Bir Dünya Mıydı?

Aysun Adalı

Sanki bizler büyüdükçe dünyada büyüdü. Büyüyen dünyaya sadece eski anılarımızı sığdırabildik. Çünkü dünya biz büyüyünce daha da anlaşılır ya da daha da anlaşılmaz oldu. Bazen o kadar anlaşılır ki sunduğu olanaklarla. Bazen de çıkmaz sokaklarla, zor yollarla ve yıkılmaz duvarlarla anlaşılmaz bir hal alıyor. Bizler de mecburen eski günleri hatıralara sığdırıyoruz. Belki de eskiyle yaşayarak mutlu oluyoruz. Kim bilir belki de eski ayakta tutuyordur insanları. Geçmişe bakınca, geçen yılları hatırlayınca ve güzel günleri de unutmayınca düştüğü yerden tekrar ayağa kalkıyor insan, işte eskinin böyle bir gücü var. İnsanı ayağa kaldıracak bir güç eski yaşanmışlıklar da gizli oluyor. Bu yüzden eski denilince veya geçmişi her gittiğimiz yere götürünce insan kendi gücüyle yıkılmaz duvarları bile bu dünyada aşmaya çalışıyor. Böyle bir güç çocukluğu güçlendiriyor ve gelecekte de bizleri. Çünkü bizler çocuklukta öğrendik küçük şeylerle mutlu olmayı. Yani hayattan büyük mutluluklar istemedik. Maalesef ki hayat, kolay bir şekilde mutluluğu her kapıya ve her çocuğun avuçları arasına bırakmıyor. Bir oyuncakla mutlu olan bir çocukluktu bizim dünyamız. Keşke kendimizce oluşturduğumuz küçük dünyamıza geri dönebilsek. Derdin tasanın olmadığı, bolca sevinç kahkahalarının yer aldığı, mutluluğu hep koruduğumuz güzel saatlere ve hiç peşimizi bırakmayan neşeli günlere keşke geri dönebilsek. Yani anılarımızla eskimeyen, çocukluğumuzla güzelleşen küçük dünyamıza. Küçüktü ama sayısız mutluluğu barındırıyordu içerisinde. Küçükte olsa bir dünyaydı ve bizim dünyamızdı. Her çocuğun sakladığı anılarla, her zaman koruduğu gülümsemesiyle büyüyen bir dünyaydı işte. Şimdi ise bu büyüyen dünyada etrafımızda yer alan eski güzellikleri korumaya çalışıyoruz. Bir tek koruyamadığımız ise eski dostluklar oluyor. Zamanla korunamayan, uzaklaşan eski dostlar oluyor. Ama kahkaha ve tebessüm asla peşimizi bırakmayan olacak. Çünkü bazılarımız geçmişten beri tek ona sahip çıkmayı öğrendi. Çocukluk bitmeyen bir heyecan olarak kalacak içimizde ve küçük dünyamızı güzelleştiren gönlümüzün salıncağıyla, gözümüzün önünde duran sebepsiz mutluluklarla unutulmayan ve hep yaşatılmak istenilen bir küçük dünya olarak geçmişte bırakılmış olunacak. Bir dünya mıydı? Evet, bir dünyaydı hatta bu dünyadan daha güzel bir dünyaydı. Çünkü kendi mahallemizle oluşturduğumuz, sayısız arkadaşları içerisinde barındırdığımız ve mutluluğu sürdürdüğümüz yuvamızla zamanla büyüyen bir dünya oluşturduk. Zamanla hepimiz büyüdük ne küçük şımarık hallerimiz kaldı ne de bir oyuncakla sevinen, mutlu olan bir çocuk olarak kaldık ne de kendimizce oluşturduğumuz pespembe bir dünya kaldı. Ne yazık ki zamanla onun da rengi değişti. Değişen rengiyle birlikte zor bir hayatın kapılarını açmakla meşgul etti insanları. Zor bir hayatta hepimizin tutunduğu dal ise küçük dünyamızı güzelleştiren sayısız neşeli günler ve umut dolu hayaller oldu. Ne de olsa küçük dünyamızın, küçük hayalleriydi. Bir dünyaydı ama binlerce çocuğun kurduğu hayallerini gerçekleştirdiği bir dünyaydı. Yani sonucunda hepimiz aynı dünyanın etrafında birleştik ama farklı hayatları peşinden giden, eşi benzeri bulunmayan hayallerin gerçekleşmesi için küçük dünyamızı arkamızda bırakan olduk. Sizce de başından beri böyle olmadı mı? Bence bu sorunun cevabını kendine sakla. Kim bilir belki de gelecekte çok ihtiyaç duyacaksındır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.