H A A R P

Alper Süzer

Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı (High-Freqvency Active Auroral Araştırma Programı)

ABD’nin Alaska Eyaletinde bulunan bilimsel bir projedir. Yetkililere göre bu çalışmanın amaçları;

  • Toprağın altını incelemek ve havadaki füzeleri imha etme,
  • Denizaltında haberleşmeyi kolaylaştırmak,
  • Büyük bir alandaki haberleşmeyi kesmek.

Amerika’nın ünlü (Gardon J.F. MacDonald) jeofizikçilerden birine göre; bu teknoloji iklimleri değiştirmek, ozon tabakasıyla oynamak, deprem oluşturmak, radyasyon yaymayan termonükleer patlamalar oluşturan korkunç güce sahip bir yetenektir. Ne kadar kolay anlatıyor değil mi? Sıradan bir silahı tanıtır gibi tarif ettiği bu güç; aslında Antik Makedonya Kralı İskender’in, Büyük Almanya hayali kuran Hitler’in ya da Moğol Lider Cengiz Han’ın en büyük hayali olan dünyayı ele geçirmek için üretilmeye çalışılan bir silah. Yıl 2023 oldu; bu düşün, içine düşmeyen lider var mı?

Peki dünyanın kalanı ne diyor? “Dünya beşten büyüktür.”

Aslında bunu demeye haceti olmayan, aklına bile getiremeyen de çok. Sadece ayakta ve gücü olan milli devletlerinin varlığını isteyenler sesini yükseltiyor. Bakın burası aslında oldukça trajedik!

Gücü elinde tutan maddesel mantık, ‘Var olan gücümle önüme çıkan her türlü engeli ortadan kaldırırım.’ geçmişte bunu deneyenlerin sonunu bilmiyor gibi bu düşüncesiyle hareket ederse başarılı olacağına inanıyor. Sanırım insanoğlu ne yaşarsa yaşasın, olmayacak duaya âmin demeyi sürdürecek. Kaderi yok saymak, kaderi yaratanı da yok saymak değil midir? “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.” Hadis-i Şerif’te yazdığı gibi her iki dünya işlerini de ciddiye almalı ve gidilecek hesap vereceğimiz ikinci bir dünya olduğunu unutmamalıyız. Tek şartla, yaşadığımız bu sınav dünyasındaki işlerimizi ciddiye alarak. Şimdi biraz teknik verilere dalarak olayı açacağım. Sanırım bu, sizi pek açmayacak! Yalan söylemenin devlet seviyesinde bile normal karşılandığı, ahlaksızlığın ilişkilere sızdığı bu kavanoz dipli dünyada, fizik bilimi yalan söylemez. Yalancının elinde bile olsa, söyleyemez.

Ölmüş ve diğerleriyle sıraya girmiş sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Ancak, dünyadaki hayatında hep Business Class’da uçmuş olmanın bir alışkanlığı var. Geldiği yere ilk kez Ekonomi sınıfında uçarak gelmiş. Otellerin kral dairelerinde kalmış. Yani hep başarmış ve zengin olmanın gereğini yaşamış. Sırada dünyaya sahip olmaya geldiğinde, Yaradan emanet ettiği canı geri almış ve dünyadaki işi yarım kalmış. Bu özel muamele görme alışkanlığı ile sıradan çıkıp, VIP hizmeti için yüksek sesle talepte bulunuyor;

“Buranın sorumlusu kim? Hemen beni sorumluyla görüştürün! Benim kim olduğumu biliyor musunuz?”

Anında, görevli Zebaniler’den biri koşarak geliyor ve elindeki dirgen (3 başlı mızrak) ile bu arkadaşı dürtüyor. Yetmiyor, bu ayrıcalık isteyen arkadaşın sırtına sağlam bir tane yapıştırıyor. Ürkütücü ses tonuyla bağırarak son sözü söylüyor: “Geç lan sıraya…!” Olay başlamadan sona eriyor ve arkadaş anlıyor ki, bu sırada herkes eşit! Fark Ameller ile oluşacak…

Haarp, iyonosferin özelliklerini araştırmak için Alaska Üniversitesi ile ortak yürütülen bir proje sonucunda kurulmuştur. Günümüzde Pentagon tarafından kontrol edilmekte ve ABD Ordusunun hizmetindedir. Malum projenin kurulu olduğu Alaska’da 180 tane dev anten bulunmaktadır. İlk ABD bilim adamı Nikola Tesla tarafından başlangıç düzeyinde oluşturulmuştur. Tesla, atmosfere düşük düzeyde manyetik dalgalar göndererek güçlü bir enerji oluştuğunu keşfetmiştir. Bu bölgeye uçakların gelmesi yasaktır. Büyük şiddetli bir depremi küçük şiddetlere bölerek olmasını sağlamakta vardır. Programın amacı, atmosferin iyonosfer tabakasının sınırlı bir bölgesini geçici bir süreliğine uyarmak ve değişimleri incelemektir. İyonosfer Araştırma Aleti (Ionospheric Research Instrument) IRI adı verilen güçlü ve yüksek frekanslı bir verici üretilmiştir.

Haarp projesi dahilinde IRI haricinde VHF-UHF radarlar, akı köprülü manyetometre, iyonosferik ses aletleri ve bir endüksiyon manyetometresi inşa edilmiştir. Bu aletler kullanılarak IRI tarafından uyarılan iyonosfer kendi bölgesinde meydana gelen fiziksel değişimler tespit edilmiştir. Bu sayede ABD Ordusu özellikle de denizaltı gibi erişimi güç araçlarıyla kusursuz bir iletişim ağı kurabilmeyi başarmıştır.

Haarp teknolojisinin şehir efsanesinden ibaret olduğunu söyleyen oldukça akademik ve güvenilir mercilerin karaladıkları makale ve yazılı basındaki yazıları da taradıktan sonra şu sonuca ulaşıyorum. Her iki durumunda da olayın sonucuna çıkan yolun başında olmalıyız. Sonuçta bu iki sonuca şöyle bir bakalım;

  1. Evet Haarp teknolojisi bir gerçek ve küreselci denilen oluşumun yatırımları sayesinde bir silaha dönüşmüş durumda.
  2. Hayır, Haarp teknolojisi efsaneden ibaret. Bırakın küreselcileri, alemi cihan olsan nafile.

Malum konuda yatırım yapmalı ve kendi deney sonuçlarına dayanarak, yol haritamızı belirlemeliyiz. Komplo teorilerine oldukça açık bir konu olduğu ortadadır. Bu güce sahip bile olsak, değerlerimizi unutmadan karar vermeliyiz. “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner.”

Mutlaka yaşayıp tecrübe edeceğimiz bu konunun sonunda, son gülenin iyi güleceği ortadadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.