Başıboş sokak köpekleri sorunu bu ülkenin öncelikli gündemleri arasına çok acilen girmelidir.
Önceki günlerde yine Akşehir’de bir adliye memuruna saldırmışlar.
Çok şükür ki hafif sıyrıklarla atlatmış.
Sorunun çözülmesi için daha nasıl haberler bekliyorsunuz anlamıyorum ama…
Hızlıca çözüm bekleyen bir sorun olduğu kesin.
Konya Büyükşehir Belediyesi Türkiye’ye örnek bir çalışma yaparak barınak kurdu.
Türkiye’de ilk dersek herhalde sözümüze halel gelmez.
Peki ne oldu?
Birkaç kendini bilmez bu konuyu da suistimal ederek Büyükşehir’in Türkiye’ye örnek olacak yeni projelerinin de önüne geçti.
Misal…
Hayvan barınağının yanında sahiplendirme çalışması da başlatılarak sokakta başıboş hayvan kalmaması için çalışmalar yürütüyordu.
Dedim ya…
Birkaç kendini bilmez insan ile bazı mama lobisi olduğu düşünülen kişilerin suistimali bu güzel çalışmaları gölgeledi.
Anlayacağınız işlerine gelmedi.
Peki Büyükşehir vazgeçti mi?
Elbette hayır…
Türkiye’ye örnek barınak ve rehabilite çalışmaları devam ediyor ama başıboş kısmına tam anlamıyla çözüm bulacak kapasite azaldı.
Özelliklerini de sayayım mı?
Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, 2 bin 500 hayvan kapasitesine sahip.
Tam donanımlı hayvan hastanesi, hasta ve yaralı hayvanlar için alttan ısıtmalı bakım odaları, yarı açık gezintili çoklu köpek bakım bölümleri, köpek kulübeleri, kedi evi, yem depoları, idari bina, sosyal tesisler, pet gösteri ve gezinti alanı ile hizmet veren tesiste; yaralı veya güçten düşmüş sokak hayvanlarına Acil Müdahale Ekibi 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet veriyor.
Bunca imkân varken hala konuyu da çözebilmiş değiliz.
Anladığım kadarıyla gerekli tetkik ve bakımları yapıldıktan sonra yeniden sokağa salınıyor.
Mesele, hayvan sevgisi üzerinden ele alınamayacak kadar “sosyal sorun” halini almış gözükmektedir.
Belediyelerin bu konuda elleri bağlanmış durumda…
Hem de kanunla…
90’lı yıllarda belediyeler eliyle itlaf ediliyordu.
Ben bunlara çokça şahit olmuşumdur. Yani elinde tüfekle gezerek sokak köpeklerini öldüren fotoğraflar hala gözümün önünde.
80’lerin sonu ve 90’lı yıllar…
Tabi ki onlar da can ve böyle bir çözüm de istemiyoruz.
Ama…
Bu konunun çözüme kavuşması da belediye başkan adaylarının projeleri arasında yer almalıdır diye düşünüyorum.
Yani…
Bu konuyu çözebilme adına çalışmalar yapması gerektiğini kabul etmek lazım.
Peki bu durum Avrupa’da nasılmış?
Birkaç örnek vereyim mi?
Anadolu Ajansı bu konuda derleme yapmış.
İspanya, hayvanlar ve insanların refahı için barınaklar, zorunlu kısırlaştırma, çip kullanımı, eğitim ve yasalar yardımıyla başa çıkıyor. Bu sayede, ülkede yılda 200 binden fazlası terk edilse de sokaklarda sahipsiz köpek görülmüyor.
Fransa’da, yaklaşık 80 milyon evcil hayvanın bulunduğu Fransa’da sokak köpeklerine rastlanmıyor. Çünkü her yıl 100 bin kadarı sokağa terk edilse de bunlar belediye ekiplerince hemen toplanıyor.
Almanya’da, evcil hayvan sayısının 10 milyonu aştığı Almanya’da köpek sahibi olmak vergiye tabi. Devlet, köpek sahiplerinden yılda yaklaşık 400 milyon avro vergi topluyor. Bu vergi miktarı her eyalette değişiklik gösterebiliyor. Eyaletlerde toplanan verginin bir kısmıyla da barınaklar finanse ediliyor.
Bunlar sadece birkaçı…
Demek ki istenirse kanunların da yardımıyla sorun çözülebilirmiş.
Sonuç…
Önceliğimizin insan hayatı ve sağlığı olduğu bir dünyada kuşu vefat eden bir çocuğa taziyeye giden bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu da unutmadan çözüm yılları aranmalıdır.
Haksız mıyım?
Konya için bir şey diyeyim mi?
Elimizde hazır bir çalışma ve Uğur İbrahim Altay’ın yaptığı kocaman bir tesis var.
Bize düşen nedir?
Sadece Başkan’a destek vermek.
Hepsi bu…