Uğur Başkan diş kirası da vermiş!

Mehmet Ali Elmacı

Konya’yı seviyorum.

Hakikaten…

Ramazan ayı Konya’da bir başka güzel…

Elhamdülillah…

Bakan Koca’ya da bir selam gönderelim.

Salgın sürecinde çok yoruldu. Allah kendisinden razı olsun.

Önceki gün yaptığı paylaşımda “3 yıl önceki Ramazan’a yaklaştık…” minvalindeki paylaşımda bizleri ziyadesiyle memnun etti.

Teşekkürler Fahrettin Koca…

Çok emeğiniz var.

Sürecin iyi yönetilmesinde emekleriniz çok.

Bunları neden yazdım?

Biz hep ‘Nerede O Eski Ramazanlar’ derdik ya…

Anladık ki; eski olmaktan ziyade kucaklaşacağımız, iftar sofralarında bir araya gelebileceğimiz bir Ramazan istiyormuşuz.

Hamdolsun onu da bu yıl yaşıyoruz…

Salgın süreci bizi tamamen eve kapatmıştı.

O Ramazanlar bizi üzmüştü!

İbadetlerimize sevinemedik, oruca sevinemedik, bayrama sevinemedik.

Tam da böyle işte…

Şimdi mi?

Bakanımız Fahrettin Koca’nın dediği gibi “3 yıl önceki Ramazan ayına yaklaştık”

Çok şükür…

Beraber iftar sofralarına oturabiliyoruz.

Rabbimize hamdolsun.

Dedim ya…

Konya’da Ramazan bir başka güzel.

Birinci gününden itibaren şehrin her yerinde iftarlar var.

Belediyeler derseniz öyle…

Şehit aileleri ile iftar…

Her gün farklı bir mahallede vatandaşla iftar…

Ne güzel.

Önceki gün de Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın Konya’nın meczuplarıyla iftarda buluştuğunu öğrendim.

Çok sevindim…

Çok hem de…

Allah kabul etsin.

İşte şehri de, bizi de ayakta tutan bu hareketlerdir.

Teşekkürler Uğur İbrahim Altay…

E…

Diş kirası vermeden de olmaz.

Vermiştir, vermiştir…

Allah kabul etsin.

***

Ezanların kıymetini bilin

Biliyorsunuz, Ramazan boyunca her gün farklı bir konu ve konukla ‘Pozitif Bakış Ramazan Özel’ programı yapıyoruz.

Her gün farklı hikâyeler dinliyoruz Ramazan’a dair.

Zira Konya’da Ramazan yaşamışsanız, çok farklı hikâyeler vardır.

Yeri geldikçe de sizlerle paylaşırız inşallah.

Selman Selim Akyüz anlattı…

Unutmamak adına buradan da hatırlatayım.

İki konu…

Birincisi…

Akyüz’ün kendi cümleleriyle dinleyelim; Bir gün Sultan Selim Camii’nde namaza hazırlık yapıyoruz. Müezzin ezanı öyle bir okudu ki, o ses, tılsım ve ihtişam bütün bünyeme işledi. Duygulandım... Gözlerim doldu Derken, baktım yanımda bir ağabey ağlıyor. Yüzüne bakınca ben sormadan anlattı; ‘Bu ezanlar var ya bu ezanlar… Ben yurtdışında yaşıyorum, hiç ezan sesi duymadan. Bu ezanların kıymetini bilin’

Ya…

Ne kadar önemli değil mi?

İkincisi de Selman Selim Akyüz’ün program sonunda gençlere seslenişi önemliydi.

“Gençler bu videoyu 15-20-30 yıl sonra izlediğinizde bu şehirde oruç tutanların azalmasına izin vermeyin”

Ne güzel değil mi?

Sakın izin vermeyin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.