Ey insan!
Âdemoğlu!
Bu dünya aldatır.
Hile ve desiseleri çoktur. Alır götürür ötelere ve dönüşü olmayan yollara sürer.
Kendi hazırladığı tuzaklara misafir eder, kaybedenlerden olursun.
Yol budur:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Yol belli, yolcu belli.
Yapılacak olan açıkça yazılı.
Bu büyük bir uyarı. Kesin ve net bir çağrı:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Başkalarının kendi yol ve düzenlerine tabi olma çağrısı tatlı gelebilir, vaatleri sıcak, sundukları dünyalık çekici gelebilir. Dünya zaten çekicidir. Bu çekicilik seni aldatmasın:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Seni hakka götürdüğünü söyleyenler olur. Kendini hak, diğer herkesi batıl görür. Yanlış içinde olduğu, yanlışa çağırdığı hâlde doğru olduğunu söyler durur. Halbuki yol bellidir:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Allah'ın hükümlerini yok sayan, beğenmeyenler; kendilerinin daha güzel düzen kurucu, daha güzel hüküm koyucu olduğunu söyleyip zihni harap eden hedefler gösterebilir. Gösterir ve ısrar eder. Kurtuluşun sadece orada olduğunu söyler, yemin eder, inandırıcı konuşmalar yapar. Ama yol bellidir aslında:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Kendine çağıran, kendi yoluna davet edenler ne kadar çoğaldı. Yaptıklarını beğenmen, onlara destek vermen için neler de söylüyorlar öyle. Kurtarıcı ve koruyucu rolünü üstelenenlere dikkat et. Sakın onların peşine takılma:
“Rabbinizden size indirilene uyunuz!”
Çok düşün.
Doğruyu bulmanın yolu çok düşünmektir.
Az düşünenlerden olma!
İnsan ne kadar da az düşünür.
Düşünmediği için de sahte çağrıların peşine takılır gider.
Takılır gider de geri dönüşü kaybeder.
Kaybedenlerden olur.
Hem dünya hem da ahiret heba edilmiş olur.
Kaybedenlerden olmamak için çok düşün.
Düşününce, Allah'tan gelenin dışında bir yol olmadığını görecek ve fark edeceksin:
“Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” (A’raf, 7/3)