Altıntaş: Kur’an lafız ve manasıyla mucizedir

HİSDER'in bu haftaki konuğu NEÜ İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ramazan Altıntaş idi. Altıntaş: “Kur’an lafız ve manasıyla mucizedir” dedi.

“İslam, belli bir ırk veya topluluğa değil, bütün insanlara hitap eder. İslam'ın dünya-ahiret dengesi içindeki yeri oldukça önemlidir” diyen Prof.Dr. Ramazan Altıntaş, “İslam, insan fıtratına ve yaratılışına en uygun bir dindir. İslam’da kişi başkalarından değil, ancak kendi yaptıklarından sorumlu tutulmuştur. İslam dini, Allah tarafından gönderildiği şekli ile hiçbir değişikliğe uğramadan ve bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

DİN ALLAH TARAFINDAN GÖNDERİLEN İLAHİ KANUNLARDIR

Dinin Allah tarafından peygamberleri aracılığı ile insanlara gönderilen ilâhî kanunlar olduğunu ifade eden Altıntaş “Bu kanunlar hakikatin yegâne kaynağıdır ve insanları kendi tercihleriyle hem dünyada hem de ahirette mutluluğa götürmek için gönderilmişti. Yahudiler kendi ırklarını yüceltmek amacıyla dinde mevcut olmayan inançları kutsamışlar, dünyevi hırslarını ön plana çıkartmışlardır. Hristiyanlığın teslis inancı ile bir ruhban sınıfı oluşmuştur. Onun, prensip itibariyle dünyevî sistemlerle alakası yoktur. İslam hem dünyayı hem de ahireti dengede tutarak hayatın tüm alanlarına yön verir. İman, ibadet ve ahlakla beraber insanın ticaret gibi ilişkilerini de düzenler.” dedi.

İSLAM EVRENSEL BİR DİNDİR

İslam’ın evrensel bir din olduğu üzerinde duran Altıntaş, diğer dinler gibi belli bir topluma veya bölgeye değil tüm insanlığa gönderilmiş en son ve en kamil bir din olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, diğer semavi dinlere gelen kitapların sonradan yazıya geçirildiği için insanlar tarafından tahrif edildiğini Kur'an-ı Kerim’in ilk nazil olduğu andan itibaren ezberlenmeye başlanarak yazıya geçirildiğini belirttikten sonra tarihi olaylar üzerinde durdu. Altıntaş, “Kral Buhtunnasr Kudüs’ü ele geçirdikten sonra Tevrat’ı ortadan kaldırdı.Daha sonra Azra isminde birisi Tevrat’ı bir mağarada bulduğunu söyler. Ne Hz. Musa'nın tebliğ ettiği Tevrat'ın ilk nüshası, ne de Hz. İsa'nın tebliğ ettiği İncil’in ilk nüshası vardır. İncil’in dili Aramicedir. 325 yılında İznik Konsili’nde dört İncil (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna) kabul görmüştür. Hristiyanlık’ta Hz. İsa’nın uluhiyyetine inanmak dogmadır. Hz. İsa ve Hz. Meryem ilahlaştırılarak insanlıktan çıkartılmıştır. Allah’ın tecessüs ettiği üçlemeye gitmişlerdir. Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed daha hayatta iken tamamlanıp yazıya geçirilmiş ve o günden bu güne kadar hiçbir değişikliğe uğramadan bize nakledilmiştir. Tevrat ve İncil indirilişinden çok sonraları yazıya geçirilmiş, bundan dolayı farklı şekillerde Tevrat ve İncil metinleri meydana getirilmiş, bu kitapların yazılması esnasında birçok tahrifat yapılmış, asılları korunamamıştır.” Diye konuştu.

ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAM’DIR

Peygamberimize ilk vahiy 610 yılında indirildikten sonra İslâm’ın çağı başladığını, bütün dinlerin itikat ve ahlak olmak üzere iki boyutunun olduğunu ifade eden Altıntaş, “Peygamberimize 23 yılda inen ayetler sahabe tarafından ezberlenildi. Hz. Ebubekir zamanında yalancı peygamber ortaya çıkmış yapılan savaşta birçok hafızın şehit olması sonucu Zeyd Bin Sabit başkanlığında komisyon oluşturularak İslam beldelerine Kuran nüshaları gönderildi. Gönderilen 5 nüshanın 3’ü (Taşkent, Topkapı, Londra) elimizdedir.İslâm, insan fıtratına ve yaratılışına en uygun bir dindir. İslâm’da kişi başkalarından değil, ancak kendi yaptıklarından sorumlu tutulmuştur. İslâm dini, insanın fıtratına uygun olarak onun ruhî, fizikî, ictimaî ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuş ve bunların meşru yoldan temin edilmesini sağlamıştır.” dedi. Prof. Dr. Ramazan Altıntaş konuşmasının sonunda kişinin günahını başkasının yüklenmesi, din adamlarının insanların günahlarını affetme yetkisine sahip olmadığını rahip ve rahibelerin evlenmemesi gibi fıtrata aykırı durumların İslam dininde asla bulunmadığını, Uzakdoğu dinlerinde nefis öldürülürken Batı’da nefis azgınlaştırıldığını, İslam’da nefis öldürmek kavramının olmadığını, İslam dini, Allah tarafından gönderildiği şekli ile hiçbir değişikliğe uğramadan ve bozulmadan günümüze kadar ulaştığını, bundan sonra da bu özelliğini daima koruyacağını söyledi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

YEREL Haberleri