Gözünü kan bürümüş bir çağa gözünü açmadan, yummuş bebeklerin acısıyla girdik bir yıla daha…!
Millet ne kadar eğlenmiş, kaç promil alkol tüketmiş, kaç kişi evinde süslü ağaç barındırmış beni şahsi olarak ilgilendirmez ama el insaf…! Biraz vicdan biraz akıl…!
Zaman sürekli akıp giden, yaşayan, durmayan, geriye dönmeyen bir olgu..!
Sadece biz onu periyotlara ayırınca daha konforlu yaşıyoruz. Bu periyotların adı bazen saat bazen ay bazen yıl oluyor. Hepimiz bunun farkındayız ama o kıymetli diye zaman ayırmaya üşendiğimiz her olgu elimizden kayıp gidiyor.
Gezerken vakit var ama baba beş dakika şu projeme bakar mısın dediğinde evlat,
babamızın ekranlardan uzaklaşıp evladına ayıracak zamanı yok…
Anneler saatlerce telefon da arkadaşları işe günün değerlendirmesini yaparken evladına günün nasıl geçtiğini soracak zamanı yok…!
Arkadaşları ile okeye gezmeye kampa giden adamın annesinin elini öpmeye vakti yok…!
İşte zaman böyle bişey herkese ayırılan zamandan aslında kendi hanemize düşen bir dilim yok..!
Nasıl yani kendime vakit ayırdım uyudum, kendime vakit ayırdım gece gezmelerine gittim kendime vakit ayırdım evde tembellik yaptım bugün…!
Hayır efendim insanın kendine vakit ayırması sadece tefekkür ile olur..!
Kendi ile başbaşa kalıp hayatını muhasebe edince olur.
Kendi hatalarıyla yüzleşirse toparlanmaya gayret ederse kendi nefsine değil ruhuna yatırım yaparsa olur.
Öyle ben kendime vakit ayırıyorum diyerek nefsine hizmet ederek olmaz maalesef.
İşte dünyanın çivisi de böyle böyle çıktı..!
İnsan kendinden uzaklaşıp şeytana hizmet etmeye başladığından beri insanlık ruhunu bırakıp nefsine hizmet için her kötülüğü mübah kıldı.
Cinayetler, savaşlar, makam kavgaları, aldatmalar çirkin olan nefse hoş ruha eziyet gelen her davranışı kendimize layık gördük. Belli sebeplerle ruhumuzu vicdanımızı ikna ettik.
Ne kuldan utanır ne Allahtan korkar olduk.
Bugün dünya da savaşların, sapkın bir çok davranışın, cinsiyet değiştirmeden pedofiliye kadar insanın fıtratına aykırı ama insanlığı yoldan çıkaracak her olgu doğru görülmeye başlandı. çünkü hepimiz hayatımızın bir alanında yaptığımız hatalarla hoşgörüyü kendimize layık gördüğümüz gibi başka insanları da görmeye başladık. kısacası her türlü çirkin davranış normalleşmeye başladı.
Depremin yıkıcı acısıyla girdik 2023 yılına binlerce insanımızı kaybettik… acıyla şekillenmeye çalışanları, acıyla dalga geçenleri hatta oh olsun diyecek kadar iğrençleşenleri de gördük. Olayların bize ders olması gerekirken herkes acıyı fırsata çevirme çabasına girdi.
Müteahhitler yeni yapılanmada görev almayı, yardım kuruluşları zenginler verdiği parayı göze sokmayı en çok ben yaptım deme kaygısına düştüler. Hal bu ki hayat bir kaç saniyelik depremin ucunda sevdiklerimize sarılalım yalan dünya için hiç bir şeye değmez mesajından çok uzakta kaldı.
Ülkemiz de mültecilerden sonra birde depremzedeler diye bir kategori oluştu.
Hepimiz bu ülkenin evladı değil miyiz? Kurtuluş savaşında atalarımız omuz omuza mücadele etmedi mi? Neden kategorize etme ihtiyacı duyduk ?
Ocu bucu şucu sıfatlarından hiç birimiz kurtulamadık bir türlü. Benlikten bizliğe ilerleyemedik.
Evlerden ayrışan toplum ülkeye dağılıverdi.
Yıllardır süregelen Filistin meselesinde insanlığı vicdanı dili dini ırkının önüne geçen milyonlarca insan bir olurken biz kendi ülkemiz de bu konu da da harika bir şekilde ayrıştık.
Mazlumun yanında durmaya çalıştık arap sevici olduk, çocuklar ölmesin dedik, birilerine gösteriş yaptığımızı söylediler, anne karnında doğmamış çocukların bile katledilmesi canimizi yaktı dayanamadık ağladık timsah gözyaşları oldu.
Demem o ki anladığım kadarıyla dünya en olmadık alanda bir olasa da biz ülke olarak içimiz de ki satılmışlar temizlenmeden aile olgusu yeniden inşa edilmezse hiç bir konuda birlik olamayacağız. Yıllardır hatta 100 yıllardır savaşla yıkamadıkları AnadoluYu ahlak yapısını bozarak erkeği kadını toplumu yoldan çıkararak başardılar. Kırmızı don giyerek yılbaşına girdiğimizde o yılın mutlu geçeceğine inanan bir alay ahmakla kalak kaldık.
Aklın vicdanın insanlığın ilmin şekil aldığı, eskisi birlik beraberlik içerisinde yaşadığımız değerlerine sarılmış ticaretten aile hayatına kadar hiçbir alanda ahlaksızlığın olmadığı güzel bir sene olması her şeyden öte hiçbir savaşın çocuklar üzerinden yapılmadığı güzel bir yıl olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum!
Vesselam…(: