Evlilikte cinsel yaşam

Gevher Hatun

Temel olarak dört şey insanın iradesi dışında yaşaması için zorunlu hallerdir.

Beslenme

Boşaltım

Solunum

Üreme( cinsellik)

Ben bugün ki yazımda kadınların ve erkeklerin cinsel yaşantıda yaşadıkları sorunları irdelemek istiyorum

Dört temel yaşam sisteminden biri olan üreme(cinsellik) hayatın birçok alanında olduğu gibi maalesef ataerkil bakış açısıyla değerlendirilmekte olup sadece erkeğe has bir duygunun tatmin yolu olarak sunulmaktadır. Oysa kadının da en temel ihtiyaçlarından biri cinselliktir.

Fakat yaşadığımız coğrafya biz kadınlara cinselliği farklı farklı yansıtır, çeşitli nedenler ile ebeveynleri tarafından cinsellik zevk almaktan çıkarılıp erkeğe karşı silah olarak kullanılma noktasına getirilmiştir, buna göre eşini yola getirme, ayar verme gibi tamamen yanlış unsurlarda kullanılmaktadır.

Kimi bireyler ise kadının cinselliği arzu etme hakkına yobazca yorumlar getirerek kadını aşağılamaktadır. Oysa evliliğin sürdürebilir olması sağlıklı bir cinsel ilişki ile mümkündür.

Erkeklerin kendisini cinsel yönde hemcinslerine göre daha fazla arzulayan kadına da cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığı gerçeği de bilinmektedir.

Cinsel yönden yetersizlik ve cinsel şiddet evlilikte imtihan olarak fazlasıyla yettiği gibi kadına ve erkeğe dinen de boşanma hakkı vermektedir.

Erkek ve kadın için erken boşalma, cinsel isteksizlik ve vajinismus gibi sıkıntılarından utanmamalı mutlaka doktora başvurmalıdır. Erkekliğine veya kadınlığına dil uzatılmış gibi hissetmemeli muhakkak tedaviye yönelmelidir. Kadınlar ve erkekler böyle bir durumu kabul etme yükümlülüğüne maruz bırakılmamalıdır.

Ataerkil bir toplumda yaşamamız nedeniyle yukarıda belirttiğim durumlar genellikle kadın kaynaklı oluştuğu izlenimi verilip kadın günah keçisi ilan edilmektedir. Sayıları hiçte azımsanmayacak kadar kadının mutsuzluk sebepleridir ve çoğu bu durumu çeşitli sebepler nedeniyle sineye çekmem bütün kusuru üstlenmekte evlilik birliğinin sürdürülebilir olması için cinsel haz duygusundan mahrum bir hayat sürmek zorunda bırakılmaktadırlar.

Unutulmamalıdır ki insan yaşayabilecekken yaşayamadığı duyguların esiridir.

Erkeğin olduğu kadar kadınında cinsel birliktelikte tatmin olması yasal ve dini olarak hakkıdır.

Kadın eşiyle birlikte olurken kendisini klozetmiş gibi hissediyorsa bu erkeğin kendisini çok ciddi sorgulaması gereken olağan dışı bir durumdur.

Kadın böyle bir duruma maruz kaldığında kendini değersiz, aşağılanmış ve onuru zedelenmiş olarak hisseder ki Buda kadının cinsel duygularından soğumasına ve cinsel isteksizlik nedenlerinden birine yol açar.

Unutulmamalıdır ki kadının cinsel istekliliği ancak ön sevişme esnasında gelişir.

Erkek sonuca odaklı iken kadın bütüne odaklıdır ve uyarılmadan asla zevk almaz.

Allah'ın Resûlü -Salât ve selâm üzerine olsun- bir hadislerinde şöyle buyurdu:

"Hiçbiriniz eşiyle hayvanlar gibi sevişmeksizin cinsî münâsebette bulunmasın. Arada bir elçi bulunsun. Soruldu: 'Ya Resûlallah! Sözünü ettiğiniz elçi nedir?'

Aşk fısıltıları ve öpüşmedir." (İhyau Ulûmiddin, K. Nikâh Adâbül-Muâşereti (2/64)

Yine Efendimiz aleyhisselatü vesselam buyurdu:

"Erkek, hanımı ile cima ederken, horoz gibi atlayıp inmesin. Kendisi rahatladığı gibi, hanımı da rahatlayıncaya kadar, karnı üzerinde kalsın. Kadın rahatlamadan sen rahatlarsan, o günün kalan kısmı, kadın için uyuşuk ve tembellikle geçer." (Suyutî, el Camiu's-sağîr (Fethu'l-Kadîr ile) 6/323)

Ben evlilik öncesi cinsel konuların çiftler arasında mutlaka konuşulması taraftarıyım. Aile, iş, maddi konular vs nasıl önem arz ediyor ve mutlaka konuşuluyorsa evliliğin önemli bir boyutunu kapsayan cinsel isteklerinde dürüstçe konuşulması gerektiğine inanıyorum. Sürpriz sonuçlar hayal kırıklıkları birçok sorunun temeli olmakta ve çiftler arasındaki sağlıksız iletişimi tetiklemektedir.

Sağlıklı cinsel ilişkileri olan çiftler sorunlarının birçoğunu konuşarak değil sevişerek aşmalıdır. Evliliklerde dil gücü ve bilek gücü değil sevgi ve tutkunun gücü kullanılmalıdır.

Buda ancak iki tarafın da tatmin olduğu cinsel bir birliktelikle olur.

Eşler evlilikte yaşadıkları sorunları yataklarına taşımamalı öfke ve mesafe ile birbirlerini yola getirme savaşlarına girmemelidirler. Eşlerin yatak odası anlayışı özel yaşamdaki konulardan bağımsız tutulmalıdır. Evlilik içerisindeki küslükler ve kırgınlıklar cinsel hayata yansıtılmamalı silah olarak kullanılmamalı istek ve arzu ettikleri durumları kabul ettirme aracı olarak kullanılmamalıdır.

Haklı olmak mutlu olmak değildir...

Kadınlar kadar erkeklerde eşlerinden sevgi, merhamet, ilgi, muhabbet görmek isterler. Bu duygular sadece kadına has istekler değildir.

Eşler birbirlerine sevgide, ilgide cimrilik yapmamalı sevgi ve muhabbetlerini arttırıcı jestlerde bulunmalıdır.

Temizliklerine azami dikkat etmeli hoş kokular ile birbirlerine yaklaşmalıdırlar.

Evliliklerde rutine düşmekten sakınmalı önceliklerini eşlerine göre belirlemelidirler.

Mutlu bir cinsellik kadını eşine karşı daha itaatkar yapar ve erkeğini gözünde, gönlünde yüceltir.

Yaşadığımız yüzyılda artık ihmalkarlığa yer yok ihmal edilen ötelenen her şeyi kaybetmeye mahkumuz. Ulaşılabilirlik her iki cins içinde çok kolay ve şeytan her birimizin koltuğunun altında nefsimiz ise teknoloji sayesinde canavarlaşmakta, eşlerimizle bir bütün olmak zorundayız, taraflardan biri veya her ikisi birbirlerini duygusal yönden açık hedef haline getirmemelidir. Duygusal boşluk cinsel dürtü yanlışa düşmede en büyük etkendir. Bunun vebali ihmalkâr olanın omuzlarındadır.

Baş ağrılarımız, ayar verme, yola getirme, üstünlük sağlama savaşları, cinsel sağlık sorunlarımızı ötelemenin ve önemsememizin sonuçlarını yuvalarımızın dağılmasıyla ödeyebiliriz.

"Kişi, karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler." (Buharî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120) hadisi, sadece kocasına karşı vazifesini yapmayan kadınlar için değil, karısı şehvetlendiğinde, davetine icab etmeyen kocalar için de geçerlidir.

Artık başlarımızı teknoloji batağından kaldırıp sahip olduklarımıza odaklanmalıyız.

Çok geç olmadan.

Sevgi iyileştirir...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.