Son zamanlarda zam haberleri eksik olmuyor. Adeta zamla yatıyoruz, zamla kalkıyoruz.
Hayatımıza böyle devam ediyoruz.
Dünyayı 2 yılı aşkın süredir etkisi altına alan hayatımızda önemli değişikliklere neden olan ve birçok yakınımızı bizden ayıran Kovid-19 pandemisini bile unuttuk.
Açık havada maske zorunluluğu ve HES kodu gibi uygulamaların kaldırılmasıyla yeni bir döneme girildi.
Ama virüsü düşünecek vakit yok.
Bir yanda gıdada, mazotta, benzinde kısacası her şey de devam eden zamlar, diğer taraftan da Rusya- Ukrayna savaşı.
Sadece bizim değil dünyanın da gözünde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı üzerinde.
Öncelikle şunu dile getirelim.
Hangi ülke olursa olsun toprak bütünlüğüne yapılan saldırıları kimse kabul edemez.
Savaşı, kadınların, çocukların öldürülmesini kabul etmek canilikten başka bir şey değildir.
İslam coğrafyası cayır cayır yanarken başını kuma gömenler şimdi barış elçisi oldular.
Rusya’nın bu davranışları durup dururken olmuyor tabi.
Rusya yine bildiğiniz Rusya. İdealleri uğruna ne çocuk dinliyorlar, ne de kadın.
Rus zulmünden kaçıp Türkiye’ye yerleşen ve Konya’da yaşayan Kafkas göçmeni Çerkezlerden olan Hikmet Gül ve Zeki Yıldız abilerimiz ziyarete geldi.
Tabi onlara da sorduk savaş ile ilgili düşüncelerini.
“Dedelerimiz Kafkasya’dan Ruslar tarafında sürgün edildi. Rusya Kafkasya’da dedelerimize neyi yapmışsa bugün Ukrayna da aynısını yapıyor” diyerek durumu özetlediler aslında.
Onlar da haliyle Batı’nın ikiyüzlülüğünden dert yandılar.
Batı’nın ikiyüzlülüğünü de şu cümleyle anlattılar: “O gün Çerkezlere kimse yardım etmedi. Osmanlı sahip çıktı. Bugün Ukrayna’nın yanında olanlar o gün neden yoklardı?”
Tabi bu durum tüm dünyayı olduğu gibi bizi de daha yakında ilgilendiriyor.
Rusya ve Ukrayna ile olan ticaretin aksaması ile zamlardan beli bükülmüş vatandaşa gelecek zamların da habercisi oluyor.
Akaryakıtta üst üste gelen zamlar sadece araç sahiplerine değil tarımsal üretime de büyük darbe vuracak.
Çiftçilerimiz de seslerini duyurmaya çalışıyor.
Mazota, gübreye gelen zamlardan sonra bu şekilde üretim yapamayacaklarını her mecrada dile getiriyorlar.
Üretim için öncelikle su, daha sonra da mazot ve gübre indirimi şart…
Rusya- Ukrayna savaşı bize üretmemiz gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Üretmek isteyen çiftçiye de yardımcı olunması gerekiyor.
Özellikle Ayçiçek yağı krizinin yaşandığı bugünlerde tedbir alınmazsa daha kötü günlerin bizi beklediği de bir gerçek…