Doktorluktan minyatür sanatçılığına uzanan müthiş bir başarı hikayesi. Geceli gündüzlü minyatüre adanmış yıllar. Daha çocukken içine minyatür aşkı düşen Figen Gürsoy, doktorluktan emekli olduktan sonra 4 yılda büyük bir emekle Yaşar Kemal’in 57 kitabının minyatürünü yaptı, dünyada eşi benzeri olmayan bir koleksiyona imza attı. Müthiş minyatür koleksiyonunu Denizli’de de sergileyen Figen Gürsoy ile keyifli bir röportaj yaptık.
KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ?
Tıp fakültesi mezunuyum. Tıp doktoruyum. Minyatüre çocuk yaşlardan beri aşığım. Ancak tıpla birlikte içimde ateşi olan bu minyatür resmi birlikte yürütme hakkını kendimde bulamadım. Mesleğimin, hastalarımın zamanından çalamam diye düşündüm. Bu nedenle bekledim, meslekte kamu hizmetini doldurduğum 20. Yılın son günü emeklilik dilekçemi verdim. Hemen İzmir’de resim heykel müzesinin bu konuda açtığı eğitimlere başladım. O günden bugüne 19 yıldır da minyatür resmin içindeyim. Ama o kadar yoğun çalışıyorum ki; sanki 38 yıl oldu gibi hissediyorum. Uyku ve yemek saatleri hariç sürekli minyatür resim çalışıyorum. Bu arada minyatür resmi genel kültür olarak beslemesi için yan dal. Olarak açık öğretimden Sosyoloji ile Kültürel Miras ve Turizm de okudum.
MİNYATÜRE NASIL BAŞLADINIZ?
Minyatüre başlamamda çok masum bir başlangıç var. Benim iki taraftan atalarım mübadeleyi yaşadılar. Geldiklerinde Manisa Akhisar’da rumların terk ettikleri iki katlı ahşap bir eve yerleştirilmişler. O evin her iki katında da arka tarafta fazla eşyaların konulduğu yüklük denilen odaları vardı. Daha az ışık alan ama serin odalar. Benim çocukluğum kitap oku, resimlere bak ve hayal kur şeklinde o odalarda geçti.
Zamanla o koşullarda elime geçen dergi gazetelerden küçük resimleri kesip biriktirmeye başladım. Yani çizmekten önce biriktirmeye başlamıştım. İçlerinde minyatür resme denk gelirsem çok heyecanlanıyordum. Onları ayrı saklıyordum.
Sonra ben liseye giderken İstanbul’a bir okul gezisi düzenlendi. Bize sahafları gezdirdiler. Serbest zamanımız vardı. Bir sahafın kapısının önünde iplerle sarkıtılmış sallanan minyatür posterler gördüm. İçlerinden bir tanesi Martakçı Nasuh’un İstanbul minyatürü. Adeta büyülendim. 30-40 dakika inceledim onu. O gün orada karar verdim minyatür öğrenmeye.
Bu arada çok güzel bir şey oldu. Öğrenci bütçesi cebimde ancak bir simit, bir ayran, bir tost alacak kadar param var. Cebimdeki paraları saydım ve o gün açlığı göze alarak o çok incelediğim minyatür posteri ve beraberinde bir minyatürü daha aldım. Param iki tanesine yetmişti. Ya da o sahaf indirim yaptı bilemiyorum. Çok halden anlayan bir insandı, ona çok minnet borçluyum. Bana içeriden; sayfaları su almış, yaprakları birbirine yapışmış, satamayacağı atıl durumda bir minyatür kitabı getirip hediye etti. Müthiş bir perçindi bu benim için. Ben zaten posterden etkilenmiştim, o kitapla dedim tamamdır. Sonra eve döndüğümde o kitabın yapraklarını özenle ayırmaya çalıştım, tabi bir kısmı yırtıldı. Sayfalarını inceledim de inceledim. Böyle tertemiz bir hikayesi var.
Beni tanıyanlar daha çok yazacağımı düşündüler. Ben ters köşe yapıp çizip boyamayı tercih ettim.
YAŞAR KEMAL KİTAPLARI MİNYATÜR KOLEKSİYONU NASIL OLUŞTU?
Yaşar Kemal’in yaşamı boyunca yazdığı bütün kitapları 57 tane. Bu 57 kitabın her birini okudum ve bir minyatür resme dönüştürdüm. Bir yazarın tüm kitaplarının ayrı ayrı minyatür resimle resimlenmiş olması nedeniyle bu seri dünyada bir ilk, böyle bir özelliği var. 4 yıl süren bir emek var. İlk yıl 57 kitabın hepsini okudum. Neyi nasıl çizeceğime dair unutmamak için içlerinden kendime notlar çıkardım, yazdım. İkinci yıl o notlarımdan eskizleri hazırladım. Üçüncü ve 4. Yıllarda da minyatür resimlerini kağıtlara aktardım.
YAŞAR KEMAL KİTAPLARININ MİNYATÜRÜNÜ YAPMAYA NASIL KARAR VERDİNİZ? NEDEN YAŞAR KEMAL?
Minyatür kendine özgü çizim ve boyama teknikleri olan bu resim dili. Matbaanın olmadığı dönemde el yazması yazılmış tüm kitapların resimleri minyatürdü. Matbaadan sonra bu resimler kitaplardan çıktı. Ben kitap okumayı çok seven birisi olarak bugünün dünyasından bir yazar seçip kitaplarını minyatürlemek istedim. Anadolu’yu çalışmak istediğim için de Yaşar Kemal’i seçtim.
Anadolu sofrası beni bu yaşıma kadar besledi, büyüdü, doyurdu, nemlendirdi, mayaladı. Ben de Anadolu’nun sofrasına bir tabak eklemek istedim ve o tabakta da minyatür resim var. Öyle olunca Anadolu’yu en iyi yazmış yazarı seçip onun kitaplarını minyatürlersem; toplu halde Anadolu’ya, edebiyata, resme, hayranlık duyduğum büyük usta Yaşar Kemal’e, hepsine toplu teşekkür etmiş olurum dedim.
Yaşar Kemal’in . barış, sevgi ve umut aşılayan çok temiz bir düşünce dünyası var bana göre. Bu dünyanın bizlerin temiz alanları ile birleşip gelecek kuşaklara işaret edilmesi gerekiyor. Güç, güzellik ve güven üretecekleri bir kaynak var. Bütün dünya okuyor Yaşar Kemal’i. İnce Memed 37 dünya diline çevrildi. 57 kitap dünyada 239 kez başka dile çevrildi, 239 ülkede okunuyor. Biz kendi ülkemizde bazen bazı değerlerin çok da farkında olmayabiliyoruz. Ama sergilerimde ziyaretçilerden çok tatlı bir reaksiyon var. Benim amacım bu salondan çıkarken insanların özellikle gençlerin aklında “Şu kitabı okusam” düşünce oluşturmak. Ne kadar zihinde ve gönülde Yaşar Kemal oluşursa eserler o kadar amacına ulaşmış demektir.
YAŞAR KEMAL İLE TANIŞTINIZ MI?
Yaşar Kemal kitaplarını minyatür resme dönüştürmek 25 yıl önce verdiğim bir karardı. O zaman kendisi hayattaydı. Ancak ben resim konusunda henüz yeterince deneyim biriktirmemiştim. “Gelecekte sizin kitaplarınızı resimleyeceğim” demek olmazdı, onu yapamazdım. Ama 2016’da vefatının birinci yıldönümünde Galatasaray Üniversitesi bir anma programı yaptı. Üç Anadolu Efsanesi’nin görselleri o toplantıda kullanıldı.
YAŞAR KEMAL KOLEKSİYONU TAMAMLANDI, ŞİMDİ NE TÜR MİNYATÜR RESİMLER YAPIYORSUNUZ?
Minyatüre başlarken kendime seçtiğim 4 yol vardı. Bir tanesi tıp ve minyatürü birleştirmek. Benim arkadaşlarım tıp alanında çok güzel akademisyen oldular. Onların yaptıkları kongrelere, yazdıkları kitaplara, afişlerine logo çalışmaları yapıyorum. Tıp ve minyatürü birleştiriyorum.
İkinci yolum benim geçmişimde mübadele var. Anne ve baba tarafım Selanik Drama’dan gelmişler. Orada yarım kalmış bir hikayeleri var onların. O nedenle mübadeleye dair yazılmış kitapları da minyatürlüyorum.
Üçüncüsü beni minyatüre aşık eden Martakçı Nasuh vardır. Onun bir kitabı vardır; Menazilname, bir yolculuk kitabıdır. O kitabın içindeki tüm minyatürleri tekrar repredüksiyon olarak ürettim.
4. Aşama da Yaşar Kemal kitaplarıydı. Kendime söz verdiğim 4 basamaklı aşamaları tamamladığım için mutluyum. Bundan sonra bu şekilde adı konmuş büyük bir seri yok. Tek tek yarım işlerim var onları tamamlamam gerekiyor.
Bu 4 yıl içinde çok önemli görme problemleri de yaşadım. Her iki gözümden ameliyat oldum. Epiretiral membran diye retina üzerinde zaman içinde oluşan ve görmeyi engelleyen bir tabaka.vardı. Gözümü çok dinlendirmem gereken bir rahatsızlıktı. Bunu hiç yapmadım. Çünkü rahatsızlığım tam da bu 4 yıllık sürecin altıncı ayında başladı. Ben o sıra kitapları okuyordum ve daha önümde 3,5 yıllık bir süreç vardı. Dinlendirmediğim için gözlerimi birazcık riske attım. Ama kendi içsel bütünlüğüm içinde bunları tamamlamam gerekliydi. Şimdilik ameliyatlar tedaviler falan yürüyoruz. 3 yıl içinde göz sağlığım son halini alacak. Ondan sonra ben yine üretmeye devam edeceğim.
YAŞAR KEMAL SERİSİNDEN SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN, ÇİZERKEN EN ÇOK KEYİF ALDIĞINIZ MİNYATÜR HANGİSİ OLDU?
Hepsi diyebilirim. Seri 4 yıl sürdü. 4 yıllık bir lisans programının öğrencisi olsanız o 4 yıl geçmek bilmez. Ben 4 yıllık sürede bir saç teli kadar yorgunluk hissetmedim. Gözlerime rağmen bu kadar istekle çalıştım. Yemek ve uyku saatlerim dışında hep minyatür başındaydım, anca öyle bitebildi. Çünkü aslında bu boyutta bir minyatür resmi özel yaşamınızı da koruyarak çalışacak olsanız hakkı 5-6 aydır. Ben 57 kitabı minyatürledim, her bir minyatüre 5-6 ay ayıracak olsam ömrüm yetmezdi. O yüzden çok metodik, sistemli, sıkıştırılmış olarak çalıştım ve bitirebildim. Hepsini çok sevdim. Ancak “Binboğalar Efsanesi” hikayesiyle özel benim için. O yörük yaşamı beni çok çekiyor. “İnce Memed” serisi özel, “Bir Ada Hikayesi” konu olarak mübadeleyi de içerdiği için özel, “Çocuklar İnsandır” çok özel, Hepsi çok güzel şimdi haksızlık etmeyeyim. İlk önce “Çakırcalı Efe”yi çalıştım. En son da “İnce Memed 2” ile bitirdim. Seri 1 Aralık 2023’de tamamlandı.
YAŞAR KEMAL SERİSİNİ NERELERDE SERGİLEDİNİZ?
İlk sergi İzmir’de Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde açıldı. İkinci sergi Yılmaz Büyükerşen Eskişehir Cam Müzesi’nde açıldı. Üçüncüsü Bandırma Tunç Başaran ve dördüncüsü Denizli Turan Bahadır Sergi Salonu’nda açıldı. Bundan sonra sırada şubat ayında Bursa var. Daha sonra İstanbul, Ankara şeklinde dolaşacak.
Yaşar Kemal serisinin sergilenebilmesi için salonun 50-60 metre duvarının olması gerekiyor. Gazeteci Nedim Atilla eserlerimin sergilenmesinde destek oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüşerek ilk serginin açılmasına önayak oldu. Sonra arkası geldi.
ÖRNEK ALDIĞINIZ MİNYATÜR SANATÇILARI VAR MI?
Matrakçı Nasuh en başta. Kendisi Kanuni Sultan Süleyman döneminde sarayın baş nakkaşı. Kanuni Sultan Süleyman ile orduyla birlikte İstanbul’dan yola çıkıp iran Irak’a gidip döndükleri o güzergah üzerindeki 116 şehrin topografik minyatürünü çalışmış ve bir kitapta toplamış. Bunlar fotoğrafın olmadığı dönemde renkli belgeler. O kitap beni minyatüre aşık etti. Onun ilk minyatürü İstanbuldur, Sahafta gördüğüm de o. onunla aşık oldum. Matrakçı benim idollerimden birisi.
İkincisi Süheyl Ünver hoca. Cumhuriyet döneminde bu sanatları uykusundan uyandıran bir isim. Ve onun öğrencisi Cahide Keskiner hoca da çok değerli. Onların çizgileri benim örneğimdir.
HABER MERKEZİ