Essalamualeykum verahmetullah ...
Değerli kardeşlerim bu dünyaya ne için geldik , ne için yaşarız?
Ne için varlığımızı devam ettiririz, kalplerimizin bitap düştüğü vakitte bile neden yaşamak isteriz ?
Bazı vakitte kalbimizin zihnimizin en derinlerinin bile yorgun olduğunu bildiğimiz halde ...
Kalp varlığı bir öğrencidir kardeşlerim, bizler öğretmeniz.
Her talebenin aynı vasıflara sahip olmadığı gibi kalpler de öyledir keza .
Bizler kalbi nasıl eğitirsek, yaşama gayemizi o denli öğreniriz.
Kalp sabır ile eğitilir verahmetullah . Sabır etmek , öylece hiç birşey olmadan beklemek midir sanırsın? Sabır gerekeni en makul biçimde yapmaktır, usulünce beklemektir , sabır alçakgönüllü olmaktır, şefkatli olmaktır , tam manasını çağrıştıran kelime ise kibirsizliktir . Zira şeytan da kibirliydi , neticede kibri onu sabrına yenik düşürdü. Öyle yerlerde öyle imtihanlarımız oluyor ki , tam bu noktada derin bir sabır şuuru edinmeliyiz . Kalp demir gibidir, ne kadar işlenir, ne kadar dövülürse hamlıktan çıkar olgun olur .
Kalp de ne kadar acı görür ve onu sabırla besler , tabiri caizse tıpkı çekicin demiri dövdüğü gibi sabır da acıları döver ve olgunlaştırır.
Sözlerimi en nacizhane biçimde şu dizelerle sonlandırmak isterim ;
Sabreyle ey gönül sabırsız olma
Cümleyi gönlüne yâr eden vardır
Darda kaldım diye umutsuz olma
Yok iken dünyayı var eden vardır
Âşık Veysel