14 Mayıs’a sayılı günler kaldı.
Siyasi partilerde milletvekilliği aday adaylığı başvuru süreci bitti.
Siyaset, spor, iş vb. birçok alandan milletvekili olmak için başvuruda bulundu.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de hakeden ve etmeyen isimler illaki olacak.
Kimi gerçekten hizmet etmek için aday olurken kimileri de koltuklarını daha sağlama almak veya bir üst koltuğa atlamak için bir basamak olarak kullanacak.
Aday adayı olunabilir ama adayları seçerken illaki siyasi partiler buna dikkat etmeli.
Milletin istediği, liyakatlı kişileri görmek halkın en büyük hakkı.
Çünkü öyle isimler olunca vatandaş bir gönül rahatlığıyla gidiyor sandık başına.
Makam sevdası, insanın ruhunu hasta ediyor.
Makama ulaşmak ve makamı elde tutmaya çalışmak için türlü entrikalara girişiliyor.
Görüyoruz, duyuyoruz, okuyoruz ve izliyoruz.
Neler yapılıyor nelerrr…
Tarih boyunca makamını, ülke, millet ve devlet menfaatinin haricinde kullananları halk, çok da iyi yad etmiyor.
Hele ki tarihi kırılma noktalardan geçtiğimiz şu günlerde, makam sahiplerinin önemi yadsınamaz.
Liyakatli ve kendi menfaatini ön planda tutmayan makam sahiplerinin yaptıkları ve yapacakları aslında birçok badireye engel oluyor.
Siyasette koltuk kavgaları hep olmuştur.
Halen de oluyor.
Siyasi parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum bunları.
Ama buna en fazla iktidarda olan parti dikkat etmeli.
Adı üstünde, iktidar onda.
O nedenle iktidardaki partinin yaptıkları, yapacakları diğer partilere göre daha önemli ve göz önündedir.
Bunun için de makam verdiği kişilere de daha da dikkat etmelidir.
‘Dava’ diye çıkılan yolda maskeler takmış insanlar da yoldaş olmamalı.
Milletin hassas noktaları olan FETÖ ve PKK ile anılan isimlere asla geçit verilmemeli.
Aday olacak kişiler kendilerini aklama çabasında olmasınlar.
Aynı zamanda kişisel hatırlar bir tarafa bırakılmalı.
Kazandıracak olan da budur.
Ve böylesi de daha anlamlı olacaktır.
Bakıp göreceğiz…