Bir yerlerde sıkıntı var.
Tezat var…
Önceki gün gördüğüm haber, ekonomik anlamda insanların yaşadığı zorlukları da gözler önüne seriyor.
Haber mi?
“Kış aylarının gelmesiyle vatandaşların mont almak istemesi bir zorluğu daha ortaya çıkardı. Ortalama 2 bin lirayı bulan mont fiyatları bazı markalarda 5-6 bin liraya kadar çıkınca sabit gelirler için mont almak imkansız hale geldi. Bazı bankalarla anlaşan e-ticaret siteleri mont satışları için 36 vadeli krediler açmaya başladı”
İlgi çekiyor aslında…
Birileri kullanacaksa tam istedikleri haber…
Hadi bin lira…
1500 lira da…
6-7 bin liraya kadar mont alabiliyorsak durumumuz çok iyi demektir.
Kimsenin lüks düşkünlüğü beni ilgilendirmez ama 6-7 bin liraya alınacak mont biraz lüks değil mi?
Neyse…
Ekonomik anlamda zor bir durum…
Böyle bir realite var.
Buna eyvallah…
Bütün bu realite ortadayken görüştüğüm iş adamlarının söyledikleri de ister istemez bizim bir tezatta olduğumuzun göstergesi.
Ben öyle anlıyorum.
Bakabildiğim fotoğrafı yorumlamaya çalışıyorum.
Düşünün…
Pahalılık var ama kimse evinde kahve içmiyor.
Çok basit bir örnek veriyorum.
Adını bile söylemekte zorlandığımız bilmem ne kafeler tıklım tıklım.
Herkesin elindeki telefon en kalitelisi…
Ama…
Monta gelince ‘ekonomi o kadar kötü ki, mont kredisi veriliyor’
Kusura bakmayın ama…
Bu doğru değil.
Tezat…
Gelelim iş adamlarının söylediklerine…
‘Çalıştıracak işçi bulamıyoruz’
Konya’da, Konya…
Başka bir yerden bahsetmiyorum.
‘Eğer Suriyeliler olmasın, çalışacak işçi yok’
‘Afgan göçmenler olmasın tarım biter’
Ben demiyorum bunları.
Hatta bir görüşmede duyduğum cümle daha da ürkütücü.
Bu şehir adına ürkütücü…
Ekonomi adına ürkütücü…
Önce cümleyi yazayım mı?
“Eğer bu ülkede Suriyeliler de ülkelerine gitmeye başlarsa Türkiye Afrika ülkelerinden işçi getirmek zorunda kalacak”
Şaşırmayın…
Bunu söyleyen bir inşaatçı…
İşveren…
Kalıpçı yok…
Duvarcı yok…
Vesaire…
Hayda…
Böyle giderse bu sıkıntı önümüzdeki yıllarda daha da ayyuka çıkacak.
İnşaatta böyle…
Emin olun sanayide de durum çok farklı değil.
Elbette bunun çok farklı etkenleri var.
Eğitim sisteminin çarpanlarını ayrıca yazmak lazım ama gençler çalışmak istemiyor.
Böyle bir realite var.
Bunun altını çizmek lazım.
Kimse kusura bakmasın.
Durum tam da bu…
Yani…
Çok değerli inşaatçı ağabeyimin söylediği gibi…
‘İşsizlik yok, iş beğenmezlik var’
Tezat burada…