Türk-İş konfederasyonu çatısı altında sendikal faaliyetini sürdüren Yol-İş Konya 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Dadak, yönetim kurulu üyeleri le sendika üyesi işçilerin yoğun katılımıyla Ankara yolu üzerinde bulunan Karayolları 3. Bölge Müdürlüğü önünde kitlesel basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdiler.
Yapılan Kitlesel basın açıklamasında konuşan Yol-İGş Konya 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Dadak, şu sözlere yer verdi. Bugün yine bir aradayız. Türk işçisinin sıkıntıları artarak devam ediyor. Hayat pahalılığı, Satın alma gücümüzdeki gerileme, Adaletsiz vergi sistemi, Kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, İşsizlik, Güvencesiz çalıştırma ve Kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar,
Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için bugün 81 ilde ve Konya mızda kitlesel basın açıklaması ve 1 saatlik oturma eylemi yapıyoruz. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.
Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi.Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış... İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyorr.
Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı.Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir.Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.
Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır.TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi.
Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı Bu mağduriyetin oıtadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir. Şeklinde konuştu
Karayolları 3. Bölge önünde yapılan kitlesel basın açıklamasının ardında etkinliğe katılan Karayolları işçileri 1 saatlik oturma eylemi yaptıktan sonra işyerlerine dönerek çalışmalarına devam ettiler.