Barış Bektaş TBMM’sindeki konuşmasında iktidarın mahkeme kararlarının arkamızdan gelsin anlayışı içinde hareket ettiğini dile getirerek, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti'nin önergesini olumlu ve durum tespiti yapmak bakımından gerekli buluyoruz. Şöyle ki: Yasama-yürütme-yargı arasındaki balansın bozulduğu, güçler ayrılığı ilkesinin ihlal edildiği bir vaka. Ancak spesifik alanlarda da durum tespiti yapıp birtakım dezenformasyonların, birtakım yozlaşmaların önüne geçmekte bu komisyonun elzem olduğunu, hayati olduğunu düşünüyoruz. Tabii, AKP iktidarı bırakın yargıya müdahaleyi artık, Süleyman Soylu'nun ifadesiyle âdeta "Mahkeme kararları bizim arkamızdan gelsin." anlayışıyla kendisini onaylattıran, kendisinin karar süreçlerinde sürekli olmak istediği, karar süreçlerinde olmaya çalışıp aleyhine karar çıktığı noktada da hukuku, mahkeme kararlarını tanımadığı bir düzen yaratmış durumda. Can Atalay örneğinde bunu gördük. Bağımsız mahkemelerin Türkiye Cumhuriyeti adına, Türk Milleti adına karar veren mahkemelerin verdiği kararları tanımayan bir iktidar anlayışını gördük. Ama sadece siyasi davalarda değil, artık bunun genele indirgendiğini üzülerek görüyoruz. Dünya literatüründe, hukuk literatüründe örneği olmayan kurumlar getirdi AKP iktidarı. Türkiye'deki doğa katliamını, maden yağmasını gerçekleştirirken mahkemeleri baypas etmek için acele kamulaştırma denilen bir uygulamayı getirdi. Yürütmenin durdurulması kararlarını dahi dinlemeyen bir iktidarla yüz yüzeyiz. Ama bu komisyon özellikle hukukçu değil, tetikçi gibi davranan ve âdeta mahkeme mahkeme gezdiren, hâkim demeye dilimizin varmadığı kişileri teşhir etmesi bakımından hangi davalara girmişler, hangi davaları takip etmişler, ne yönde karar çıkarmışlar bunların takibi ve yargı üzerindeki yürütmenin tahakkümüne müdahale bakımından, ensesinden iktidarı çekmesi bakımından Meclisin yapmak zorunda olduğu bir denetim faaliyetidir diye düşünüyorum” dedi.
Yargı, Bakanlıkların tekeli ve baskısı halindedir
Yargının bakanlıkların tekeli ve baskısı altında olduğunu dikkat çeken Barış Bektaş konuşmasının devamında ise şunları ifade etti: “Yargı artık her konuda bakanlıkların bile tekeli hâlinde, baskısı hâlinde. Hatırlayınız, uzman öğretmenlerle ilgili bir yargı kararı çıktı, bir kısım müvekkilimizin dosyası onaylandı, sonra Maliye Bakanının ziyaretindeki bu komisyon faaliyete geçerse iç yüzünü daha iyi öğreniriz denildi ki: ‘Bu, ciddi bir yük getiriyor.’ Bir kısım öğretmenin hakları Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu ve Maliye Bakanlığının talimatıyla toplandı ve karar aksi yönde değiştirildi. Böyle bir ülke düşünebiliyor musunuz? Bırakın hâkimin yurttaş ile devlet arasında eşit mesafede olmasını, hukuken doğru dediği, tescillediği, onayladığı, kesinleştirdiği binlerce karara rağmen Maliye Bakanlığının talebi üzerine, yük getirecek diye kendi öğretmeninin haklarını yiyen bir yargı sistemi. Siyasi davaları konuşmaya dahi gerek duymuyorum. Oradaki hak gasplarının nasıl olacağını, Kendi ajanını, kendi memurunun haklarını gasp etmek için yargıya baskı yapan, şablon kararlar çıkartan bir yürütme ve onun türevi olan idareden bahsediyoruz. Sonumuz hayrola. Ama bu komisyonun kurulması elzem, en azından kötü karakterleri ortaya çıkarması bakımından önemli diye düşüyor, saygılar sunuyorum.”