İran- Irak savaşı

Alper Süzer

General Ahmet hasan El-Bekir 1971'de gerçekleştiği darbe sonucunda, Irak yönetiminin başına kuzeni kuzeni Saddam Hüseyin geçer. Mutlak güç 1979'da El-Bekir sağlık sorunlarını bahane ederek emeklileğe zorlanarak ele geçiren Saddam Hüseyin, Irak Devlet Başkanı'dır.
İran ile savaşa sürüklenmesinin üç ana sebebi vardır.
1. Tahran'ın bölgeye yayılan iktidarsızlığa karşı koymak.
2. Şattül-ül Arap Su yolunun kontrolünü yeniden ele almak.
3. Arap Dünyasında liderliğe yükselmek.
"Nehirler Arasındaki Ülke" anlamına gelen Mezopotamya adıyla yer alan bölgede, Irak nüfusunun büyük kısmı yaşar.
Dicle ve Fırat nehirlerinin birleşerek Basra Körfezine döküldüğü bu nehre Şatt-ül Arap denir. Bu nehir Irak-İran arasındaki sınır olan, lakin 1937yılında ki İngilizlerin eşliğinde yeniden belirlenmiş ve Irak topraklarında bırakılmıştır. Ancaki İran ve Irak'ın kuzeyindeki Kürtlere verilen desteğin kesilmesi şartıyla, Şattül Arap Su Yolunu ortak kullanımı sağlanmıştır. İran tarafındanki Humeyni'de maalesef savaşın bir fırsat olduğunu düşünür.
Saddam Genarellerine "İran'a girin!" emrini verdiğinde; Irak'lı Generaller alelacele 1941 yılında İngiliz öğretmenler tarafından hazırlanan harekat planları raftan indirilip, Saddamın önüne konmuştur. Gelişen teknik ve savaş taktiklerinden yoksun bir harekat planıyla savaşa doğru koşar adım gider haldeki Saddam kimin çorbasına ekmek doğradığının bile farkında değildir.
Güneşten önce sıcaklığı terletir. Savaş hazırlığı bile fakirliğe, yokluğa, kimsesizliğe gidilen yolun başındaki kapının aralanması anlamına gelir. Saddam Hüseyin'e bu savaş pahalıya maal olacaktır. Gerçi hangi savaş, taraflarına ucuz ve acısız gelir.
Sanırım bu sorunun cevabı; ekonomisini savaşların gölgesinde sürdüren 'ABD' olacaktır. Hakkeza, savaş bittiğinde Irak Devletinin 80 milyar dolar borcu oluşur.
Saddam Hüseyin'e liyakat ile değilde, Saddam 'ın lütfuna bağlı olan generaller; yanlış bir strateji ile hareket edildiğini söyleyememiştir. Kayıpları çok olan generaller Irak cephesinde kurşuna dizilince, kayıplar gizlenmeye başlar.
İran 4 Nisan 1981 günü 8 tane F-4 uçağı ile İsrail'den aldığı istihbarat sonrası, şafak vakti Türkiye sınırı boyunca uçup bir an da güneye yönelmiştir. Dikkat buyurun; İran, Suriye Devlet Başkanı Esat ile el sıkışıp bu operasyona göz yumulmasına
zemin hazırlanmıştır. Dehrizor şehrinin 60 mil kuzeydoğusunda gerçekleşen ikinci yakıt ikmali sonrası F-4'ler yere göre 200 feet irtifaya alçalıp Irak Hava Sahasına girer. Bu arada F-4!lerin yakıtlarını taşıyan uçak nereden kalkış yapar? Yolcu uçağı kisvesiyle, İstanbul'dan kalkan ve yakıt tankeri taşıyan uçak operasyona dahil olur. Sonrasında Al-Walid Hava Üssü'ne ulaşan uçaklar, taaruzda 46 uçağı yerde imha eder. Saddam malum Meydan(Üs)'daki en yetkili 6 subayı kurşuna dizer.
Evet sayın okurum, uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Savaşmak insanoğlunun varlığıyla yeryüzüne gelmiş bir eylem galiba?
Ancak ne için ve kimlere karşı savaştığın konusu; oldukça önemli. Bazen farkında olmadan düşmanının çorbasına ekmek doğruyor olabilirsin. Sanırım Dünya'nın en çok kan akan yeri olan Orta Doğu'da bu olay fazlaca yaşanıyor.
Orta Doğu Bölgesinin önemli ülkelerinden olan Irak-İran ikilisinin savaşa gidişlerini ve günümüze yansımalarını irdelemek istedim.
Görünen buz dağının ucundan başlayarak yazmak istedim. Takip edin lütfen devamı can alıcı bilgiler ihtiva edecek...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.