Muhaliflerin Dönüşü: Esad Rejimi ve Yandaşları Geriliyor
Halep'teki Kontrol Değişimi ve Türkiye’nin Etkisi
Suriye'de son günlerde yaşanan hızlı gelişmeler, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendiriyor. Geçtiğimiz hafta başlattığı ani saldırılarla Halep'i ele geçiren Suriyeli muhalifler, kuzeydeki Hama'ya doğru ilerlediklerini duyurdu. Ancak Esad rejimi ve Rusya'nın karşı saldırıları, Pazar günü güney yönüne doğru bir ilerleyişi engellemeye yönelik harekete geçti. Bu gelişmeler, 2011’den bu yana Suriye’deki en önemli dönüm noktalarından birine işaret ediyor.
2011’den Sonra Önemli Bir Dönüm Noktası
Suriye’deki savaş, 2011’deki halk ayaklanmalarının ardından yıllarca süren iç çatışmalarla şekillendi. 2020’den sonra cephe hatlarında büyük bir duraklama yaşanmış, muhalif gruplar büyük ölçüde İdlib ilinin küçük bir bölümünde varlık göstermişti. Ancak son haftalarda Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler, Halep’e girerek Esad hükümetinin şehirden çekilmesine sebep oldular. Bu gelişme, Suriye’deki savaşın geleceği açısından önemli bir adım olarak değerlendirilirken, Suriye’nin kuzeyindeki direnişin yeniden güçlendiği görülüyor.
Hama Yolu ve Esad Rejiminin Katliamı
Halep’in kaybı, Esad rejimi için büyük bir darbe anlamına gelirken, şimdi gözler Hama’ya çevrildi. Hama, Suriye’de Esad rejiminin en büyük katliamlarını gerçekleştirdiği bölge olarak biliniyor ve burada muhalifler, rejimin ilerleyişini durdurmaya çalışıyor. Hama’ya giden yol üzerindeki bazı bölgelerde, rejim güçleriyle muhalifler arasında kontrol değişiklikleri yaşanıyor. Türkiye-Suriye sınırında görev yapan El Cezire muhabiri Sinem Köseoğlu, Hama'nın dış mahallelerinde muhaliflerin direnmeye devam ettiğini bildirdi. Bu durum, Esad rejiminin zayıflayan kontrolünü ve muhaliflerin bölgede yeniden güç kazandığını gösteriyor.
Bakan Fidan’ın Diplomasi Trafiği Hızlandı
Suriye’deki sıcak gelişmelerin ardından, Türkiye'nin diplomatik çabaları hız kazandı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye’nin bölgedeki gerginliği azaltmaya yönelik çabalarını vurguladı. Ayrıca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud ile de Suriye’deki son gelişmeleri ele aldı. Bu temaslar, Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelerin sorunsuz bir şekilde yönetilmesi için yoğun bir diplomasi yürüttüğünü gösteriyor.
Rusya ve Diğer Ülkelerle Diplomatik Temaslar
Bakan Fidan, aynı zamanda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de görüşerek bölgedeki gerginliğe dair görüş alışverişinde bulundu. Lübnan Başbakanı Mikati ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile de telefon görüşmeleri gerçekleştirerek, bölgedeki gelişmeleri masaya yatırdı. Türkiye’nin, hem bölgesel güçlerle hem de uluslararası aktörlerle diplomatik ilişkilerini sürdürmesi, Suriye’deki siyasi çözümün bir parçası olarak önemli bir rol oynuyor.
Halep’te Türk Bayrağı Çekilmesi ve Türk Kamuoyundaki Sevinç
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, Halep’te Türk bayrağının çekilmesi büyük bir sembolik anlam taşıdı. Halep, Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde bir Türk beldesi olarak kabul ediliyordu. Suriyeli muhaliflerin Halep’i ele geçirmesiyle birlikte, Türk bayrağının bu şehirde dalgalanması, Türkiye için tarihi bir anlam taşıdı. Bu olay, Türk kamuoyunda sevinçle karşılanırken, Türk halkı bu gelişmeyi, Türkiye’nin bölgedeki tarihsel haklarının bir yansıması olarak değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı: “Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir.” Erdoğan, bu tespitin kuru bir hamaset olmadığını, tam aksine güçlü bir hakikat olduğunu ve Türkiye’nin bölgedeki etkisinin tarihsel bir gerçekliğe dayandığını vurguladı. Erdoğan’ın sözleri, Türk kamuoyunda büyük bir memnuniyetle karşılandı ve Türkiye'nin bölgedeki rolünü pekiştiren bir mesaj olarak algılandı.
Sonuç olarak, Halep’teki kontrol değişimi, Türkiye için önemli bir dönüm noktası olurken, Suriye’deki gelişmelerin gidişatını da etkileyecek. Türkiye’nin, muhaliflerle olan ilişkisi, bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendirmeye devam edecek gibi görünüyor. Hem diplomatik temaslar hem de saha üzerindeki gelişmeler, Türkiye’nin Suriye’deki stratejik hedeflerine ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.