Geçmişimiz kötülendi
Bağ bahçeler Site’lendi
Kerpiç evler unutuldu
Hastalıklar eve geldi.
Mis kokardı kerpiç evim
Vardı bir at bir ineğim
Tereyağım peynirlerim
Şimdi marketlerden yendi
Meram yöresinde evler konuşuyor.
Eskiden yeniye kinayeli sözler
Birinin duvarı kerpiç,
Öbürünün ki betondan
Karşı karşı bakışıyorlar birbirlerine
Yeni ev caka satıyor karşısındaki yılların eski evine
Diyor ki,
Duvarlarının sıvası dökülmüş zaten duvarın kerpiçten
Üzerine de çalı ve çırpıdan yapılmış yalandan bir çelen
Oysa benim öylemi bak her tarafım beton hem de içleri demirden,
Hiç için sızlamıyor mu eski senin. Beni seyrederken?
Eski, umur görmüş bina, ona şöyle elinin tersi ile işaret edip yan göz ile bakarken
Usulca mırıldanır gibi hadi oradan sende insanları öldüren.
Senin içinde oturanlarına zevk verecek cumbalı çelenlerin,
İnce tahta çıtalardan göz göz işlenmiş perdelerin
Damında oluklu kiremitlerin
Dahası havuz başı sohbetlerin
Paltosunu omzuna atmış tefekkürle camiye giden Ali ve Mehmet Efendi emmilerin
Var mı? Varmı iki göz odalı mis kokan üzerine kak yardığım toprak dam’ın
Huu Fatma nörün gel iki laf gaynatalım diyen hoş sohbetli Gomşuların
Yokk. Bundan kerti olmayacak da bu gidişle
Senin öyle muhabbetli eski komşuluklar
Hacca Zeynep Arife bacıların
Masal anlatan Ninelerin Anaların
İnek sağan tezek yakan oturaklı Osmanlı gelin abaların var mı?
Sen benimle o görkemli ama hastalık yapan beton oda salonunla yarış edemezsin
Bana caka satma asri mahpus damı kılıklı
Sen bir asri hapishanesin senin sadece ismin ev.
Sende yaşayanlara virüs üreten betonarme bir soğuk hava deposusun
Git beni boş laflarınla yorma,
Şu benim dinlenen kafamı da bozma
Senin hiç haftalık on beş günlük dost davetlerin var mı?
Davetlilere tandırda kuzu çevirmen var mı?
Haftada bir tandıra ekmek vurup ardından köze kuru fasulye koyman var mı?
Get bağla delini söyletme suskun dilimi. (Bağla delini kaldır ölünü de denir)
Bırak ben eski hatıralarımla yatayım.
Yine inek mayısından tezek yapayım.
Bahçeden iki çalı çırpı toplatayım
Onunla şu içimi ısıtan sobamı yakayım.
Benim sahibim asırlık Ayşa bacım
Mangal başında oturan beyi müderris Mehmet Efendi’ye
Cıngıldak’lı tavada bir gayfe kavursun,
O sarı el değirmeninde gayfeyi özenle çekip hazır etsin
Çektiği gayfeyi mis gibi kokarken cam kavanoza döksün
Cezvede ki orta gayfeyi müderris Beyine
Okkalı bir fincanda kibarca ikram etsin.
Artığını da cezve ile getirip mangalda küle koysun
Beyin canı iki çekerse bir daha döküp höpürdeterek içiversin.
İşte bende yaşam bu,
Sen kabul etsen de etmesen de
Bu keyifler nerede bu zevkler var mı sende?
Yokkk, bunlara bir itirazın varsa
Benim sana iki çift sözüm olur
Ne, biliyor musun?
Hadi oradan yaşanacak ev ‘misin sende
Tarihe bir sor neler yaşanmıştır benimle
Bu horladığın kerpiçten evlerinde
İsmail Detseli 20 Kasım 2025 Meram, Lalebahçe, Durunday dan geçerken elli yıl önceki yılları hatırladım. Önünde güvenlikçi olan eski bildiğim Bağların birçok sitelere dönüşünü görünce.Yeni eski arasında yaşamı hissettiklerim