En son yazımızda, gün gelir hesap döner dedik; ancak bölgeden akan bilgiler bitmiyor ki? Bitmek tükenmek bilmeden her geçen gün debisi yükselerek akıyor. Ayrıca bu bilgiler artık şaşırtmaz hale geldi. Arada güncel, başka konululara yoğunlaşmayı istiyorum. Uzmanlık alanım, öğretim ve gölgesinde kalmayı başaramayan eğitim. Daha yeni; OECD ülkeleri arasında belirlenen standartları içeren raporunu yayımladı. Bu konuları kaleme alıp yorumlamak, haddimizi aşmadan ufak ufak dertleşmek var ken; biz ortadoğudan ve bizi de düstursuzca tehtid eden bu cenahtan kurtulamadık ki! Savaşın yansıması olan maddi sıkıntılar yüzünden, veliler çocuklarını dershane ve özel okullardan çekmeye başladı.
İsrail Başkanı; Binyamun Netanyahu’ya ailesi ve yakın arkadaşları “Bibi” şeklinde hitab edermiş. Beyni çok küçük yaşta büyük ortadoğu savaşına, Armegedon’a inandırılmış sözde kahraman küçük Bibi, sonunda büyüyüp soykırım kahramanı olmayı başardı. Asıl kahramanlar; devletleri, halkları için gerçek düşmanlarla savaşırlar. Çocuk ya da kadın ölümüne mümkün mertebe izin vermezler. Çünkü, bunu Allah istemez, emretmez! Kalkıp okul ve ve bomba ile hastane vurmak şeytidir. Bibi ve kendini Mesih’in gelmesi için savaş çıkmasına, inandırılmış kara cahil ipleri elinde tutan para babaları nasıl bir şirk’in içinde olduklarının farkında değiller.
“ Ooo, bunu söyleyemezsin. Hatta malum (kahve-hamburger-kola…) firmaların İsrail Devletiyle hiç bir ilgisi yok!”
Dünyanın dört bir yanından Tel-Aviv’e para yağarken, “Gazze bizim sorunumuz değil.” Denildiğinde nutkum duruyor. İnternetteki oyun ve dizi filmler gerekli aşıyı yaptığını görüyorum. Dünya’nın %0,3’ü Musevi olduğunu düşünerek yorumlayın. Duruma nasıl bir bakış açışı ile bakıldığını anlamıyorum. Oysa ki, ölenlerin kadın ve çocuklardan oluşması bile insan olan herkeze dert olması gerekmez mi? Hangi dinin mensubu olduğunu önemi var mı?
Dünya’da: %31,7 Hıristiyan / %25 İslam / %15,2 Dinsiz / %14,9 Hinduizm
%6,6 Budizm / %5,6 Geleneksel Halk Dinleri / %0,3 Yahudilik / %0,8 Diğer Dinler
Dini grupların 2023 yılı için öngörülen büyüklükleridir.(Vikipedi)
Bence; Musevilerin dünya siyasi hayatında bu kadar söz sahibi olmalarının sebeplerini bir an önce bulmalı ve gereği yapılmalıdır. Acaba sebeplerden biri, bizim dini vecibeleri tam yerine getiremiyor olmamızdan olabilir mi?
Bu cehalet mi, nankörlük mü ne dersen adına, bilemiyorum ama aleni şekilde tehtid altındayız. (Hz. Nuh’un oğlu Yafes Türklerin atası olduğunu düşünürsek) Dünya’da Türk isminin ne kadar eskiden var olduğunu dünden bu güne yaşadığını bilmelidir, tehtid edenler. Savaştan kaçmayan bir milleti, savaşı düğün gibi gören bir milleti, kızıl elmaya giden yolun savaştan geçtiğini bilen bir milleti nükleer bomba ile tehtid etmek? Olası savaşta yer almakta sorun yok! Bu millet nice savaşın üstesinden gelmiştir, gelecektir de...
Yeter ki, bu lanetli düşüncenin “Vadedilmiş Topraklar (הארץ המובטחת)” diyerek başlayan cümlelerine yanıt bulalım. Eğitim, öğretim sisteminin yanında değer yargılarımıza daha çok sarılalım.
Bu, asgari müşterekte buluşmayı imkansız kılan düşünce terör devletinin hücrelerine sızmış durumda. İçinde kendisinin olmadığı bir savaşı çıkartmak için elinden geleni yapıyor. Oldukça sıkıntılı bu düşman; ABD denilen, büyük şirketlerin taşeron ordusuyla Akdeniz’e doluşmaya başladı. Zihniyetin dayanağına bakalım şimdi: Tevrat'ın Tekvin kitabının 15. Bab'ında ise şöyle yazmaktadır:
O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır Irmağından büyük ırmağa, Fırat Irmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.
“Bu tanıma göre ise Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölge İsrailoğulları'na vadedilmiştir. Bununla birlikte sınırlarının tam olarak belirtilmemiş olması nedeniyle bu tanım da oldukça tartışmalıdır.” (Vikipedi)
Çayları tazeleyin finale gelelim. Azıcıkta, olayı evirip çevirelim ve savaşın soframızdaki yansımasına bakalım. Kim ne şekilde gasp ediyor bilmem ama maddi sıkıntılar, özellikle bordrolu çalışanlar için katlanılabilir halde değil. Anadolu’nun kalender Türk Milleti yine ciddi bir sefalet içindedir. Ancak altta kalanın canı çıksın zihniyeti ile her türlü yönetimi (kamu, belediye, vakıf…) eline geçiren her kimse: acımadan menfatine çırpmaya başlar hale geliyor! Allah’tan bu midesizler azınlıktalar da henüz Devlet çökmedi! Lütfen, bu azınlıktaki utanmayanlar; önce kahrolun sonra da yok olun! Çünkü büyük savaş arkada ve hepimizin üzerine doğru geliyor. Siyah bayrak çekildi bile, öyle ya da böyle barış döneminde bile yarattıkları terör örgütleriyle bizi formda tutanlar; akan her bir şehit kanının hesabını gram gram hem bu dünyada hem de ötekisinde verecekler!