Konya'da görmeden dönülmeyecek yerler! Okumadan geçmeyin
Konya'da görmeden dönülmeyecek yerler! Okumadan geçmeyin
Konya tarih kokan başyapıtlarıyla ve eşsiz doğal güzellikleriyle dikkatleri üzerine çekiyor ayrıca Konya'nın Türkiye turizmine olan katkısını da unutmamak gerek. Bunun dışında Konya'ya gidip görmeden gelemeyeceğiniz yerler mevcut. Sizler için Konya'ya gidip görmeden gelemeyeceğiniz en iyi yerleri derledik...
Mevlana Müzesi
Mevlânâ Müzesi, Konya'da bulunan ve eskiden Mevlâna'nın dergâhı olan yapı kompleksinde yer alan, 1926 yılından beri faaliyet gösteren bir müzedir. Halk arasında "Mevlâna Türbesi" olarak da bilinir. Müzenin en dikkat çekici bölümlerinden biri olan Yeşil Kubbe, Mevlâna'nın türbesini barındırır ve dört kalın sütun, halk arasında "fil ayağı" olarak bilinen yapılar üzerinde yükselmiştir. Türbe, inşa edildiği tarihten sonra farklı dönemlerde yapılan çeşitli eklemelerle genişletilmiştir. Osmanlı sultanlarından bazılarının Mevlevi tarikatına mensup olması, türbenin özel bir öneme sahip olmasına ve özenle korunmasına katkı sağlamıştır.
Şems Tebrizi Camii ve Türbesi
Şerâfeddin Câmii'nin kuzeyinde, Şems Parkı içinde yer alan bu yapı, günümüzde 1510 yılında Emir İshak Bey tarafından genişletilerek yenilenen haliyle varlığını sürdürmektedir. İçinde Şems-i Tebrîzî'ye ait olduğuna inanılan bir türbenin de bulunduğu bu mescit, Hz. Mevlâna'nın düşünce dünyasında önemli bir yere sahip olan Şems-i Tebrîzî’nin anısına adanmıştır. Konya’da en çok ziyaret edilen mekânlardan biri olan Şems-i Tebrîzî Türbesi ve Mescidi, tarihi ve manevi değeriyle öne çıkar.
Aziziye Camii
Aziziye Camii, Konya'da 17. yüzyıl Osmanlı dönemine ait önemli bir tarihi yapıdır. İlk olarak 1671-1676 yılları arasında Şeyh Ahmet tarafından inşa edilen cami, bir yangın sonucu zarar görmüş ve 1867 yılında Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Sultan tarafından yeniden yaptırılmıştır. Osmanlı'nın son dönem eserlerinden biri olan Aziziye Camii, Avrupa barok mimarisinin etkilerini taşır. Tek kubbeli ve çift minareli olan cami, ayrıca üç küçük kubbeli bir son cemaat yerine sahiptir.
Konya Arkeoloji Müzesi
Konya Arkeoloji Müzesi 1901 yılında kurulmuş ve Türkiye'nin en eski ikinci arkeoloji müzesi olarak bilinir. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden (1899) sonra açılan bu müzede, Neolitik Çağ'dan Bizans Dönemi'ne kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait eserler sergilenmektedir. Bu eserler arasında Erken Tunç, Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri), Demir (Frig, Urartu), Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait önemli buluntular yer alır. Müzenin tarihçesi, 1901 yılında Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa'nın valiliği döneminde, Sultani Mektebi'nin avlusunda küçük bir binada, Müze-i Hümayun'un Konya Şubesi olarak bir depo şeklinde kurulmasıyla başlar. 20 Mart 1923'te Konya'yı ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal, bu müze deposunu da ziyaret etmiştir. 1927 yılında depodaki eserler, müze olarak açılan Mevlana Dergahı'na taşınmış; arkeolojik eserler 1953'te İplikçi Camii'ne, 1962'de ise müzenin bugünkü binasına taşınarak sergilenmeye devam etmiştir.
Karatay Medresesi
Karatay Medresesi, Konya'da Selçuklu dönemine ait önemli bir yapıdır. Medrese, Karatay ilçesi Ferhuniye Mahallesi'nde, Adliye Bulvarı üzerinde yer alır. Karatay Medresesi, II. İzzeddin Keykavus döneminde, 1250-1251 yıllarında inşa edilmiştir. Medresenin eyvanının solunda yer alan kubbeli hücre, Celaleddin Karatay'ın türbesi olarak bilinir ve bu yapının Celaleddin Karatay tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir, çünkü Celaleddin Karatay Vakfiyesine kayıtlıdır. Medresenin mimarı bilinmemektedir. Osmanlı döneminde de aktif olarak kullanılan medrese, 19. yüzyılın sonlarına doğru terk edilmiştir.
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.