Günlerdir masum bebeklerimizin, bedenlerine dokunmaya kiyamadigimiz yavrularimiza onların bir saçına kudretleri yetmeyecek yaratıkların üç beş kuruş için neler yaptıklarının şahidi oluyor "seytan olsa seytanligindan utanir" diyerek çaresizligimize yaniyoruz.
Zalimlerin emniyet ifadeleri korkunç, ancak öyle ifadeler var ki insana aklini yitirtir!
Masum, anasindan koparilmis ve ölüme terk edilmis meleklere bel alti kufürlerle ölene kadar zulmetmişler hırsımdan saçlarimi yolasim geliyor.
Bunun adı aslında yenidoğan çetesi değil. Bunun adı tam olarak küresel sağlık örgütü.
Bebeğe bunları yapanlar, yetişkine, yaşlıya hatta ölünüze ne yapar hiç düşündünüz mü?
Ölümüzden başlamak istiyorum;
Türkiye Cumhuriyetinde; ailenin izni ve rızası olmaksızın eğer hastanede ölüm gerçekleşmişse ölüden göz korneasının alindigin biliyor musunuz?
TCK 2238 sayil1 kanunun 14. Maddesinin son fırkasının değiştirilmesi ve 21 ocak 1982'de çıkarılan
2594 sayılı düzenleme ile yapilan kanun değişikliğine göre; "aksine bir vasiyet ya da beyanat yoksa göz korneasi gibi ceset üzerinde değişiklik yapmayan dokular kimsenin izni olmadan cesetten almabilir" maddesi yürürlüge girmistir!
Bu kanun biz Müslümanlara göstermektedir ki; hastane ölümlerinde bizim farkedemeyecegimiz göz korneasi gibi ölüden almabilen bir takim doku ve organlar iznimiz olmadan alınabilir.
Alinmamasi için aksi bir vasiyet sarttir. Tabi bu vasiyete o anda kim erisebilir o da ayri bir mesele!
CESETLERDEN iZiNSiZ KORNEA ALINMASI NETICESINDE YARGIYA TASINAN VAKALAR
OLDUGUNU BiLiYOR MUSUNUZ?
Kısa bir araştırmayla hepsine ulaşabilirsiniz.
Konu uzun ve acı verici… tek tek anlatmaya sayfalar yetmez.
Gelelim gözümüzün önünde olup görmezden gelinen olaylara. Bakın etrafınıza her ne kadarına ne kadar maruz kaldınız hesap edin..
Bu küresel katiller;
- Yalandan diyalize sokar!
- Gözünü oyup korneasini çalar!
- Beynin öldü der organlarını çıkarır!
- Yeni alinan cihazi denemek için miyomun var der rahmini alir!
- Organinin alinmasi lazim der, başkasına satar!
- Yürüyerek girdigin hastaneden, 50 tane test, 40 tane cihaza soktuktan sonra morga indirir!
- (bahanelerle) normal doğumunu ameliyata çevirir!
- Bebegi (bahanelerle) küveze sokar!
- Primini doldurmak için gereksiz ameliyat yapar!
- Mümessilin pazarladığı zibilyon tane ilaci yazar!
- Yanlış teşhisle, başka pahalı tedaviler uygular!
- Pandemi safsatasi ile entubelerle ne zalimlikler ettiler!
- Kollara vurulan biyolojik sıvılardan sonra ne insanlar bir anda kanser teşhisi aldı, kimler beyin kanamasi geçirdi, kalp krizleri gribe döndü zaten onu hiç yazmiyorum. Bu yan etkilerle ne ocaklar yandi!
Ve daha daha fazlası…!
Bunlara itiraz ettikçe ötelendik, hemde en yakınlarımız tarafından, devlet tarafından kışkırtılan halk tarafından linçlendik, vatan haini olduk.
Bu ülkede sağlık bakanı ekrana çıkıp utanmadan arlanmadan:
“Enfeksiyon olup, Covid yazilanların olduğunu görüyoruz!” Dedi hem de canlı yayinda!!!
Bu ne demek biliyor musunuz? Binlerce insana yanlış, gereksiz tedavi uygulandi demek!
Belki tonlarca yan etkiyle, can kayiplari demek!Neden böyle bir duruma ihtiyaç duydular?
Fazladan insanları covid olarak göstermek kimin işine yarar?
Peki, enfeksiyon hastalarina covid teşhisi koyup, covid tedavisi uygularsaniz ne olur???
Yan etkileri nelerdir?
Bu yüzden otopsi yapılmadı binlerce insana!!!
Toplum olarak ne zaman anlayacağız acaba ortada bir sağlık sistemi degilde "ticari işletmeler " olduğunu !
Koca koca şehir hastaneleri bile alınan ihalelerde %70 doluluk garantisi verilerek kuruluyor.
Bu sektörü ayakta tutan ise; sensin, benim, çocuğumuz, anamız, babamız!
Ülkemizde her yıl 20 binin üzerinde insan enfeksiyon yüzünden ölüyor. En yakınlarınızda kesin vardır bu vakalardan.
Hastane enfeksiyonlarinin, diğer
enfeksiyonlardan daha dirençli olduğu, özellikle yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyon meydana geldiginde ölüm oranının yüzde 70'leri bulduğu bildirildi mi bu topluma? Hayır..!
Zamaninda tam 20 binden fazla kisiye bozuk stent takilmasi ile kaç bin skandal ölüm yaşandı bu ülkede?
Bildirildi mi bu topluma? Hayır..!
Sağlık-iş sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu;
"Gereksiz yere yapilan her ameliyat, her tetkik ve tahlilin bedeli devletin kesesinden çıkıyor. Burada devlet bütçesine de ekstra yük getirildiğini düşünüyoruz" diyerek bu insanların "boşu boşuna binlerce ameliyata maruz kaldığını " ortaya çıkardı.
Bildirildi mi bu topluma?Hayır…!
Soruyorum sizlere…!
Ne yapti bu vatanin insanlari size?
Ne yapti el kadar bebekler, bağrı yanık anneler, iki kıvrım yaşlılar size!
3 kuruş için değer mi? Değil 3 kuruş Karun'un hazinesini verselee bir gün o yoğun bakımlara sizde düşmeyecek misiniz?
O toprağın altına girmeyecek misiniz?
Baska evladlara kıyarken, olurda bir gün evladinizla sinanmaktan hiç mi korkmadınız?
Ya siz ALLAHTAN HİÇ Mİ KORKMADINIZ!!!
Şimdi bunlar komplo diyerek susturamadıklarınızı tehdit edecek, öldürecek, işsiz bırakacak ve belki de gene bizi bize kırdıracaksınız…
Şükür ki geçen zaman ve süregelen durumlar kurulan düzenin bozulması hatta ve hatta ortaya çıkan rezillikler umuyoruz ki büyük bir uyanışa vesile olur..!
Ne olur ilk iş olarak üşenmeden etrafınız da ki herkese bir vasiyet hazırlatın.
Her hastaneye gidenin yanına verin ne olur ne olmaz orada ki en yetkili amire bir nüshasını teslim edin ki ölseniz dahi bedeninize o vahşi eller ilişemesin. Organ nakli zırvasına kanmayın… asla ölmüş birinin organı alınmaz bunu artık algılayın. Öldü diyelim neden nakil esnasında antibiyotik ve narkoz veriliyor ölüye sorun…! Ah ah klavyemin ve köşemin yeri olsa da tek tek belge ile anlatsam. Ama sizler okumaya bile üşenen dostlar; yazımın bu kısmına kadar geldiyseniz araştırın yazdıklarımızın korkunçluğunun film senaryosu olmadığını göreceksiniz.
Korku filminin bir sahnesi değil yaşadığımız hayatın ta kendisi olduğunu öğreneceksiniz.
Ve lütfen ilk iş olarak vasiyetinizi hazır edin her hastaneye yattığınız da yetkiliye verin.
Her Müslümanin vasiyet yazmasi çok elzem ve
Önemlidir.
Aleyhisselam Efendimiz bu konuda da bizleri uyarmistir.
ibni Ömer radiyallahu anhümâ'dan rivayet edildigine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Vasiyet etmeye değer bir şeyi bulunan müslümanın, vasiyeti yaninda yazılı olmadan iki gece geçirmesi doğru değildir." (Buhârî)
Ebû Dâvûd, Vesâyâ 1; Tirmizi, Vesâyâ 3; Nesãî, Vesâyâ 1; Ibni Mâce, Vesâyâ 2)
Müslim'in bir rivayetinde: "üç gece geçirmesi" şeklindedir.
ibni Omer radiyallahu anhümâ dedi ki:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bu sözünü duyduğumdan beri, yanimda vasiyetim olmadan bir gece bile geçirmedim.
(Müslim, Vasiyyet 4)
Bilinçleneceğiz, Allah'ın hududlarını aşan her yasa ve uygulamayı ellerimizle Rabbimizin nizaminda değiştireceğiz!
Vesselam…!