- İslam nasıl bir dindir?
- İslam, birbirinden ayrılmaz bir şekilde hem bir din, hem bir cemaat, hem bir iman, hem bir HAYAT KANUNUDUR.
- Sizin için İslam dinine geçtikten sonra değişti diyorlar ne dersiniz?
- Düşmanımı değiştirmedim. Siperimi değiştirdim.
- İslam’ı seçmek ne anlama gelir?
- İslam’ı seçmek çağı seçmektir. Çünkü İslamiyet bu çağın yegane dinidir. Çağın ümididir.
- Sizin müslüman olmanızı sağlayan husus nedir?
- Beni komünist yapan ne ise Müslüman yapan da odur!
- İnsan iman ilişkisi konusunda ne söylersiniz?
- Önemli olan bir adamın imanı hakkında ne söylediği değil, aksine bu imanın o adamı ne yaptığı, ne hale getirdiğidir.
- Radyo ve televizyonun gücü nedir?
- Şu gerçek açıkça anlaşılmış olmaktadır: Çağdaş devletlerde ikide bir toplanıp dağıtılan parlamentoların, yasama yargı ve yürütme güçlerinin çok üstünde güvenlik kuvvetlerinin ve ordularının üzerinde olan birinci kuvvet radyo-televizyondur.
- Kilise ve okullar neden az ilgi görüyorlar?
- Kilise ve okullar kimsenin kendi kendine sormadığı sorulara cevap yetiştirirler. Onun için üniversiteler ve tapınaklar ıssızlaşırlar.
- Batı sizde ne çağrışım yapıyor?
- Batı; tarihin en büyük günahıdır.
- Türkiye’nin batılılaşma politikası hakkında ne dersiniz?
- Bana öyle geliyor ki, siz, çağdaşlaşma ile Batılılaşmayı birbirine karıştırmışsınız.
- Dünyayı bunalımdan nasıl kurtulabiliriz?
- Dünyanın içinde bulunduğu büyük bunalımdan ancak Kur’an’la kurtulabiliriz
- Marksizm, kapitalizm ve İslam arasındaki fark nedir?
- Biri insanı devlete karşı esir eder. Diğeri ise, sermayeye karşı. Yani marksizm ile kapitalizmin ikisi de insanı sömüren sistemlerdir demek istiyorum. Ama İslam bunlara karşı, insana prestijini iade eden bir sistemdir.
- Milliyetçiliğin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
- Milliyetçilik bazen mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelelerinde olumlu bir rol oynamış, ama yalnız efsanevi veya masalsı bir geçmiş adına bir yayılma siyasetini veya bir hegemonya kurmayı haklı göstermeye yeltendiğinde daima olumsuz bir rol oynamıştır.
- İslam ile diğer dinleri kıyaslayabilir misiniz?
- Bana göre İslam, çağları arkasında sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yani islam dışındaki bütün dinler, zamana uyduruldu. Reforma tabi tutuldu. Mukaddes kitaplar. çağlara göre tahrif edildi. Kur’an ise indirildiği günden beri hep zamana hükmettim O, zamanı değil, zaman onu takip etti. Zaman yaşlandıkça, O gençleşti. işte aradaki fark budur. Bu, çağlar üstü bir olaydır. Bugüne kadar bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyasi ve ekonomik sarsıntılardan daha büyük bir olaydır. İslam materyalizme de pozitivistlerin görüşüne de ekzistansiyalistlere de hakimdir. Fakat bunlardan hiçbiri, İslama hakim değildir
- Batı neden İslam’dan korkmaktadır?
- Batı’da İslam güneşi doğmuştur. Müslümanların sayısı da hızla artmakta ve bu durum Batıyı ürkütmektedir. Ne var ki, bildiğiniz gibi, korkunun ecele faydası yoktur. Ben ve benim gibilerin vazifesi, kokuşmuş Batı’ya, îslamı gerçek manasıyla tebliğ etmek ve îslamın müjdesini vermektir. Müslümanlar, Batılılaşma eğilimini bir an önce bırakmalıdırlar. Çünkü, Batı iflas etmiştir ve hastadır. Sağlıklı bir kişinin hastayı taklit etmesi ise manasızdır.
- Batı’nın insanlığa yaptığı zulümlerden örnekler verir misiniz?
- Batılılar yüz milyonu aşkın Amerika Yerlisini öldürerek dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirdi. Afyon içmeyi reddeden Çinlilere savaş açtı ve koca Çin’e zorla afyon içirtip sömürdü. Şimdiki Laos, Kamboçya ve Vietnam adı verilen geniş bir kesimde Batı, sırf para kazanmak için insanlara zorla alkol içirtti ve içmeyenden de para alarak ahlâksızca sömürdü. Avrupalıların insanlığa ettiği kötülükler saymakla bitmez!
- Kur’an’ı Kerim nedir?
- Kur'an'ı Kerim, Allah'ın insanlarla iletişime geçişidir..
- Kur’an’la nasıl bir irtibatınız oldu?
- “Okudukça Kur’an, bana daha çok yaklaştı. Sanki bugün yazılmıştı ve doğrudan bana sesleniyordu.
- Zilzal süresini okurken ne hissediyorsunuz?
- Bizzat yerin, Kıyamet günü, sarsıntısıyla birlikte, insanların eylemlerine ve hatalarına şahitlik edeceğinin anlatıldığı Deprem (Zilzal) sûresini okurken, ayaklarımın altındaki toprağın homurdandığını hissediyorum.”
- Hayata ve ölüme bakışınız nedir?
- Ben ölümü hayatı sevdiğim aşkla seviyorum. Çünkü ikisi bir bütün eder. Ölüm -bununla, emek ve sevgiyle geçen uzun bir hayattan sonra gelen doğal ölümü kastediyorum- bir sınır, yaşamın inkârı değildir. Tersine, ölüm hayata en yüksek anlamını kazandırır. Kendi ölümüm hep idealimin kişisel bir ideal olmadığını hatırlatır. Ben ancak beni aşan bir ideale katılıyorsam insanımdır. Kendisine karşı mücadele vermemiz gereken aslı mesele, yapacak çok şeyleri olan çocukların, gençlerin vakitsiz ölümünü engelleme mücadelesidir. Savaş ve yoksulluk tanımayan bir toplum düzeni ve toplumun insanca bir örgütlenmesi için büyük çaba harcamalıyız
- Yaşlılığa bakışınız nasıldır?
- Bir yaşlının ölümüne gelince, meselâ insanî görevimin sonunda gelecek olan kendi ölümüm, benim için hiç de bir felâket değildir. Böyle bir ölüm sadece yaşlılığın son ufkudur. Yapabileceklerimin yelpazesi ben yaşlandıkça daralıyor, ideallerimin alanı küçülüyor, ortaya bir şeyler koyma gücüm gittikçe daha azalıyor. Bu gidişin içinde benim ölümüm, artık varıp sınıra dayanma oluyor.
- İsrail’i eleştirmenin bedeli var mıdır?
- Kim İsrail politikasını eleştirirse üzücü ve ardı arkası kesilmeyen misillemeleri ve İsrail lobisinin baskılarıyla bütün geleceğinin yok olmasına göze almak zorundadır.
- Amerika’nın insana bakışı nasıldır?
- Senatör Truman Amerika'nın amacını şu şekilde ifade etmiştir: " Birbirlerini olabildiğince fazla öldürmeleri için Almanya'nın üste çıktığını görürsek Rusya'ya, Rusya kazanırsa o zaman da Almanya'ya yardım etmek gerekir...
- Hitler neler vadetti de seçildi?
- Hitler iktidara bir darbe sonucu değil, çoğunluğun oylarını elde ettiği "demokratik" seçimlerle gelmiştir. İşsizliği ve hizmetkarlığı sona erdireceğini vadettiği milyonlarca işsizin sesini kendine doğru çevirebilmiştir. İşsizlik sorununu Hitler kendince halletmiştir. Önce işsizleri silahlanma uğruna birer işçi olarak çalıştırmış, sonra da onları birer nefer, sonunda da birer ceset haline sokmuştur.
- Felsefe kaynağını nereden alır?
- Felsefe, kaynağını tamamen İslâm'dan alır.
- Araç ve amaç hakkında neler söylersiniz?
- Araçlarla amaçlar birbirine karışmış, "niçin"in yerini "nasıl" almıştır. Bütün gayelerin yerine geçen bir vasıta olarak para, din hâline gelmiştir. (Amerikan Efsanesi)
- İslam’ın başına gelen bela neydi?
- “Taklid” ve eskilerin görüşlerine körükörüne bağlılık uykusu İslâm’ı kuşattı. (Yaşayan İslam)
- Biz dinleri nasıl anlıyoruz?
- Biz dinleri her şeyden önce o dine inanan kimselerin yaşantı ve tanıklıklarından hareketle anlamaya çalışıyoruz. (İslam'ın Vadettikleri)
- Müslümanlar nerede hata yaptılar ve şimdi ne yapmalılar?
- Ey Müslümanlar, sizler berrak ve dupduru suyuyla gürül gürül akan bir İslâm ırmağının önünü kapattınız! Onu durgun, akıntısız ve giderek suyu bulanıp kokuşmuş küçük bir göle çevirdiniz! - O ırmağı yeniden coşturmazsanız, o nehri yeniden akıtmazsanız, bütün insanlığın vebali sizin üzerinize olacaktır! (İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri)
- Bir adamın değeri neye bağlıdır?
- Bir adamın değeri nereden geldiğine değil nereye gittiğine bağlıdır.,
- Sistemlerin yöntemi nedir?
- Her sistem, kendine uygun lideri üretir.
- En çok peşinde olduğunuz şey neydi hayatınız boyunca?
- Şahsi tecrübemin ışığında fikrimi söyleyecek olursam; diyebilirim ki, benim en çok peşinde olduğum şey, akıl ile vicdanın bütünleştiği ve buluştuğu noktaya ulaşmaktı. Üstün sanat ve şiirle toplum hakkındaki inançlarımı dile getirmek istiyordum. Allah’a şükürler olsun ki, İslam sayesinde, onları birleştirme imkanı bana nasip oldu.
- En zor şey nedir?
- En zor şey ne biliyor musunuz? Dünyanın en büyük teknolojisini yapabilirsiniz, dünyayı bir uçtan diğer uca elektrik ile aydınlatabilir, güneşe yolculuk yapabilirsiniz ama insanlara çalışma şevkini sağlamak kadar zor değildir bunlar.
İnancını yitirmiş bir halkı coşkulu tutma girişimi, son derece tehlikeli sonuçlara yol açar. Ruhu diri tutmak için muazzam bir gayretin sarf edilmesi gerekir. Yahud bu gayret yerine, insanın ne olduğu meselesini çözümlemiş bir sisteme bağlanmak, onu hâkim kılmak gerekli.
- İnsanlar ne zaman durdurulamaz hale gelirler?
- İnsanları en zor şartlar altında bile yaşatabilirsiniz. Demir yumruk altında ezebilirsiniz. Fakat halk daha iyi bir hayatın olduğunu anlarsa, işte o zaman o halkı durduramazsınız. ONUN İÇİN BAZI DÖNEMLERDE BAZI DEVLETLER MODEL OLARAK BAŞKA DEVLETLERE SUNULUR.”
- İsrail devlet yetkililerine manifesto gibi bir çağrınız var onu okuyucularımızla paylaşır mısınız?
- Siz İsrail devletinin yetkilileri, hep Hitler’i kötülüyor, 6 milyon gibi şişirilmiş bir rakam ortaya atıyor ve sürekli soykırımdan bahsediyorsunuz! Sizden çok daha sayıda öldürülen Çingeneleri, sizin beş katınıza varan sayıda öldürülen Slavları ve daha başkalarını yok sayıyorsunuz. Romanlarınız, filmleriniz, hikâyeleriniz, kitaplarınız, dizileriniz ve müzelerinizde sizden başka soykırıma uğrayan başka hiçbir millet yokmuş gibi dünya insanlığının beynini yıkıyorsunuz. Sürekli kendinizi acındırıyorsunuz. Tazminatlar alıyorsunuz. Fakat elli yılı aşkın süredir Hitler’in yaptığının çok daha beterini, sizler Filistinlilere yapıyorsunuz! Bu zulmü bırakın! Filistin’de yapmakta olduğunuz işgalleri bırakın! Katliamları bırakın!
- İslam’ın bu günkü durumuyla ilgili ne söylersiniz?
- İslâm’ın bugünkü kifayetsizliği bizatihi kendinden değil Kur’an’ı ölü gözüyle okumayı gerekli gören gelenekselcilikten kaynaklanmaktadır.
- Bu güzel ve bilgilendirici söyleşi için teşekkür ediyor kendisine rahmet diliyoruz.
- Not: Bu söyleşi Roger Garaudy’nin eserlerinden alınan pasajlara soru oluşturma yöntemiyle hazırlanmıştır
- Son olarak İslâmiyetle öbür dinler arasındaki fark nedir?
- İslâmiyetle öbür dinler arasındaki fark, İSLÂM’ın çağları arkasından sürüklemesidir. İslâm’ın dışındakiler, zamana hitab etsin diye reforma tâbi tutuldu, KUR’AN ise indirildiği günden beri aynı. O zamanı değil, zaman onu izledi. Bu, ÇAĞLARÜSTÜ bir hâdisedir.
Hazret-i Ömer, kölesi ile bir şehirden öbürüne giderken, deveye sıra ile biniyorlardı. İşte ADALET ve HUKUK’ta aklın devrimi budur!…
- İslam nasıl bir dindir?
- İslam, birbirinden ayrılmaz bir şekilde hem bir din, hem bir cemaat, hem bir iman, hem bir HAYAT KANUNUDUR.
- Sizin için İslam dinine geçtikten sonra değişti diyorlar ne dersiniz?
- Düşmanımı değiştirmedim. Siperimi değiştirdim.
- İslam’ı seçmek ne anlama gelir?
- İslam’ı seçmek çağı seçmektir. Çünkü İslamiyet bu çağın yegane dinidir. Çağın ümididir.
- Sizin müslüman olmanızı sağlayan husus nedir?
- Beni komünist yapan ne ise Müslüman yapan da odur!
- İnsan iman ilişkisi konusunda ne söylersiniz?
- Önemli olan bir adamın imanı hakkında ne söylediği değil, aksine bu imanın o adamı ne yaptığı, ne hale getirdiğidir.
- Radyo ve televizyonun gücü nedir?
- Şu gerçek açıkça anlaşılmış olmaktadır: Çağdaş devletlerde ikide bir toplanıp dağıtılan parlamentoların, yasama yargı ve yürütme güçlerinin çok üstünde güvenlik kuvvetlerinin ve ordularının üzerinde olan birinci kuvvet radyo-televizyondur.
- Kilise ve okullar neden az ilgi görüyorlar?
- Kilise ve okullar kimsenin kendi kendine sormadığı sorulara cevap yetiştirirler. Onun için üniversiteler ve tapınaklar ıssızlaşırlar.
- Batı sizde ne çağrışım yapıyor?
- Batı; tarihin en büyük günahıdır.
- Türkiye’nin batılılaşma politikası hakkında ne dersiniz?
- Bana öyle geliyor ki, siz, çağdaşlaşma ile Batılılaşmayı birbirine karıştırmışsınız.
- Dünyayı bunalımdan nasıl kurtulabiliriz?
- Dünyanın içinde bulunduğu büyük bunalımdan ancak Kur’an’la kurtulabiliriz
- Marksizm, kapitalizm ve İslam arasındaki fark nedir?
- Biri insanı devlete karşı esir eder. Diğeri ise, sermayeye karşı. Yani marksizm ile kapitalizmin ikisi de insanı sömüren sistemlerdir demek istiyorum. Ama İslam bunlara karşı, insana prestijini iade eden bir sistemdir.
- Milliyetçiliğin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
- Milliyetçilik bazen mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelelerinde olumlu bir rol oynamış, ama yalnız efsanevi veya masalsı bir geçmiş adına bir yayılma siyasetini veya bir hegemonya kurmayı haklı göstermeye yeltendiğinde daima olumsuz bir rol oynamıştır.
- İslam ile diğer dinleri kıyaslayabilir misiniz?
- Bana göre İslam, çağları arkasında sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yani islam dışındaki bütün dinler, zamana uyduruldu. Reforma tabi tutuldu. Mukaddes kitaplar. çağlara göre tahrif edildi. Kur’an ise indirildiği günden beri hep zamana hükmettim O, zamanı değil, zaman onu takip etti. Zaman yaşlandıkça, O gençleşti. işte aradaki fark budur. Bu, çağlar üstü bir olaydır. Bugüne kadar bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyasi ve ekonomik sarsıntılardan daha büyük bir olaydır. İslam materyalizme de pozitivistlerin görüşüne de ekzistansiyalistlere de hakimdir. Fakat bunlardan hiçbiri, İslama hakim değildir
- Batı neden İslam’dan korkmaktadır?
- Batı’da İslam güneşi doğmuştur. Müslümanların sayısı da hızla artmakta ve bu durum Batıyı ürkütmektedir. Ne var ki, bildiğiniz gibi, korkunun ecele faydası yoktur. Ben ve benim gibilerin vazifesi, kokuşmuş Batı’ya, îslamı gerçek manasıyla tebliğ etmek ve îslamın müjdesini vermektir. Müslümanlar, Batılılaşma eğilimini bir an önce bırakmalıdırlar. Çünkü, Batı iflas etmiştir ve hastadır. Sağlıklı bir kişinin hastayı taklit etmesi ise manasızdır.
- Batı’nın insanlığa yaptığı zulümlerden örnekler verir misiniz?
- Batılılar yüz milyonu aşkın Amerika Yerlisini öldürerek dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirdi. Afyon içmeyi reddeden Çinlilere savaş açtı ve koca Çin’e zorla afyon içirtip sömürdü. Şimdiki Laos, Kamboçya ve Vietnam adı verilen geniş bir kesimde Batı, sırf para kazanmak için insanlara zorla alkol içirtti ve içmeyenden de para alarak ahlâksızca sömürdü. Avrupalıların insanlığa ettiği kötülükler saymakla bitmez!
- Kur’an’ı Kerim nedir?
- Kur'an'ı Kerim, Allah'ın insanlarla iletişime geçişidir..
- Kur’an’la nasıl bir irtibatınız oldu?
- “Okudukça Kur’an, bana daha çok yaklaştı. Sanki bugün yazılmıştı ve doğrudan bana sesleniyordu.
- Zilzal süresini okurken ne hissediyorsunuz?
- Bizzat yerin, Kıyamet günü, sarsıntısıyla birlikte, insanların eylemlerine ve hatalarına şahitlik edeceğinin anlatıldığı Deprem (Zilzal) sûresini okurken, ayaklarımın altındaki toprağın homurdandığını hissediyorum.”
- Hayata ve ölüme bakışınız nedir?
- Ben ölümü hayatı sevdiğim aşkla seviyorum. Çünkü ikisi bir bütün eder. Ölüm -bununla, emek ve sevgiyle geçen uzun bir hayattan sonra gelen doğal ölümü kastediyorum- bir sınır, yaşamın inkârı değildir. Tersine, ölüm hayata en yüksek anlamını kazandırır. Kendi ölümüm hep idealimin kişisel bir ideal olmadığını hatırlatır. Ben ancak beni aşan bir ideale katılıyorsam insanımdır. Kendisine karşı mücadele vermemiz gereken aslı mesele, yapacak çok şeyleri olan çocukların, gençlerin vakitsiz ölümünü engelleme mücadelesidir. Savaş ve yoksulluk tanımayan bir toplum düzeni ve toplumun insanca bir örgütlenmesi için büyük çaba harcamalıyız
- Yaşlılığa bakışınız nasıldır?
- Bir yaşlının ölümüne gelince, meselâ insanî görevimin sonunda gelecek olan kendi ölümüm, benim için hiç de bir felâket değildir. Böyle bir ölüm sadece yaşlılığın son ufkudur. Yapabileceklerimin yelpazesi ben yaşlandıkça daralıyor, ideallerimin alanı küçülüyor, ortaya bir şeyler koyma gücüm gittikçe daha azalıyor. Bu gidişin içinde benim ölümüm, artık varıp sınıra dayanma oluyor.
- İsrail’i eleştirmenin bedeli var mıdır?
- Kim İsrail politikasını eleştirirse üzücü ve ardı arkası kesilmeyen misillemeleri ve İsrail lobisinin baskılarıyla bütün geleceğinin yok olmasına göze almak zorundadır.
- Amerika’nın insana bakışı nasıldır?
- Senatör Truman Amerika'nın amacını şu şekilde ifade etmiştir: " Birbirlerini olabildiğince fazla öldürmeleri için Almanya'nın üste çıktığını görürsek Rusya'ya, Rusya kazanırsa o zaman da Almanya'ya yardım etmek gerekir...
- Hitler neler vadetti de seçildi?
- Hitler iktidara bir darbe sonucu değil, çoğunluğun oylarını elde ettiği "demokratik" seçimlerle gelmiştir. İşsizliği ve hizmetkarlığı sona erdireceğini vadettiği milyonlarca işsizin sesini kendine doğru çevirebilmiştir. İşsizlik sorununu Hitler kendince halletmiştir. Önce işsizleri silahlanma uğruna birer işçi olarak çalıştırmış, sonra da onları birer nefer, sonunda da birer ceset haline sokmuştur.
- Felsefe kaynağını nereden alır?
- Felsefe, kaynağını tamamen İslâm'dan alır.
- Araç ve amaç hakkında neler söylersiniz?
- Araçlarla amaçlar birbirine karışmış, "niçin"in yerini "nasıl" almıştır. Bütün gayelerin yerine geçen bir vasıta olarak para, din hâline gelmiştir. (Amerikan Efsanesi)
- İslam’ın başına gelen bela neydi?
- “Taklid” ve eskilerin görüşlerine körükörüne bağlılık uykusu İslâm’ı kuşattı. (Yaşayan İslam)
- Biz dinleri nasıl anlıyoruz?
- Biz dinleri her şeyden önce o dine inanan kimselerin yaşantı ve tanıklıklarından hareketle anlamaya çalışıyoruz. (İslam'ın Vadettikleri)
- Müslümanlar nerede hata yaptılar ve şimdi ne yapmalılar?
- Ey Müslümanlar, sizler berrak ve dupduru suyuyla gürül gürül akan bir İslâm ırmağının önünü kapattınız! Onu durgun, akıntısız ve giderek suyu bulanıp kokuşmuş küçük bir göle çevirdiniz! - O ırmağı yeniden coşturmazsanız, o nehri yeniden akıtmazsanız, bütün insanlığın vebali sizin üzerinize olacaktır! (İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri)
- Bir adamın değeri neye bağlıdır?
- Bir adamın değeri nereden geldiğine değil nereye gittiğine bağlıdır.,
- Sistemlerin yöntemi nedir?
- Her sistem, kendine uygun lideri üretir.
- En çok peşinde olduğunuz şey neydi hayatınız boyunca?
- Şahsi tecrübemin ışığında fikrimi söyleyecek olursam; diyebilirim ki, benim en çok peşinde olduğum şey, akıl ile vicdanın bütünleştiği ve buluştuğu noktaya ulaşmaktı. Üstün sanat ve şiirle toplum hakkındaki inançlarımı dile getirmek istiyordum. Allah’a şükürler olsun ki, İslam sayesinde, onları birleştirme imkanı bana nasip oldu.
- En zor şey nedir?
- En zor şey ne biliyor musunuz? Dünyanın en büyük teknolojisini yapabilirsiniz, dünyayı bir uçtan diğer uca elektrik ile aydınlatabilir, güneşe yolculuk yapabilirsiniz ama insanlara çalışma şevkini sağlamak kadar zor değildir bunlar.
İnancını yitirmiş bir halkı coşkulu tutma girişimi, son derece tehlikeli sonuçlara yol açar. Ruhu diri tutmak için muazzam bir gayretin sarf edilmesi gerekir. Yahud bu gayret yerine, insanın ne olduğu meselesini çözümlemiş bir sisteme bağlanmak, onu hâkim kılmak gerekli.
- İnsanlar ne zaman durdurulamaz hale gelirler?
- İnsanları en zor şartlar altında bile yaşatabilirsiniz. Demir yumruk altında ezebilirsiniz. Fakat halk daha iyi bir hayatın olduğunu anlarsa, işte o zaman o halkı durduramazsınız. ONUN İÇİN BAZI DÖNEMLERDE BAZI DEVLETLER MODEL OLARAK BAŞKA DEVLETLERE SUNULUR.”
- İsrail devlet yetkililerine manifesto gibi bir çağrınız var onu okuyucularımızla paylaşır mısınız?
- Siz İsrail devletinin yetkilileri, hep Hitler’i kötülüyor, 6 milyon gibi şişirilmiş bir rakam ortaya atıyor ve sürekli soykırımdan bahsediyorsunuz! Sizden çok daha sayıda öldürülen Çingeneleri, sizin beş katınıza varan sayıda öldürülen Slavları ve daha başkalarını yok sayıyorsunuz. Romanlarınız, filmleriniz, hikâyeleriniz, kitaplarınız, dizileriniz ve müzelerinizde sizden başka soykırıma uğrayan başka hiçbir millet yokmuş gibi dünya insanlığının beynini yıkıyorsunuz. Sürekli kendinizi acındırıyorsunuz. Tazminatlar alıyorsunuz. Fakat elli yılı aşkın süredir Hitler’in yaptığının çok daha beterini, sizler Filistinlilere yapıyorsunuz! Bu zulmü bırakın! Filistin’de yapmakta olduğunuz işgalleri bırakın! Katliamları bırakın!
- İslam’ın bu günkü durumuyla ilgili ne söylersiniz?
- İslâm’ın bugünkü kifayetsizliği bizatihi kendinden değil Kur’an’ı ölü gözüyle okumayı gerekli gören gelenekselcilikten kaynaklanmaktadır.
- Bu güzel ve bilgilendirici söyleşi için teşekkür ediyor kendisine rahmet diliyoruz.
- Not: Bu söyleşi Roger Garaudy’nin eserlerinden alınan pasajlara soru oluşturma yöntemiyle hazırlanmıştır
- Son olarak İslâmiyetle öbür dinler arasındaki fark nedir?
- İslâmiyetle öbür dinler arasındaki fark, İSLÂM’ın çağları arkasından sürüklemesidir. İslâm’ın dışındakiler, zamana hitab etsin diye reforma tâbi tutuldu, KUR’AN ise indirildiği günden beri aynı. O zamanı değil, zaman onu izledi. Bu, ÇAĞLARÜSTÜ bir hâdisedir.
Hazret-i Ömer, kölesi ile bir şehirden öbürüne giderken, deveye sıra ile biniyorlardı. İşte ADALET ve HUKUK’ta aklın devrimi budur!…