Nüfusunun tamamına yakını neredeyse çiftçilikle uğraşan Akören’de Ziraat Odası Başkanı Ahmet Uğuz ile sorunları ve çözüm önerileri üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Başkanım Akören küçük bir ve şirin bir yer, küçük bir ilçe de halkın geçim kaynağı nedir?
Halkımızın geçim kaynağı 'Tarım’dır. Akören halkı genellikle tarım ile uğraşır, geçimini tarımdan sağlar.
Zira, çiftçilik ne durumda Akören'de?
Bizim Akören'deki insanlarımızın geçim kaynağı yüzde sekseni çiftçilik. Burada emekli arkadaşlarımız da var genelde. Ama yine de babasından, anasından tarlaları var. Bunlar çiftçilik yapıyorlar. Bizim burada aktif üyemiz sekiz yüzde dokuz yüz falan da eskiden bini geçiyordu. Şimdi düştü. Çiftçilik yani o ufak çiftçiler bırakıyor. Neden? Çünkü durak geçiyor. Yağmıyor Cenabı Allah. Bir bir de girdiler çok pahalı. Girdiler çok pahalı. Mazot, gübre, ilaç. bu sene çıkmış otuz küsur bin liraya. Otuz beş bin liraydı DAP.
Ondan sonra bir de bizim burada sulama kooperatif var. On üç kuyumuz var. Bu on üç kuyunun organize önceden pek organize olmuyordu ama birkaç senedir organize fena değil. Vatandaş suluyor fakat kuyularımızda sularımız çekildi. Geçen sene bir toplantımızda Akören'de geçen sene kuraklık yüzde yetmiş buğday yüzde seksen arpa yüzde kırk mercimek. Nohut da yüzde yüzde. Fakat nohutu şey almamışlar. Sigorta yaptıranlara geçen sene dekara sekiz lira yaptırmayanlara bir şey yok zaten. Adam yaptıramıyor ki.
Çiftçi olarak en büyük sıkıntımız ne Akören'de?
En büyük sıkıntımız girdi fiyatlarının olması bir de ama buna kimsenin yapacağı yok. Cenabı Allah bitkinin yağmur işlediği zaman yağmıyordur. En büyük sıkıntımız bu. Bir de buğday fiyatları maliyetine veriyoruz. Bir de köydeki küçük çiftçiler zamanla şehre gidiyor herhalde değil mi? Göç var herhalde. E tabii canım. Ve gitti de yani. Gençler, genç çiftçimiz yok. Gençleri yönlendirmek gerekiyor. Hayvancı yani gençler çiftçilik yapmıyor adam bırakıp gidiyor. Hatta daha dün duydum bir tane bir o da elli yaşında kırk beş yaşında motorunu bütün malzemesini satmış. Çiftçiliği bırakıyor yani. Böyle yapan çok yani. Hem sayı azalıyor hem çiftçi azalıyor.
Bunun çözümü nedir?
Bu bölgemize bizim hatta bu Hadim, Taşkent Barajı'nın oralardan Ermenek Barajı'ndan bu bölgeye tüneller bu sene bitmek üzereymiş. Yalnız Konya sulamada da kullanılacaktır. Şu anda sulamada kullanılmıyor. Ben pek barajların ismini pek bilemiyorum o Bağbaşı barajı diyorlar. Konya suyu içme suyunu oradan alıyor. Bir de Taşkent'in altından, Hadim'in oradan, oradaki barajı bu baraja bağlamak için tünelle açılıyormuş. Bu sene biteceğini söyledi. Devlet Su İşleri Konya Bölge Müdürü'yle geçen bir toplantı yapıldı. O öyle söyledi. Ben buna ilave eden mesela Ermenek Barajı var. Eğer imkan olursa o barajın suyunda bir de elektrik üreten bir şey var. Öte yerine boşa akıyor. Akdeniz'e.
Peki sizin Akören olarak başka büyük sıkıntınız var mı?
Uğraştığınız, derdiniz. Şimdi biz burada bizim var derdimiz şimdi bizim bölgemiz Nohut ekilen bir bölgeydi. Ama orman bizim burada fazla olduğu için sık olduğu için domuz korkusu var. Çok. Çok. Var tabii ki de... Bu mevsimde çok domuz var. Çiftçi korkudan nohut ekemiyor. Evet. Ben otuz üç otuz iki sene kulüp başkanlığı yaptım. Ben bunu geçmişte valilerimize de söyledim. Ormanımıza da söyledim. Orman müdürümüze milli parkla müdürümüze zaman zaman toplantı yapıldı. Ben bunları dile getirdim. Hatta ben o da olarak bu bu gerçi bu hayvan hakları bilmem ne buna şiddetle karşı çıkıyor ama ben bununla da mücadele verdim. Nasıl mücadele verdik? Adam İstanbul'dan beni arıyor. O günde domuz bekledim Sabaha kadar...Vuracağız. Yani işte silah atacağız.
Domuz mücadelesi nasıl yapılıyor??
Çok. Yahu ben yatak odamdan atıyorum. Benim ev kenarda. Ben kurşun attım. Evet. Bu sene davar köpeğim vardı. Üç tane, ikisini öldürdü. Biri de ağır yaralıydı. O kurtuldu. O kadar. Bunun şakası yok yani. Ben hikayelerden anlatmıyorum yani.
Bunun çaresi yok mu?
Bunun çaresi. Evet. Bunun çaresi çok basit. Ben burada benim gücüm olsa benim odamın gücü yok. Fazla bir gelirimiz yok. Resmen domuz avı yapıyoruz.
Ne yapılması gerekiyor Başkanım?
Benim bölgemde benim on dört tane mahallem var. Bu on dört mahallede mahallenin en az Kayaçuk, Avdan, Karayük, efendim Dutlu, Belguyu şurada Orhaniye, Çatören bak kaç köy oldu? Bak geçen gün Çumra'ya inmişler. Çumra'nın tabii Çumra'nın oda başkanı geldi bana izah etti. Ben de bundan on sene önce ben burada dördüncü dönemdir buradayım. On sene önce bunlara dedim ki bana biraz yardım edin. Tamam mı? Bütçemizden bana beşer onar lira verin. Bunu burada hallederim. Şimdi onlar ağlıyor. Ta Konya'ya inmiş. Anlatabiliyor muyum? Konya'ya.
Peki çare nedir Başkanım?
Buna bir çare bulunması lazım. Senenin on iki ayında domuz avı serbest olacak. Aynı eski düzen devam edecek. Başka bir şey olmaz. Şimdi durum bu.
Başkanım şimdi Akören çiftçisinin en büyük sorunu domuz diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Peki birinci birinci sorun ikincisi kuraklık
Peki bu sorunun önüne geçmek sizin çözüm öneriniz nedir?
Dedim ya senenin on iki ayında eski eskiden senenin on iki ayında domuz avı serbestti. Cenabı Allah bunu lanetlemiş yani bu hayvanı ya. ama biz maalesef besliyoruz yani. Ya benim bölgemde nohut ya ekemiyor domuz korkusundan. Ben kendim çiftçiyim. Dört yüz dönüm yüz yüz elli dönüm nohut ektiğim zamanlar oldu. Ama şimdi ekemiyorum. Otuz dönüm.
SU SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR?
Su kuyularımız on üç kuyumuz var. Su kuyuları işte sallantıda yani. Yani elli tabancaysa yani otuz tabancaya. Yeni yeni devlet su işleri kuyu açıyor. Zaten kuyuda da su kalmadı ki. Bu sene bir yeni kuyuları yeniliyormuş ama sulama kooperatifinden duydum. Ya bir de bizim bir de bizim şu var. Bu başkanın hoşuna gitmeyecek ama bizim bir göletimiz var. Göletimizin geliri var. Nereden gelir? Tekke Çukurçumen Köyü'nden. Ama kışın altı ay onların işte bu Ekim ayından sonra altı ay bu su bizim. Fakat bunu geçmişteki belediye başkanı iki yüz yirmi beş boruyla kendi göletlerine aktartmış. Müsaade etmişler. Şu anda bizim göletimizde bir gram su yok. Onların göletine de ayrı yerden su geliyor. Biraz da boşa akıyor bizim suyumuz. Kanal var, kanallar bozuldu. Şu anda akmıyor, kırdılar. Geçen ben DSİ müdürüyle de görüştüm. Tarım Bakanına da söyledim ben bunu. Proje diyorlar. O su eğer oraya akmış olsa en az hiç yağmur yağmadan en az yüzde elli altmış dolar. Ben onu bilirim.
Başkanım son olarak ilave etmek istedikleriniz var mı?
Şimdi geçmişte burada bir vakıf malına bir tecavüz edilmiş. Yani 2014 yılından önce büyük camiye iki tane dükkan Mehmet Ali Karaman tarafından iki bin birde vakfediliyor ve adam ölüyor. Fakat tapusunu geçmiş belediye başkanı vermiyor. Fakat 2005'te gelen belediye başkanı bu tapuları veriyor. Evet.ama kime veriyor? Mehmet Ali Karaman'a vermiyor. Hasan Bakan'a veriyor. Neden? Neden veriyor? Orasını o günkü belediye başkanı Tahir Dinç.ona sormak lazım. Tahir Dinç ve o günkü bir belediye başkanı ve kooperatif çünkü belediyenin kooperatifi. Mehmet Ali Karaman'ın ismini çıkarıyorlar. Hasan Bakan'ın ismini yazıyorlar listeye. Biz bunu belediyeden öğrendik.
HABER MERKEZİ