Kişiliğimiz, kendimize özgü davranışlarımızdan oluşur. İnsan davranışlarının birbirinden farklı olması kişilik özelliklerimizin farklı farklı şekillenmesinden kaynaklanır. Doğuştan getirdiğimiz özelliklerimizle beraber; büyüdüğümüz aile, yaşadığımız çevre, aldığımız eğitim, maruz kaldığımız travmatik olaylar kişiliğimizi şekillendirir. Belirli kişilik özelliklerinin çok aşırı olmasıveya olmaması durumunda kişilik bozuklukları ortaya çıkabilir. Normal dışı (anormal) davranışlar, bozukluk olarak tanımlanır.
Narsisistik kişilik bozukluğu da kişinin kendisini; abartılı üstün görmesi, aşırı beğenmesi ile ortaya çıkar. Narsisizm kavramı Yunan mitolojisindeki Narkisos mitinden türetilmiştir. Mitolojiye göre genç ve yakışıklı Narkisos kendisine hayran olan birçok kişiyi reddetmiştir. Narkisos tarafından üçümsenmiş bir aşığın duasına cevap veren Tanrıça Nemesis, tıpkı kendisinin daha önce birçok kişiye yaşattığı gibi Narkisos’u karşılıksız aşkla cezalandırmıştır. Narkisos suda kendi yansımasını görerek yansımasına âşık olmuş ve ölene kadar kendi yansımasını umutsuzca izlemiştir. Başka bir rivayete göre de Narkisos, aşkına ulaşmak isterken suya düşerek boğulmuş ve düştüğü yerde nergis çiçeği açmıştır.
Narsist kişiler empati eksikliği eğilimindedir ve sürekli dikkat çekmeye yönelik davranışlar sergileyerek çevrelerinde hayranlık uyandırmak isterler. Söylediklerinin karşı tarafta nasıl etki yarattığını hiçe sayarlar. Kendisini eleştirmeye kalkışan insanları kötü niyetli düşmanlar olarak algılarlar. Eleştirileri yalanlamaya çalışarak kendi uydurduğu doğrulara inanırlar.
İnsanların kusurlarını arar ve eline geçen ilk fırsatta onları küçümserler. Narsist birey; eşlerini, çocuklarını, çalışma hayatındaki iş arkadaşlarını kendi varlığının uzantısı olarak görür. Dolayısıyla bu insanlar onun ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Erich Fromm, “Eşitlik, hiç kimsenin bir başkasının amacına araç olmaması anlamını taşır.
Bu, tüm insanların birbirleri için araç değil amaç, sadece amaç oldukları zaman herkesin eşit olacağı anlamına gelir.” der. Narsistler diğer insanları araç olarak görürler. Bu bireyler, kendi davranışlarının farkına bile varmazlar ve sürekli karşı tarafı beceriksiz olarak nitelerler.
Hayatlarında mutsuzlardır, mutlu olan kişilerin de mutlu olmasını istemezler. Diğer insanları da kendi yalnızlıkları ile boğmaya çalışırlar.
Demirci, İ. Ekşi, F. (2017). Büyüklenmeci Narsisizmin İki Farklı Yüzü: Narsistik Hayranlık ve Rekabetin Mutlulukla İlişkisi. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 46: 37-58.