Gonya’da düğün pilavı, öyle sıradan yemek değildir. Hatta bir ara sosyal medyada “Bugün nerede pilav var?” diye hesaplar açıldı. Millet, pilavın yerini takip ederdi.
Masada oturanlar kaşık sallarken, arkadakiler ayakta sıra bekler. Acele yok, sabır Gonya’nın kanında var. Pilav kazanı kaynamış mı, yoğurt çorbası var mı, bamya çorbası hazır mı diye gözü kazanlarda gezer.
Pilavın altına konulan ete “denizaltı” derler, ama dikkat et gardaş! Üstüne de konulabilir, yani denizaltı hem alta hem üste olur. Kaşıklar yanındakiyle çarpışır.
Herkes genellikle aynı tabaktan yer, kaşık kaşığa girer. Küçük çocuğu olan anneler yanlarında tabaklarıyla gelir. Konyalı bilir ki sofrada kimse aç kalmaz; tabak dibine kadar sıyrılır, ikinci tabağı da kapar.
Tatlı kısmı da ayrı bir şenliktir: irmik helvası ve zerde her ikisi birden gelir, mis gibi kokularla sofrayı şenlendirir.
Biri sorar:
— “Ağabey, doydun mu?”
— “Hee gardaş, doydum amma ikinci tabağı almazsam ayıp olur.”
Olaki Gonya’da olmayanlar yolunuz buradan geçerse, herhangi bir düğün pilavına denk gelirseniz hiç düşünmeden o sofraya oturun. Misafiri sever ve aç bırakmayız.
Düğün pilavı Gonya’da sadece yemek değil; ortak tabak, denizaltı, sabır, muhabbet ve bol kahkahadır.
Tüm Gonyalı gardaşlarıma selam olsun!