Ben hep ''iyi gün dostlarını sevdim.
Yukarılara, zirvelere, dağlara çıkana ayakkabı alanları sevdim.
Zirvede tutunmaya çalışanlara dayanak olanları sevdim.
Dostunun yüzü gülerken, gözleri ışıldayanları sevdim ben.
Dostunun insanlardan gördüğü itibarı sevinçle karşılayanları sevdim.
Dostunun elde ettiği maddi ve manevi şeyleri görünce kendisi elde etmiş gibi sevinenleri sevdim.
Dostunun huzuru kaçmasın diye huzursuzluğunu saklayanları sevdim.
''Dostunun başarısını şans'' olarak nitelemeyenleri sevdim.
Onda olmayıp da dostunda olan iyi şeyleri gördükçe mutlu olanları sevdim.
Verdiği değeri geri istemeyen, değer verdikçe kanatlandıranları sevdim.
Uçmak isteyip de cesareti olmayan dostuna uçurumdan aşağı tekme vuranları sevdim.
Kimsenin olmadığı izbe yerlerde dostunun sevincine ortak olanları sevdim.
İyisin, daha da iyi ol diyerek dostuna 'kitap' hediye edenleri sevdim.
Günahlarından ötürü dostunu yargılamayan, ayıplamayan, sorgulamayanları sevdim.
Dostunun kötü hasletlerini yüzüne vurup ''kendine gel'' diyenleri sevdim.
Can sıkmadan, heves kırmadan, boğmadan, bıktırmadan huzur verenleri sevdim.
Kötü gün dostlarını da sevdim yalan yok...
Kim sevmez ki kötü gün dostunu..!
Evin yıkılınca evinin kapılarını sonuna kadar açan...
Paraya ihtiyacın olduğunda ''bugün sana yarın bana'' demeden elini cebine atan...
Dostunun yatacak yeri yoksa, kendisi kuru yerde yatıp dostunun üstüne yorganı atan...
Dostunun düştüğü kuyudan dostunu çıkarırken minnet duymasın diyerek yüzünü kapatıp dostuna elini uzatan...
Dostuna yapması gereken iyiliği dostuna hissettirmeden yapan...
Kötü gün dostlarını da sevdim...
El ne der diye kötü günde dostunun yanında olanları hiç sevemedim meselâ...
Arayıp sormazsam ayıp olur, diyerek dostunu arayıp soranları sevemedim.
Gelip yanında timsah gözyaşları dökenleri de sevemedim.
Dostunun kötü gününde onu galeyana getirerek daha da kötü olmasına sebep olanları sevemedim.
Dostuna kötü gününde yaptığı iyiliği herkesin gözüne sokmaya çalışanları sevemedim.
Dostunun yakınının cenazesine gidenlerin yanında ''yancı'' olarak gidenleri sevemedim.
Dostunun yaptığı hataları, yanlışları 'güya ona iyilik yaptığını'' düşünerek başkalarının yanında anlatanları sevemedim.
Dostunun düğününde el altından kimse görmeden değil de herkesin gözü önünde pahalı takı takanları sevemedim.
Peki benim dostumdan beklentim neler?
Dostu çay seviyorsa ona kahve içirmeye çalışmayan,
Dostu yerde oturmayı seviyorsa ona yer minderi yapan,
Dostu lüks yerlerden nefret ediyorsa onunla bulgur pilavı yemeyi göze alan...
(Dostu lüks seviyorsa peki? Öyle dost mu olurmuş?)
Sadece iyi yönlerini anlatıp kendini ederinden fazla satmaya çalışan değil, kötü hasletlerini de itiraf eden dostları sevdim..
En çokta özür dileyen hatasını kabul eden kırdığını onaran ve beni kaybetmekten korkanı sevdim….
Parama makamıma soyadıma değil kara kaşıma kars gözüme bir çift sözüme hayran olanı sevdim….
Gerçek dostu bulmanın zor olduğu şu dönemde samimiyetle sırtımı dönüp korkmadığımı sevdim….
Vesselam (:
Kötü gün dostlarını sevemedim
Yorum Yap
Yorumlar (1)
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.