmet Şahin Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk musikisine getirilen yasağın etkilerinin halen hissedildiğini anlatarak, “İmam Hatip Lisesini bitirip İTÜ’ye gittik. Biz başladıktan sonraki yıl, hazırlık sınıfında Usûl ve batı derslerinden geçemeyen okula devam edemiyordu. Türk musikisinde ün sahibi kişilerin çocukları, çevre baskısıyla batı müziğine yönelmek zorunda bırakıldı” diye konuştu.
“Musikinin temeli tekke musikisidir” diyerek sözlerine devam eden Şahin, “Batıda da en güzel musiki eserleri kiliselerden çıkmıştır. Zaharyan Türk musikisini öğrenmek için Mevlevihâneye girmiş ve orada meşk etmiştir. Kaynaklara göre musiki, kuruluş itibariyle dinîdir. Dinî musikinin de aslı Kur’an’dır. Ben de Kur’an’ı daha güzel okuyabilmek için musikiye ilgi duydum” şeklinde konuştu.
Büyük bestekârların dinî alandan çıktığına işaret eden Ahmet Şahin, “Ne kadar büyük bir medeniyetin üzerinde olduğumuzu bilmemiz ve gençlere bunu öğretmemiz lâzım. Bize ney sevgisini İmam Hatip’in orta kısmında hocamız Zekai Kaplan aşıladı. Lise kısmında ise rehber öğretmenimiz Muammer Tan’ın, beni müzik koluna göndermesi bir dönüm noktası oldu. Daha sonra Sadrettin Özçimi hocamızdan ders aldık” dedi.
Batı müziğinde Türk musikisine özenti olduğuna da dikkat çeken Şahin, “Mehter takımında çevgân vardır ve diğer enstrümanlar arasında güzel bir ses çıkarır. Batılılar da piyanist için eldiven yapıp parmakların üzerine, çevgân gibi sesler çıkaran bilyeler yerleştirmişlerdir. Zürih yolculuğumuzda havaalanında bekleme sırasında arkadaşlar enstrümanlarını çıkarıp meşke başlayınca yabancılar etrafımıza toplanıp ilgiyle dinlemiş ve hangi müziği icra ettiğimizi sorup (Türk musikisi) cevabını alınca çok beğendiklerini ifade etmişlerdi. İtalya’nın Bari şehrinde de bir papaz büyük bir konser düzenlemişti. Büyük bir katedralde kalabalık bir dinleyici vardı. Biz konsere başladığımızda insanlar büyük bir aşkla ve ilgiyle; kimi dua pozisyonu alarak dinledi. Konser sonunda da Pazar, (Siz Allah’a bizden daha yakınsınız) diyerek duygularını dile getirdi” diyerek sözlerini tamamladı.
Neyzen Ali Erol, kudümzen Ahmet Yücenurşen ve kanuni Metin Dursun eşliğinde Türk musikisi icra eden Ahmet Şahin programı Aşr-ı Şerif tilavet ederek tamamladı.
Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Neyzen Sadrettin Özçimi ve Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Ahmet Çalışır, Neyzen Ahmet Şahin’e kitap ve günün anısı olan belgeler takdim etti.