2025, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Aile Yılı” ilan edildi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bu doğrultuda aile odaklı projelere öncelik vereceklerini müjdeledi, falan...
Son olarak da “STK Projeleri Destek Programı”nı duyurarak sivil toplum kuruluşlarının toplumsal katkısını artırmayı, özellikle aile yapısını güçlendiren projeleri desteklemeyi hedeflediklerini belirtti.
…
Kulağa hoş gelen bu söylemler, Konya’nın toplumsal dokusunu güçlendirme iddiasını taşıyor.
Ancak, sahadaki uygulamalar bu parlak vaatlerle ne kadar uyumlu?
İşte burada, aile adına atılan adımlarla pratikteki çelişkiler arasında rahatsız edici bir makas açılıyor.
…
Bir süredir kulağımıza gelen bir hadise bu şehirdeki siyasetçilerin dikkatini çekmediği gibi, sendikaların da umurunda olmuyor…
Herkes kör, sağır ve dilsiz…
Bir de bizim çok saygıdeğer kanaat önderlerimiz var!
Fakat nedense onlardan da bir kanaat çıkmıyor.
Hakikat kanadı kırık bir kuş!
…
Bunları niye yazdığımı anlatayım…
Konya Büyükşehir Belediyesi’nde, KOSKİ’de ya da diğer belediyelerde yıllardır emek veren, çoğu 1964-1965 doğumlu, bu iktidarın temellerinin atıldığı yıllarda alın teri dökmüş memurlara, kanunen çalışabilecekleri yaş haddi dolmadan emeklilik baskısı yapıldığına dair ciddi iddialar var.
5434 sayılı Kanun’un 40. maddesi açıkça ifade ediyor: Memurların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi için yaş haddi, kadın-erkek fark etmeksizin 65 yaşın dolumuyla başlar.
Yani bu memurlar, kanunen 3-5 yıl daha görev yapma hakkına sahip.
İşte, bu aile babalarına “Ya emekli ol ya da ilçelere görevlendirme yazarız” şeklinde edilen sözlerin neresinde kalıyor bu projeler…
Bu, aile birliğini güçlendirme iddiasındaki bir belediyenin politikasıyla nasıl bağdaşır?
…
Bu memurlar, Konya’ya yıllarca hizmet etmiş, evlerini geçindirmiş, çocuklarını büyütmüş, belki torunlarına kol kanat germiş insanlar.
Daha evlendirecekleri, iş sahibi yapacakları çocukları olanlar var…
Evlerinin geçimi sadece bu maaş olan, hiçbir yerden ek yevmiye almayan bu insanlar, yaşam standartlarını 3-5 yıl daha sürdürmeye çalışırken, kanunla korunan haklarına yönelik bu eylem ile açıklanan projeleri ben bağdaştıramıyorum.
Bildiğimiz AK Parti politikaları ile de bu eylemlerin yakından uzaktan alakası yok.
…
Onlara emeklilik baskısı yapmak, ekonomik istikrarlarını sarsmak, aile düzenlerini bozmak değil mi?
Bir yanda “Aile kurumunu koruyalım, sağlıklı nesiller yetiştirelim” denirken, diğer yanda bu insanların ekmeğiyle, alın teriyle, aileleriyle oynanması nasıl izah edilebilir?
Aile, sadece söylemlerde mi korunuyor, yoksa sahada da destekleniyor mu?
…
Bu çelişkiyi kapatmak için Konya Büyükşehir Belediyesi’ne, kendi başlattığı “STK Projeleri Destek Programı” kapsamında somut bir öneri sunalım: Zorla emeklilik dilekçesi alındığı iddia edilen, yaş haddine henüz yıllar varken baskıyla işten uzaklaştırılmak istenen memurlarınızın dilekçelerini iade edin.
Onları, şu an görev yaptıkları yerlerde, kanunen hak ettikleri 65 yaş sınırına kadar çalışmaya devam ettirin.
Bu, hem adaletin hem de aile birliğine verdiğiniz önemin somut bir göstergesi olur.
Aile babalarının geçim kaynaklarını tehdit etmek yerine, onların emeğine saygı göstermek, “Aile Yılı”nı lafta değil, icraatta anlamlı kılacaktır.
Başkan Altay, “Bir şehrin gücü, halkının gönüllü katkısında saklıdır” demişti.
Öyleyse, bu memurların yıllardır sunduğu katkıya sahip çıkın. Aileleri korumanın yolu, önce kendi çalışanlarınızın ailelerine kol kanat germekten geçer.
Bu adım, Konya’nın sadece projelerle değil, vicdanla da anılmasını sağlayacaktır.
…
Bir de şuna şaşırıyorum…
Bugün bunu uygulayanlar, bir gün kendi yaşlarının da 60’lara gelebileceğini görmüyorlar mı?
Kendi geleceklerine bu ihaneti nasıl yapabiliyorlar, kanuna karşı keyfiyetin yanında nasıl olabiliyorlar anlamak güç!