Refikimiz Merhaba Gazetesi’nin haberi şöyleydi:
“Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Bilgiç, kendi talebi üzerine konuk edilmiştir. Bilgiç bu toplantıda, Tank Taburu arazisi olarak bilinen arazinin konuta açılması ve bir kısmının satışıyla ilgili bir siyasi partinin basın açıklamasını ve bir milletvekilinin Meclis’te yaptığı konuşmaları içeren haberleri gerekçe göstererek “Merhaba Gazetesi’ne artık reklam vermeyeceklerini” söylemiştir. Bununla da yetinmeyip 3 gazetenin adını sayarak, “Son günlerde eleştirel haberler yapmaya başladınız” demiş ve reklam kesme iması ve tehdidinde bulunmuştur.”
…
Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bilgiç’in “Kamuoyuna Duyurusu” ise şöyleydi:
“Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin davetiyle bir istişare toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıda şehrimizin ve yerel medyamızın ortak sorunlarını ve çözüm yollarını konuştuk. İlgili gazetenin yetkilisi toplantıda belediyemizden yüklü miktarda para talep etti. Bu talebin olmayacağını hazirun huzurunda ifade ettik. (…) Kendilerini ve farklı yayın organlarını tehdit etmedim. Toplantıya katılan diğer üyelerin bir kısmı da oradaki ifadelerimi destekledi. (…) Bu toplantıda eski sisteme döneceğimizi ve birleşme sonrası durumun bizim kurumsal çıkarlarımızla uygun olmadığını ifade ettim.”
…
Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklamasındaki ilgili bölüm ise şöyle:
“Kamuoyuna bir kısmı yansıyan son toplantı ile ilgili olarak; yönetim kurulu toplantımıza davet ettiğimiz Ahmet Bilgiç Bey, Merhaba Gazetesinin kurumlarına karşı doğru olmayan delile ve gerçeğe dayanmayan yayınlar yaptığını ifade etmiştir. Bu bağlamda daha evvelki toplantılarda alınan birlik ruhuna uygun kararların bozulduğunu söylemiştir. Ahmet Bilgiç’in konuşması bitince konunun tarafı olan Merhaba Gazetesi imtiyaz sahibi Halid Şen’e de söz verdik. Kendisi haberlerini bir il başkanının ve vekilin sözlerinden aldıklarını bu anlamda belgeli haber yaptıklarını ve yine bu şekilde haber yapmaya devam edeceklerini ifade etti. Bunun üzerine Ahmet Bilgiç, Gazetenin haber yapma özgürlüğü olduğu gibi kendilerinin de destek verme özgürlüğü olduğunu belirtmiştir. Yönetim kurulunda o an hazır bulunana hazirunun çoğunluğu konuşulan ifadelerin tehdit içermediğini açıkça beyan etmiştir.”
…
Bu üç açıklamayı yan yana koyduğumuzda, KGC’nin anlatımında toplantının akışı; Bilgiç’in “doğru olmayan yayın” eleştirisi, Merhaba Gazetesi imtiyaz sahibi Halid Şen’in “haberlerimizin dayanağı var” cevabı ve Bilgiç’in bunun üzerine “Bizim de destek verme özgürlüğümüz var” ifadesiyle şekillenmiş görünüyor. Hazirunun çoğunluğunun da bunu tehdit olarak görmediği belirtiliyor. Ayrıca Merhaba’nın “Ahmet Bilgiç, kendi talebi üzerine konuk edilmiştir” cümlesi de Cemiyet’in açıklamasıyla örtüşmüyor.
…
Burada durup yerel basına dair daha geniş bir gerçeği de konuşmak gerekiyor. 02 Ağustos 2025 tarihli Merhaba Gazetesi’nin “İşte Konya'da günlük yayınına devam eden 4 gazete” başlıklı haberindeki şu cümle dikkat çekicidir:
“Konya’da günlük yayın yapan gazeteler, ‘basın ilan geliri hak devri’ yaparak 3 yeni gazetenin çatısı altında birleşme kararı aldı. Merhaba Gazetesi, Anadolu’da Bugün Gazetesi, Konya Postası ve Yeni Konya Gazetesi ise günlük olarak yayınlarına devam edecek.”
…
Eğri oturalım doğru konuşalım: “Konya basını” dediğimiz mahallenin fertleri, mesele başkasının başına geldiğinde dayanışma arayan; fakat sıra kendisine geldiğinde bu sınavı pek de geçemeyen bir yapıya sahip.
Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin durumu bunun somut örneklerinden biri. Değerli gazete patronlarından oluşan yönetim kurulu, neredeyse bir “patronlar kulübü” görüntüsü veriyor. Sektör çalışanlarının sorunları gündem olamıyor; yeni yayınlar kolay hazmedilemiyor. Ve şehrin günlük yayın yapan 11 gazetesinin hak devriyle 3 çatı gazeteye geçmesi sürecinde, bu gazetelerin kadrolarında yer alan insanların işsiz kalmaması için bir çaba gösterilip gösterilmediği sorusu bugün hâlâ yanıtlanmış değil.
Cevap bekleyen soru şu: Gazetelerin birleşmesinden kim kazançlı çıkmıştır? Patronlar mı, çalışanlar mı, yoksa şehir mi?
Bir soru da Merhaba Gazetesi’ne: Konya’da günlük olarak yayın yapan gazete sayısı nedir? Konya Bakış Gazetesi neden söz konusu listede yer almamıştır?
Tüm bunları yazarken meseleyi kişiselleştirmek niyetinde değilim. Fakat şunu da görmek gerekir: Ortak bir dayanışma zemini olmadığında, bulanık havayı seven yapılar güç kazanır. KGC’nin açıklaması, bu krizin çok daha olgun ve yapıcı biçimde yönetilebileceği hâlde bunun tercih edilmediğini gösteriyor. Ahmet Bilgiç’in tutumu ise bu ortamda ayrıca bir yoruma ihtiyaç bırakmıyor.
Sonuç basit: Böyle bir basın ekosistemi, güç ilişkileri tarafından kolayca yönlendirilebilir hâle geliyor. Ve işte bu yüzden, Konya’da basın bu kadar kolay domine edilebiliyor.
Tehdit içermeyen bir başka cümlesinde de ne demiş Ahmet Bilgiç: “Bu toplantıda eski sisteme döneceğimizi ve birleşme sonrası durumun bizim kurumsal çıkarlarımızla uygun olmadığını ifade ettim.”
Hadi bakalım, kolay gelsin!