Yaz aylarında sıvı kaybına dikkat

Elif Akol

Sevgili okurlarım bu hafta köşe konumuz da vücudumuza almamız gereken en önemli öğe olan sudan bahsedeceğim. İnsan vücudundaki karbonhidrat ve yağın tümünü, proteinlerin yarısını, vücut suyunun ise %10’unu kaybettiğinde yaşamı tehlikeye girer. %20 oranında kaybedilmesi durumunda ölümle sonuçlanır. İnsan bedeninin alınan enerjilerin harcanmayan kısmını depo edilme özelliği olmasına karşın suyu depolama yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle yaşamın gereği olarak yitirdiği suyu anında karşılamak zorundadır.

“SUYUN SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ”

Suyun sindirim üzerindeki etkisi besinin vücuda alınmasından, hücrelere taşınması, hücrede metabolizma sonucu açığa çıkan zararlı öğelerin dışarı atılmasına kadar tüm süreçleri kapsar. Medyatik olan detoksun esas öğesi basit gözükse de sudur. Yeterli sıvı tüketimi almadan günde 1-2 bardak maydanozlu su içmek akıl karı değildir. Suyun kalp ve damar üzerindeki etkisi ise vücutta asidik atıklar artması nedeniyle kalbin ritminin bozulmasıdır. Dehidrasyon sonrası kan hacmi azaldığı için kan basıncı artar. Tansiyon yükselmesi görülmektedir.

Yetersiz sıvı alımında yoğun idrar böbreği yorarak böbrek ağrılarına sebep olabilmektedir. Kabızlıkta da etkisi vücudun su ihtiyacı artması nedeniyle bağırsaklar fazla suyu emmeye çalışır. Bağırsakta kalan dışkı su emilmesi ile sertleşir. Kabızlık, bağırsak ağrıları ortaya çıkar.

Eklem ağrıları kıkırdakların uzun süreli su kaybetmesinden kaynaklı olabilmektedir. Kanın büyük oranda su içermesi nedeniyle solunum dahil tüm işlevlerinde suyun yeterli alımı önem taşımaktadır.

Yaşlı bireylerde derinin incelmesi nedeniyle sıvı kaybının kolay olması, böbreğin idrarı
konsantre etme yeteneğinin azalması, susama mekanizmasındaki azalmış duyarlılık nedeniyle dehidratasyon riski artmaktadır. Yaşlıların sıvı tüketimini arttırmaya özen göstermeliyiz.

“EGZERSİZ SIRASINDA İLK YORGUNLUK NEDENİ SUDUR”

Fiziksel aktivite sırasında vücudumuz ısınır. Vücudumuzun tehlikeli derecede ısınmasını önlemek adına ter üretilir. Ter vücudun yüzeyinden atıldıkça ısı kaybı yaşanır, bu durum vücudu serinletir. Su alımının atımından daha az olması(dehidratasyon) sonucu kan hacmi azalır. Ter üretimi yavaşlar. Bu durumda vücudun kendini soğutma işlevini zarara uğratır. Sıcağa bağlı hastalıklar; kramp, yorgunluk ortaya çıkar ve bu durumda sporcunun performansının düşmesi engellenemez. Beyin daha fazla suyu içine alabilmek amacı ile kılcal damarları açar ve kan dolaşımındaki dalgalanmalar nedeniyle baş ağrıları da meydana gelmektedir.

GÜNLÜK SIVI TÜKETİMİ NE KADAR OLMALI?

Günde kg başına 30 ml sıvı alımı önerilir. Özellikle taze sıkılmış meyve suları, süt, ayran ve çorbalar hem uygun sıvı kaynakları olması hem de diğer besin öğelerini de içermeleri açısından tercih edilebilir. Kafein içeren (kahve, çay, kola gibi) diüretik etkili içecekler idrar çıkışını arttırarak sıvı gereksinmesini artması nedeniyle çok sık tercih edilmemelidir. Günlük alınan kafeinli içecek miktarı kadar su tüketimini artırmanız gerekmektedir.

YETERLİ SIVIYI ALDIĞIMIZI NASIL ÖĞRENEBİLİRİZ?

Sıvı tüketiminin yeterli alımı fiziksel aktivite, kiloya ve birçok sebebe bağlı değişebilir. Yeterli sıvı aldığınızı anlamak için geçerli ölçüt idrar renginin berrak olmasıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.