Kahramanmaraş 7.7 ve 7.6'lık iki deprem ile sallandı.
Asrın felaketi olarak adlandırılan facia; Kahramanmaraş dışında 9 ili daha yıktı.
Depremden etkilenen insan sayısı 13.5 milyona ulaştı. Bu rakam, 28 ülkenin nüfusundan daha fazla.
Vefat sayısı 20 bine yaklaştı.
Yaralı sayımız da on binlerle ifade ediliyor.
Vefat eden kardeşlerimize Allah rahmet eylesin. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Türkiye seferber oldu.
Yardımlar çığ gibi…
Türk insanının fedakârlığı, cefakarlığı her zorlukta olduğu gibi bunda da ortaya çıktı.
Herkes elinden gelenin en iyisini yapmak için çaba harcıyor.
Özellikle Konya…
Konya bir kez daha alicenaplığını gösterdi.
Hem de koordineli bir şekilde.
STK’lar…
Muhtarlıklar…
Dernekler…
Hepsi var gücüyle çalışıyor.
Kimisi bedenen kimisi de madden…
Hiçbir şey yapamayan da dua ediyor.
Hepimiz dua ediyoruz tabi.
Kolay bir süreç yaşamadık, yaşamıyoruz.
Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Konya’yı ayrıca tebrik etmek lazım. Herkesin ayrı ayrı ellerinden öpmek…
Kimse maddi bir karşılık beklemeden elinden geldiğince çalışıyor.
Analarımız ev ekmeği yapıyorlar.
Kimse aç kalmasın.
Çoraplar, kıyafetler…
Kimse üşümesin.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin bölgedeki çalışmalarını unutmamak lazım.
Bir taraftan enkazdan bir kişi daha canlı çıkarabilme telaşındalar bir taraftan da şehrin su sorununu çözmek için uykusuz çalışıyorlar.
Uğur İbrahim Altay’ı takdir etmek lazım.
Başkan bizzat koordine ediyor.
Hatay’da adeta küçük bir belediye kurmuş.
500’den fazla araç 2 binden fazla insan gücüyle şehri ayakta tutmak için çalışıyor.
Avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlayalım.
Yorgunluktan, uykusuzluktan sandalyede uyukladığı fotoğrafları hepimiz gördük.
Takdir ettik.
Ediyoruz…
De…
Bütün bunlar yaşanırken iki konuyu gündeme getirmek de lazım.
Aslında hiç zamanı değil ama yine de ‘biz ne ara bu hale geldik?’ uyarısı yapmak lazım.
Deprem bölgelerindeki yağmalama haberleri bizleri üzüyor.
Bunlar kim?
Bu soruyu da tedirginlik içinde soruyorum; Kim bunlar?
Bizden mi?
Yahu, biz ne ara bu hale geldik?
Yardım tırlarına saldıranlar…
Depremzedelerin özel eşyalarını çalmaya çalışanlar…
Ha bir de…
Depremzedelere yardım topluyorum diyerek insanları dolandırmaya çalışanlar.
Bütün bu kötü fotoğrafları istisna olarak görüp Türk insanının vefakârlığına zeval getiremez diyorum.
Getiremez.
Türk insanı vefakârdır.
İkinci konu ise daha da önemli.
Hamdolsun devletimiz çok güçlü.
Dün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan devletin büyüklüğünü bir kez daha gösterdi ve depremzede insanlarımızı istediği bölgede bir yıl misafir edip bu şehirleri yeniden ayağa kaldıracağının sözünü verdi.
İşte devlet budur.
Tamam…
İstediği bölgeye bir yıllık kirasını vererek gönderecek ama…
Ev sahipleri şu anda bile kendini hazırlamış!
Neye mi?
Şimdiden kiralara bin lira zam yapmışlar bile.
Bu da yetmiyor…
Memur kefil istiyorlar.
Bakalım daha ne isteyecekler?
Yazık yahu…
Yazık…
Deprem bölgesinden yapılan bir paylaşımla bitireyim mi?
Bir kiracı paylaşmış; “Kira zammını beğenmeyip fahiş fiyat isteyen ev sahibimle aynı ateş etrafında ısınıyoruz”
Anlamlı değil mi?
Bunun önlemini almamız lazım.
Uyarayım…
Zira, Konya’ya da şu ana kadar gelen depremzede sayısı birkaç bin oldu.
Sadece sorayım…
Biz ne ara bu hale geldik?