Ülkemizde meydana gelen yüzyılın en büyük iki deprem yüreğimizi parçaladı.
Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep, Mardin, Adana, Adıyaman, Kilis, Osmaniye ve Malatya olmak üzere tüm ülkemizin başı sağ olsun.
Ne yazacağımızı ne diyeceğimizi bilemiyoruz.
Elimizden geldiğince dilimizin döndüğünce dua ediyoruz.
Devletimiz tüm imkânlarıyla orada.
Milletimize ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Türkiye’yi yasa boğan deprem sonrası, Konya, tüm halkıyla 7’den 70’e seferber oldu. Tüm Türkiye’de de durum değişmedi. Herkes elinden gelenin fazlasını yapmak için adeta sıraya girdi.
Konya’daki minik yürekler ise içimizi ısıttı.
Kimi kumbarasını, kimi şeker ve çikolatalarını kimisi de en çok sevdiği oyuncağını deprem bölgesine gönderdi.
Birileri de kendi reklamını yapmanın peşinde…
İslam bizlere ‘Bir elin verdiğini öbür elin duymasın’ diyerek nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair en güzel örneği vermiyor mu?
‘Teşvik amacıyla paylaşanları söylemiyorum’ tabi ama çoğu kişi milletin gözünün içine soka soka ‘biz bunu yaptık, biz şunu yaptık!
Allah kabul etsin. Ama milletin gözünün içine sokmanın manası yok!
Yağmacıları artık saymıyorum bile! İnsan demeye bile bin şahit isteyen mahluklar!
Yine birileri çıkıyor, bu acının içinde hala siyaset yapma derdinde...
Tek bildikleri provakosyon!
Bırakın insanlar size ayıracağı vakitte bir can daha kurtarsın…
Herkes orada olmak istiyor ama bu iş koordinasyonla yapılıyor. Kafasına göre herkes gitse bir düşünün deprem bölgeleri ne hale gelir?
Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, ortaya çıkan yalan haberlerle ilgili "Üzerimde bulunan makamın sorumluluğu olmamış olsa ben bugün böyle konuşmam, çok daha farklı konuşurum" diyerek oldukça sert konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medyadan yaptığı paylaşımlara ilişkin "'Havalimanını biz yapıyoruz, kim tutukluyorsa tutuklasın'. Son derece seviyesizce bir meydan okuma. Çok basitçe iddialarla siyaset yapmak kadar çirkin bir şey olmaz. Siz kimsiniz, ne olduğunuzu zannediyorsunuz? Bir havalimanını devlet yapamayacak da bir belediye mi yapacak." dedi.
Eleştirmek gayet normal ama yalan söylemek, hele böyle bir zamanda nasıl bir hareket anlayamıyorum.
Bunlarla uğraşacak kimsenin hali de yok vakti de…
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin "Hazineden siyasi partilere bu sene 4,5 milyar lira yardım yapılıyor. 1,5 milyarı hesaplara yattı. Geri kalan 3 milyar liralık bir hazine yardımı var. Benim önerim, bu yardımı deprem bölgelerine bağışlamaları yönünde olacaktır" cümlelerini de bir düşünsünler!
Ülke olarak seferber olmuş durumdayız ve acımızın ve üzüntümüzün bir tarifi yok. Bütün çabamızı enkaz altında bulunan kardeşlerimize bir an önce sağ ve salim ulaşılması yönünde kullanmak gerekiyor.
Dualarımız, kalbimiz deprem bölgesinde…