Duygular sığmayınca kalbe, kağıt kalem yetişir imdada. Sevincini, derdini, hüznünü, fırkatanı, acıyan yanlarını dökersin kağıda. Sonra şiire dönüşür sözler.
Her ne kadar güzel şiir okuyamasam da bazen şiir yazarım. Sadrıma değince gam huruşan olur gönül bağım.
Selçukya ailesine üyeliğime üçüncü haftasındayım. Daha önce etkinliklerini sosyal medyada görüyordum. Ama bir türlü gitmek nasip olmadı. Keşke daha önce üye olsaydım. O ortamı gördükten sonra kendi kendime baya hayıflandım.
Kendini geliştirmek ve yetiştirmek için muhteşem bir fırsat Selçukya.
Pazartesi günler saat 19:30’da rampalının en üst katında küçük bir salonda koca yürekli şairler bir arada...
Kürsüde sırayla yazdıkları şiirleri okuyorlar. Daha önceden okunacak şiirler whatsApp dan gönderiliyor. Bende gönderdim şiirimi sağ olsunlar beni de sıraya koymuşlar.
İlk defa bir toplulukta kendi yazdığım şiiri okuyacaktım. Salondaki şairlerimizin hepsi deneyimliydi bana göre.
Şiir yazmak okumaktan daha kolaydır diye düşündüm bi an. Şiir yalnızken de yazılırdı kimse yokken akşam gece...
Ya okumak? Bir de senden kıdemli şairlerin içinde. İçimden bunlarla debelleşirken ismim okundu. O ana kadar olan heyecanım bir anda kayboldu. Sanki sihirli bir el yüreğime dokundu. Heyecandan eser kalmadı. Salondaki insanları kırk yıldır tanıyormuşum gibi bir his oluştu içimde. Çıktım kürsüye okudum şiirimi. Salondaki hoşgörü havası heyecanımı yenmişti.
Vurgu ve tamlaması iyi olmayan ben düz yazı gibi okudum şiiri. Sesim hep kısıktır benim o yüzden hiç güvenemem kendime sesim bir yerlerde kesilir diye.
Artık her pazartesi akşamları, rampalıda olurum hep şiir okur hem de şiirde ustalaşırım diye düşündüm.
Bir sonraki pazartesi akşamı için bir şiir gönderdim ama elimde olmayan sebeplerden dolayı gidemedim selçukyaya.
Maalesef yaz tatilinin gelmesinden dolayı haftaya selçukyaya ailesi sezon finali yapacaktı. Oysa daha yeni tanımıştım.
Aziziye kültür merkezinde gerçekleşecek olan sezon finalinde şiir okumak için bir gün önceden aynı şiirimi gönderdim. Geçen hafta okuyamadım şiirimi. “bu şehrin sokak lambaları”.
Katılımın yoğun olmasından dolayı sıra bana gelmedi. Şiirimi okumak nasip olmadı. Ama usta kalemlerin şiirlerini dinledim. Feyz aldım onlardan bereketlendim...
Yürekten gelen nameler yine gönüllere dokundu. Adeta şiir şölenine dönüştü gece. Güzel bir deneyim oldu. Şirin ufkunda yelken açmaktı benimkisi...
En etkilendiğini sahnelerden biride Selçukluya ailesine üye bir bayanın, daha önce psikoloğa gidiyordum artık gitmiyorum. İyileşmişsin diyenlerde selçukyaya geliyorum selçukyayada şiir okuyorum mealindeki konuşma oldu.
Demekki şiir insana iyi geliyor.
Şiirin adresi olan Selçukya ya bu derneğin kurulmasın da emeği geçen herkese başta Fatma hanım olmak üzere bana da Selçukya da şiir okumama vesile olan hasan Ukdem beyefendiye, çektiği fotoğraflar da da şahsıma yer veren Adnan Arı beyefendiye, şiir yazmak isteyenlere ilham olan tüm Selçukya ailesine teşekkür ediyorum. Sonsuz şükranlarımı sunuyorum.