Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde aşırı sağcı İsveçli siyasetçi Rasmus Paludan’ın Kur’ân-ı Kerîm’i yakmasına İsveç makamlarının izin vermesi dünya Müslümanlarının tepkisine neden oldu.
İçimiz acıdı.
Tepki göstermek işin en kolay yoluydu.
Biz de Müslümanlar olarak onu seçtik.
Aslında bunları düşünürken aklıma şu hadis geldi; “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir”
Kalbimizle buğz ettik ya…
Kategorimiz bu işte.
Kimse bana kızmasın…
Fotoğraf bu.
İki gündür takip ediyorum.
Kim, nasıl tepki koyacak?
Bari bunu yapın…
Misal…
Konya’dan ses yok!
Bireysel açıklama çok.
Belediye başkanları, milletvekilleri…
Ama…
Toplu bir haykırıştan bahsediyorum.
Önceden olsa Konya Sivil Toplumları Platformu bütün STK’lara çağrı yapar ve Kayalıpark’ta açıklama sonrası tel’in ederdi.
Hem de en yüksek sesle.
Şimdi ne oldu?
Baktım, platform bir kınama mesajı yayınlamış ve kısacık bir metinle de olaya tepki göstermiş.
Yazık!
Kimse kusura bakmasın ama hakikaten yazık.
Oysaki önceki günlerde Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak bir basın toplantısı düzenlenmişti.
Kendilerini basına tanıttılar.
Konya için, ülke için, inancımız için çalışmalar yapacaklarını düşünerek ümitlenmiştik.
Yanılmışız.
Şimdi bana diyebilirler ki; ‘Yahu tel’in açıklaması yaptık ya… Yetmez mi?’ diyenler çıkacaktır.
Yetmez kardeşim…
Yetmez…
Bedenleri de, ruhları da diri tutmak için Kayalıpark’a çağırmak lazım.
Karınca misali…
Samimiyetini de, tarafını da belli etmen lazım.
Kısaca bir soruyla bitireyim.
Bunları yapamayacaksan, sen ne için varsın?
Kusura bakmayın ama…
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ne işe yarar?
Yoksa…
Biz de buradan sert bir şekilde tepki gösteriyoruz.
Rasmus Paludan’ın Kur’ân-ı Kerîm’i yakmasını tel’in ediyoruz.
***
Garibanın oyu yok mu?
Seçim sürecine girdiğimiz bu günlerde partiler ziyaretlerini sıklaştırdı.
Hani seçim var ya…
Özellikle düğün ve özel günlerde siyasetçileri sık sık göreceğiz de…
Ben bugüne kadar garibanın düğününde Konyalı bir siyasetçiyi göremedim.
Görmedim.
Konya’nın tanınmış ailelerinin düğününe giderek gönül almak olmaz.
Garibanın da kapısını çalmak lazım.
Garibanın da gönlüne girmek lazım.
Sevincinde gülmek, üzüntüsüne ağlamak…
İlla ki olayı siyasete bağlayacaksanız…
Neden?
Onların oyu yok mu?
Sandığa gitmeyecekler mi?
Bir gözden geçirin.