Okur - yazar olmak... Bu iki sözcük, bir arada dilimize fazlasıyla yerleşmiş ve kullanılır olmuşsa da gerçekten okur ve yazar mıyız? Hiçbirimizin bu soruya kolaylıkla “Evet” diyemeyeceğimizi çok iyi biliyorum. Oysa ünlü İngiliz şairi Lord Byron’ın “Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir” sözlerindeki gibi, bizleri düşünen, sorgulayan, çalışan ve üreten yapan yol okumaktan geçer. Yolun sonu da bilim, iyi ahlak ve insan olmaktır. Kimine göre Okumak yelkenli bir gemide hiç bilmediğin bir yolculuğa çıkmak belki hiç bilmediğin hayatlarla insanlarla tanışmak onları canının bir parçası bilmekti. Bana göre ise okumak en çok da kaybettiğin benliğini bulmaktı ya da kitaplarda kendini aramaktı. Kitaplar bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. Hayat yolculuğumun sınır taşlarıydı. Okuma alışkanlığı pek kolay elde edilmez. Bunun için öncelikle sebat ve kararlılık gerekir. Voltairenin de dediği gibi, “Okumayı öğrenmek, sanatların en gücüdür,” der. Okuma alışkanlığı elde etmek için gerçekten kişinin kendini sıkı bir kontrol altına alması gerekir tabii ki sadece kitap okumak yetmez insan bazen meydanda okumalı; kendine, hayata ve dünyaya karşı. Okuyan insan ne denli uyanık ve farkındalık düzeyi yüksekse, okumayanın düşünceleri ve ifadeleri, bakışları kadar donuktur. Her zaman hatırlamamızda yarar var; yüce dinimizin ilk emri “OKU” olarak indirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken kütüphanesini yanında taşımıştır. Okumak insanı manen besler, bilgi ile güçlendirir. Hayatın zorluklarına karşı uyarır, eğitir yani kısacası yaşamak için okumak şarttır. Tabiî ki biz okurken her zorluğu göze almalıyız. Mesela Cemil Meriç kitap okurken ayrı bir defterde kelimenin yanına sayfa numarasını not alır okuduğu kitaplarda ne nerede geçer böyle bir ibare var mı hemen bulurmuş peki biz bu zorluklara katlanabilecek miyiz ya da okumak için nelerden feragat edebiliriz üstüne düşünülmesi gereken bir konu bence. Her daim okumalı okumalı ve yine okumalıyız okumanın yanında ekstra okuduklarımızdan ilham alarak yazılar yazmalı ve bu yazıları ulaştırabildiğimiz tüm insanlara ulaştırmalıyız. Bizim bir tek aklımız var ama okuduğumuz her kitapta her yazıda kendi aklımızı yazıyı yazan insanın aklına yaslıyoruz tarihin en büyük romancıları, düşünürleri bizim arkadaşımız oluyor bize yol gösteriyor biz her kitabı her yazıyı okuduğumuzda onlarla tartışıyoruz aslında düşüncelerimizi karşılaştırıyoruz. Peygamber Efendimizinde dediği gibi ; “Bilgiyi yazı ile pekiştirin.” Böyle düşününce bir yazıya başlamak o yazıyı okumak insanların hayatına ışık tutacağını bilmek bir kişinin hayatını değiştirmek gerçekten harikulade bir duygu. . Bu hayattan geçerken güzel bir iz bırakmak için yazmalıyız çünkü Gerçek bir yazarın toprağa sırlanması bile bir tohumun toprağa atılmasına benzer. Onun gidişi bir yok oluş değil, bilakis diriliştir. Yazıp çizdikleri ne zaman gerçek bir okura ulaşacak olsa okurun hayatını değiştirmiş olsa, yazar bir daha dirilir. Yeniden ve defalarca dirilir. Öyleyse bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti diyebildiğimiz kitaplar hiç eksik olmasın hayatımızdan…