En uzun susmalara gebe vakitler var gecemde, Beyhude zamanlarda ıslak kaldırımlarda adımlarımın sesi yankılanırken, yalnızlığın sesiyle irkiliyor bitkin bedenim. Ne mutluluklara ne de sevmelere kalmadı hevesim.
Sonu hüsran kokan sokaklarda yürüdüğümü fark ettikçe daha çok kızıyorum sana, yaşanacak onca hayaller, konuşacak onca sohbetlerimiz varken, çayımı yalnızlığımla paylaşmak zorunda bırakışlarına
Kızıyorum.
Hiç gerçekleşmeyecek hayaller ülkesinde yolculuklarım,
Bavulum ağzına kadar hayal kırıklarıyla dolu olsa da
Belki de olur diyerek sıkıştırıyorum umut mavisi elbisemi bir ucuna,
Sonbahar rüzgarlarında savrulan kuru yaprak tanesi kadar solgun, Azelya kadar kıpır kıpır coşkunum sana.