Selamünaleyküm kardeşlerim :)
Hayatın birçok alanında yenmek ve yenilemek olağan durumlardır.
Bu yenilgiler sizdeki karşılığı kadar acıtır yüreğinizi.
Yani sizin onlara yüklediğiniz anlamdır asıl değerli olan ve bazen sizin için hayat memat meselesi olan şeyler insanlar için belki bir hiçtir.
Bu konu hakkında değerli bir hocamdan duyduğum bir hikâyeyi nakletmek isterim.
Adamın biri hapishanede bir karıncayı eğitiyor, mükemmel akrobatik hareketler öğretiyor.
Gün geliyor adam elinde bir kibrit kutusu içinde karıncayla çıkıyorlar.
Bi yere gidip yemek yiyecekken karıncayı çıkarıyor, karınca başlıyor gösterilerine.
Bunu garsona göstermek isteyen adam garsonu çağırıyor, tam karıncayı gösterip anlatacakken garson elinde bir peçete kusura bakmayın deyip karıncayı peçeteyle alıp eziveriyor.
İşte hayatın tam olarak özü de budur .
Sizin günlerce göz yaşı döktüğünüz şeyler belki başka insanlar için gereksiz ve hatta bir kusur olarak görünür.
Fakat başka insanlar ne derse desin o sevgi başkadır.
İnsan yenmek ya da yenilmek için illa okul müsabakalarına girmelidir, yanlış bir algıdır.
Çünkü insanın her günü bir yenilgi unsurudur.
Nasıl?
Her gün sabah uyandığımızda yaptığımız ilk şey bir müsabakadır, hayata ya da kendimize karşı.
Her gün sayıp söverek işe ya da okula gitmek hayat ve sizin müsabakanızı 1-0 yapar.
Hayat 1 siz 0 .
Sonra , karşılaştığınız insanlara somurtmak hayatı 2 yaparken belki sizi eksiye götürür.
Ya da anneler her gün söylenerek uyanmak büyük bir yenilgidir mesela .
Hayatınızın tamamını, yaptığınız işin hepsini hayat ve sizin rakip olduğunuz gerçeği ile yapmanızı öneriyorum.
Kimse değil.
Sadece hayatla rakipsiniz.
Ya da kendinizle.
Hayatın ya da kendinizin size dayattığı zorluklara göre bu ikisinden bir rakip tercihi yapın derim.
Hangisi daha çok zorluyorsa o rakiptir .
Denklem bu kadar basittir.
Fakat yenilgiye yani hezimete uğradığımızda mağlubiyetimizi kabul edip diz mi çökeceğiz?
Sabah sinirli uyandım o halde gün zehir gibi geçecek bugünkü sınavı hayat kazandı deyip bitirecek miyiz.
Eğer böyle yaparsak baştan söyleyeyim sadece bu günün değil ömür sermayesinin rekabetini hayatı 1. çıkararak kaybettiniz.
Fakat 1-0 başladığınız bir günde fevkalede güzel düşünerek ve bu düşünceleri eyleme dökerek hayatı altedebilirsiniz.
Kaç yaşında olursanız olun bu savaş bu rekabet bitmeyecek ve eğer mutlu bir yaşam istiyorsak bunu çocuk oyuncağı ya da edebiyat olarak görmemeliyiz.
Eğer şu anda bu rekabeti ciddiye almazsak son nefeste inanılmaz bir hezimete uğrayacağız ve işte asıl hezimet de budur.
Musa as' ın hayatında deniz yol oldu diye onun savaşı bitmediği gibi bizim de kazandığımız ya da başarılı olduğumuz her hangi bir alanda benden bu kadar deme hakkımız yoktur .
Aynı zamanda Uhud savaşına yenilgi yaşadık diye bunu bir son olarak görmeyen peygamberin ümmeti olarak bir yenilgiye uğradığımızda da bunu bir son olarak görmeyeceğiz.
İnsan hayatı boyunca deneme ve yanılma yoluyla hakiki başarıya sahip olur , hakiki başarı da son nefeste imandır .
Son nefeste imanı tatmak için ömür sermayesini çalışarak geçirmeliyiz.
Yenilgiler ve başarı dolu bir hayat bizleri bekliyor :)))
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin...