İş dünyası OVP’yi değerlendirdi
İş dünyası temsilcileri, 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'ın (OVP) ülkenin ekonomik açıdan geleceğine yönelik olumlu sinyaller vermesi, gelişme ve kalkınmaya olumlu katkı sağlayacak olması açısından önemine işaret etti.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP'yi değerlendirdi.
OVP'nin gelecek 3 yıla ilişkin uygulanacak ekonomi politikalarının asli yol haritasını oluşturması bakımından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Asmalı, "Parasal sıkılaşma politikasının olağan bir sonucu olarak büyüme beklentilerinin 0,5'er puanlık aşağı yönlü revizyonlarının yanı sıra enflasyon beklentilerinin bizim de tahminimize paralel şekilde yukarı yönde revize edilmesi, fiyat istikrarının sağlanmasının önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olması gerektiği noktasında ciddi işaretler sunmuştur." ifadelerini kullandı.
Asmalı, iş gücü piyasalarında ve cari dengede gözlenen olumlu seyrin ise OVP'de belirgin ve resmi bir pozisyon kazandığını, böylece program sonuna ilişkin hedeflerin önceki OVP'ye kıyasla çok daha umut verici seviyelere çekildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki döneme ilişkin belirlenen temel politika alanları ve bu politikalara yönelik uygulama araçları, başta üretim, yatırım ve istihdam olmak üzere, reel sektörün birçok kararına doğrudan tesir edecektir. Bu noktada en büyük arzumuz, OVP kapsamında belirlenen politikalarda şeffaflığın ve güçlü iletişimin sürdürülmesi ve iş dünyasıyla eş güdümlü hareket edilmeye devam edilmesidir. Bilhassa makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi, kamu mali reformlarının hayata geçirilmesi, beşeri sermayenin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine devam edilmesi ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasına yönelik yapısal reformların olabildiğince hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi, iş dünyasının temel beklentisidir."
Asmalı, "MÜSİAD olarak OVP kapsamında ortaya koyulan hedeflerin ekonomimize yönelik belirsizlikleri azaltacağına, öngörülebilirliği artıracağına ve böylece ülkemizin pozitif büyüme yolculuğuna Türkiye Yüzyılı'nda da hız kesmeden devam edeceğine yürekten inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"Yeni OVP yine ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyoruz"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yazılı açıklamasında OVP'ye ilişkin değerlendirmede bulundu.
OVP'nin hazırlık sürecinde TİM olarak yorum ve görüşlerini toplantılarda arz ettiklerini, gerçekleştirdikleri projeksiyonlarda ihracat beklentilerinin 264 milyar dolar seviyesinde olduğunu pek çok kez aktardıklarını ifade eden Gültepe, nitekim yeni hedefin de bu şekilde revize edildiğini vurguladı.
Gültepe, 2025 ihracat hedefinin 279,6 milyar dolar, 2026 hedefinin 296,1 milyar dolar, 2027 hedefinin ise 319,6 milyar dolar şeklinde belirlendiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"İhracatçılarımızın yaşadığı sorunları her platformda dile getiriyoruz. Bir önceki OVP'ye göre 3 yıllık periyodun toplamında 13 milyar dolarlık bir hedef düşüşü var. Bu arzu ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı sorunların net bir göstergesi olan bu rakamları iyi okumamız gerektiğine inanıyorum. Diğer yandan dış ticaret açığı noktasında programda önemli bir iyileşme öngörülüyor. Özellikle ithalatta beklenen düşüş bir önceki OVP'ye göre 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif yönde revize edilmiş durumda.
Büyüme hedefimiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir iyileşme mevcut. Makroekonomik göstergeler ve politika araçlarında ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece önemli. Yeni OVP yine ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz."
"Ekonomi yol haritamız, tasarruf odaklı, israfı önleyici, verimliliği artırıcı politikaları uygulama üzerine odaklı"
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Türkiye’nin en başlıca sorunun verimlilik olduğunu belirterek, verimlilik odaklı her programın başarıya ulaşacağını kaydetti, ülkeyi güvenli limana taşıyacak her türlü plan ve programın destekçisi olacaklarını vurguladı.
Bir önceki OVP’de görüldüğü üzere 2025-2027 yıllarını içeren yeni orta vadeli programda ekonomi yol haritasının rekabetçi serbest piyasa kuralları içinde tasarruf odaklı, israfı önleyici, verimliliği artırıcı politikaları uygulamaya odaklı olduğunu kaydeden Aydın, şunları aktardı:
"Bu bağlamda çok yönlü, katılımcı bir anlayışla ekonomi rotasını oluşturulmuş, para politikaları, maliye politikaları, yapısal reformları buna göre hazırlanmıştır. Vergi gelirleri, tasarruf programları, sıkı para politikaları, büyüme, enflasyonla mücadele, dezenflasyon, cari açık, dengeleme bütün bunlar bir önceki OVP’den elde edilen sonuçlar üzerine revize edilmiştir. 2025-2027 dönemini kapsayan yeni orta vadeli program da ekonomimizin temel yapısını güçlendirmek üzere bu hedefler kapsamında mesajları içermektedir."
Aydın, Türkiye'nin önünde seçimsiz uzun bir süreç olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla ekonomi politikalarının harfiyen uygulanabileceği bir zemin üzerindeyiz. Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Bu süreçte ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan verimlilik yoksunu büyümeyi verimlilik odaklı büyümeye çevirecek yapısal adımları bir an önce somut, net adımlarla atmalıyız. Atılacak bu adım gelir adaleti olarak topluma yansıyacak, özellikle orta ve alt gelir grubunun satın alma gücünü artırarak toplumun büyük bir kısmını memnun edecektir. Dolayısıyla adil bir gelir dağılımı için elde edilen kazanımlar ve tecrübeler ışığında verimlilik noktasında süratle adımlar atılması en büyük beklentimizdir. Ülkemizi güvenli limanlara taşıyacak her türlü plan ve programın daima arkasında ve en büyük destekçisi olacağımızı belirtiyor, yeni OVP’nin hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz."
"Programın uygulanma sürecinde, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini önemli görüyoruz"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında OVP'ye ilişkin değerlendirmede bulundu.
OVP'nin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal reformlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal reformlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin küresel rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bugün açıklanan OVP, enflasyonla mücadele, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Özellikle bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."
"Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra, zor kazanımları elde etmeye geldi"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP'nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini ifade etti.
Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu dönemde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, şöyle devam etti:
"Bununla birlikte OVP’nin 'dengelenme programı' olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz. Farkındayız, ekonomik programın uygulama sürecinde sıra zor kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona ivedi şekilde ulaşılması önemli. Zorlu hedeflere, iş dünyasının üretim ve istihdam hedeflerinden ödün vermeden ulaşmak daha da önemli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylece ekonominin gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir yönetim anlayışı ortaya kondu."
"Enflasyonla mücadele ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini korumayı ihmal edemeyiz"
Şekib Avdagiç, OVP hedeflerinin yakalanmasının bir ayağı topyekun kararlılık ise diğerinin de bugünkü programda sıkça vurgulandığı gibi yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi olduğunu vurguladı.
Yeni Türkiye ekonomisi hikayesinin temellerinin mutlaka reel sektörün eliyle atılacağını, bu nedenle özellikle KOBİ'lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek şekilde yatırım koşullarının revize edilmesine ihtiyacı olduğunu belirten Avdagiç, şunları kaydetti:
"Bir kere daha ifade etmeliyiz ki enflasyonla mücadele ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini korumayı ihmal edemeyiz. Özel sektörün nefesi güçlü olmalı ki hedeflerimizi gerçekleştirebilelim. OVP hedeflerinin yakalanmasının önemli ayaklarından biri, kur politikasının gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla beraber, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari dengede bir risk oluşturmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının beklentisi içindeyiz."
"Yeni OVP dönemi boyunca kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, özellikle enflasyonla mücadeleyi iş ve ekonomi dünyasının en büyük hedefi olarak gördüklerinden dolayı yeni OVP'de bu konunun temel felsefe olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşu çok önemli ve değerli bulduklarını vurguladı.
Yeni OVP'deki enflasyonla mücadele önceliğini çok değerli bulduklarını kaydeden Bahçıvan, açıklamasında, "Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Toplumun bu mücadeleye olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir uyumun olması da kaçınılmaz." ifadelerine yer verdi.
Bahçıvan, OVP yılları için konulan büyüme oranlarını, bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduklarını ifade etti.
Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma değer ve nitelik artışı için konulan hedeflerin de önemli olduğunu vurgulayan Bahçıvan, "Fakat dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan reel sektörümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere de ihtiyaç olduğunun altını çizmek durumundayız. Her zaman belirttiğimiz istihdam odaklı hedeflerin ve politikaların yeni OVP'de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Bahçıvan, nitelikli istihdam yaratabilmenin yolunun uzun vadeli eğitim politikalarından geçtiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu nedenle Türkiye'nin uzun vadeli istihdam ihtiyaçlarını gözeten eğitim politikalarının da artık OVP'lerde yön belirleyici bir şekilde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz. Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, hedeflerini önemli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylece geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla kredisini güçlü bir şekilde koruyacak bir OVP dönemi daha yaşayacağız."
"Tarım ve sanayi sektörlerine yönelik teşvikler ekseninde atılacak adımları destekliyoruz"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, yazılı açıklamasında OVP'yi değerlendirdi.
Enflasyonla mücadele kararlılıkla devam ederken, sosyal refah ve istihdamın korunması amacıyla bir yol haritası hazırlanmasının önemini vurgulayan Kopuz, OVP'deki temel politikaların, öncelikli kısa vadeli hedef olan fiyat istikrarının tesisindeki kararlılığı ortaya koyması bakımından önemli olduğunu belirtti.
Kopuz, büyümeden vazgeçilmeden enflasyonla mücadelenin sürdürülmesinin, küresel ve bölgesel jeopolitik gerginlik ve belirsizlikler derinleşirken, Türkiye'nin yatırım ve ihracat odaklı büyümeye, mali disipline ve sürdürülebilir istihdama öncelik vermesinin önem arz ettiğini ifade etti.
Gıdanın temeli olan tarımsal üretime katkı yapacak hedeflerin etkili bir biçimde hayata geçirilmesinin öncelikli beklentilerden biri olduğunu aktaran Kopuz, şunları kaydetti:
"Bu doğrultuda ortaya koyulan tarımın sürdürülebilirliği ve dolayısıyla gıdada fiyat istikrarı için hayati önemde gördüğümüz planlı üretim, modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime yönlendirilmesi ile tarım ve sanayi sektörlerine yönelik teşvikler ekseninde atılacak adımları destekliyoruz. Türk özel sektörü olarak yatırım, istihdam, katma değerli üretim ve ihracat ekseninde ekonomimize katkı vermeye devam edeceğiz."
"OVP, kendi içinde tutarlı bir görüntü veriyor"
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç de OVP'nin enflasyon, büyüme, işsizlik ve cari açık hedefleri açısından kendi içinde tutarlı bir görüntü verdiğini belirtti.
OVP'deki hedeflerin ve öngörülerin iyiye işaret ettiğini ifade eden Özgenç, esnaf, sanatkar ve KOBİ'lerin yaşamlarını idame edebilmeleri için iç piyasanın hareketli olması ve KOBİ'lerin ortaklık kültürünün teşvik edilmesi gerektiğini kaydetti.
Özgenç, iş dünyasının öncelikli beklentisinin öngörülebilirlik olduğunu belirterek, gelecek 3 yılı kapsayan yeni OVP'nin öngörülebilirliği sağlaması dolayısıyla memnuniyet verici olduğunu vurguladı.
"OVP'nin açıklanması, ülkemizin ekonomik geleceğine ilişkin sinyaller sunması açısından oldukça önemli"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, yazılı açıklamasında, ülkenin ekonomide 3 yıllık yol haritasını belirleyen programın hayırlı olmasını diledi.
OVP'nin açıklanmasının ülkenin ekonomik geleceğine ilişkin sinyaller sunması açısından önemli olduğunu belirten Ardıç, "Belirlenen stratejik adımlar, son dönemde bozulan makroekonomik dengenin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.
OVP'de yapısal reformlarla desteklenen makro istikrara yönelik politika hedeflerini görmenin kendilerini umutlandırdığına işaret eden Ardıç, özellikle fiyat istikrarının sağlanması için kapsamlı ve koordineli yaklaşımın olumlu olacağını bildirdi.
Ardıç, beklentilerin yönetilmesinin güvenin yeniden tesisi açısından önemini vurgulayarak, parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformların istikrara giden yolda ülkenin temel politikası olacağını vurguladı.
OVP'de yapısal dönüşüme ilişkin somut yol haritasının ortaya konulduğunu da belirten Ardıç, şunları kaydetti:
"Sanayide sektörel dönüşüm sağlanarak yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin hedeflenmesi, sanayicilerimizin rekabet gücünü yükseltmeye, dış pazarlara erişimini kolaylaştırmaya, üretim, istihdam ve ihracatımızı artırmaya katkı sunacaktır. Ülkemizin OVP'de belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için topyekun hareket etmeliyiz. Sanayicimizin üretme azmini kırmadan bu hedeflere hep birlikte ulaşabilmek için uygun koşullar sağlanmalıdır. Programın kararlı bir şekilde uygulanması, makroekonomide istikrarın sağlanmasında oldukça önemli olacaktır."
"OVP'nin şeffaf biçimde paylaşılması çok kıymetli"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da iş dünyası olarak ekonomide öngörülebilirliğin artırılması ve yatırım ikliminin iyileştirilmesi adına OVP'de ortaya konulan hedef ve politikaların kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmasını çok kıymetli bulduklarını belirtti.
Programın hazırlanmasında emeği geçen tüm kurum ve kişilere teşekkür eden Baran, OVP'nin temel amacının, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelinin dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde yükseltilmesi olduğunu bildirdi.
Baran, şunları kaydetti:
"Enflasyonla mücadelenin sonuçlarının ortaya çıkabilmesi ve enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere inerek fiyat istikrarının sağlanabilmesi için para politikalarının tek başına yeterli olmadığını her fırsatta ifade etmiştik. Programda, para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki güçlü eşgüdümün sağlanacağına vurgu yapılmasını kıymetli buluyoruz. Yıl sonu enflasyon hedefindeki artışın, gerçekçi bakış açısıyla yapılan bir revize olduğu görülmekle birlikte, sürecin uzaması veya iniş sürecinde enflasyonun belli bir noktada uzun süre kalmasının reel sektörü olumsuz etkileyeceğini de hatırlatmak isteriz."
Gürsel Baran, verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması için yapısal reformların hayata geçirilecek olmasının önemine dikkati çekerek, "Yeşil dönüşüm ve yapay zeka ile birlikte küresel ekonominin büyük bir dönüşüm yaşadığı bu süreçte, Türkiye'nin geleceğini, her alanda gerçekleştirilecek yapısal reformlar şekillendirecektir." ifadesini kullandı.
"Adil ve etkin bir vergi sistemini savunuyor ve bekliyoruz"
Kayıt dışılığın Türkiye ekonomisinin uzun yıllardır mücadele ettiği bir olgu olduğunu belirten Baran, şu ifadeleri kullandı:
"Reel sektör olarak, adil ve etkin bir vergi sistemini savunuyor ve bekliyoruz. Bunun için öncelikli olan da kayıt dışı ile mücadele ve denetimlerde etkinliktir. OVP'nin omurgasını oluşturan konulardan birinin kayıt dışıyla mücadele olması, programın hedefine ulaşacağına inancımızı pekiştirdi. Kayıt dışı bir yandan Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü gizlerken öte yandan, haksız rekabetiyle kayıtlı ekonomiyi de etkilemektedir. Bu nedenle kayıt dışı ile hak ettiği şekilde gerçekleştirilecek mücadele, Türkiye ekonomisini kuvvetlendirecektir."
Baran, KOBİ'lerin sağladığı istihdam, üretim ve ticaretle, Türkiye ekonomisinde önemli bir yer edindiğini vurgulayarak, sürdürülen sıkı para politikalarıyla çelişmeyecek seçici kredi uygulamalarının KOBİ'lerin desteklenmesi açısından büyük fayda sağlayacağına işaret etti.
KOBİ'lerin desteklenmesinin Türkiye ekonomisinin belkemiğinin korunması anlamına geleceğini ve programda yer alan büyüme, istihdam, enflasyon, cari denge, yeşil ve dijital dönüşüm hedeflerine olumlu katkı sunacağını bildiren Baran, şunları kaydetti:
"Reel sektörün desteklenmesi açısından katılım bankalarının daha etkin hale gelmesi gerekiyor. Gelişme ve kalkınmayı, buna paralel olarak da yatırım ve istihdamda büyümeyi odağa alan bu programın, ülkemizin daha müreffeh yarınlara erişebilmesinin anahtarı olacağına inanıyoruz. OVP'nin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. İş dünyası olarak dün olduğu gibi yarın da elimizden geleni yapmaya devam edecek, ortaya konulan hedeflerin gerçekleşmesi için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz."
"Programda, öngörülebilirliğin artırılmasının vurgulanması iş dünyamız açısından değerli"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, yazılı açıklamasında OVP'ye ilişkin değerlendirmede bulundu.
OVP'de başta enflasyonla mücadele olmak üzere dengesizliklerin olabildiğince giderilmesinin hedeflendiğini belirten Olpak, programın, öngörülebilirliği daha makul hale getiren, sağlıklı bir büyüme ve kalkınma için gerekli alt yapının hazırlandığı bir çerçeve ve çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındığını kaydetti.
Ana hatları ile geçen yılki programın devamı niteliğinde olan programda, enflasyon ve büyüme rakamlarında teknik bazı güncellemeler yapıldığını, bunların da mevcut gelişmeler ve ekonominin şartları çerçevesinde yapılması gerekli olan düzenlemeler olduğunu belirten Olpak, şunları kaydetti:
"Bu yılı kapsayan enflasyon hedefinin önceki OVP’de ilk açıklanan yüzde 33’ten yüzde 41,5’e çekilmesi ve geçen sene 2024 yılı için açıklanan büyüme tahmininin yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekilmesini bu çerçevede daha makul buluyoruz. Programın en önemli kazanımı ise 2026 yılı sonunda tek haneye inmesi hedeflenen enflasyon olacaktır. İş dünyası olarak belirsizliği sevmediğimizi ve öngörülebilir ortamın bizim için çok önemli olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Bu nedenle programda, öngörülebilirliğin artırılmasının vurgulanması iş dünyamız açısından değerli. Ayrıca, enflasyonu azaltırken bir yandan da dezenflasyon süreciyle uyumlu daha makul bir büyüme patikası öngörülüyor, bu da bir diğer önemli yaklaşım."
"Daha dengeli bir gelir dağılımına ulaşma hedefini önemli buluyoruz"
Nail Olpak, OVP'de yer alan makroekonomik çerçeveyi destekleyecek 8 politika alanının kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Özellikle işgücü piyasasının etkinleştirilmesinden beşeri sermayenin geliştirilmesine, AR-GE ve yenilikçi kapasiteden iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ikiz dönüşüme kadar pek çok alanda atılacak yeni ve güçlü adımları isabetli bulduklarını aktaran Olpak, "Bu adımlarla ekonominin dengelenme süreci sağlanırken, bir yandan da orta uzun vadeli yapısal iyileştirmelerin ışığında daha yüksek bir büyüme patikasına ve daha dengeli bir gelir dağılımına ulaşma hedefini önemli buluyoruz." ifadesini kullandı.
Bu süreçte gerek ihracatçılara gerekse KOBİ’lere yönelik, programı bozmayacak şekilde uygulanacak makul destekleri de çok önemli bulduklarını aktaran Olpak, iş dünyası olarak programın başarısının öneminin farkında olduklarını belirtti.
"Fiyat istikrarının sağlanması, programın başarı şansını daha da artıracaktır"
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, yazılı açıklamasında, ülkenin belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için yeni OVP'nin tüm sektörlerin beklentilerini asgari düzeyde de olsa karşılaması gerektiğini belirtti.
Markalı ve katma değerli üretimin ana eksenini oluşturan perakende sektörünün sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ifade eden Öncel, 3 yıllık bir dönemi kapsayan yeni OVP'de finansal istikrar, enflasyonla mücadele, sürdürülebilir büyüme ve yapısal reformlar gibi başlıkların öne çıktığını aktardı.
Öncel, ancak içinden geçilen zor dönemde katma değerli üretimin ve perakendenin sorunlarını öncelikleyen bir yaklaşımın kendileri açısından büyük önem taşıdığına işaret ederek, "OVP'nin uygulama sürecinde bu yönde de adım atılmasını bekliyoruz. Öte yandan fiyat istikrarının sağlanması, OVP uygulamalarının sonuçlarının hızlı bir şekilde sokağa yansıması programın başarı şansını daha da artıracaktır." ifadelerini kullandı.
"Yeni OVP'nin hedeflerini tutturabilmesi için bütün kesimlerin fedakarlık yapması gerekiyor"
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten de Türk ayakkabı sektörü olarak uluslararası rekabette zorlanılan bir dönemden geçtiklerini kaydetti.
Üretim, istihdam ve ihracatta kayıplar yaşandığını belirten İçten, "Ancak yine de ülkemizin ekonomik menfaatleri gereği üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz. Ülkemizde ekonomik şartların dengelenmesi için alınan önlemlerin bugüne kadar yanında olduk, olmaya devam ediyoruz. Bugün açıklanan yeni OVP'nin hedeflerini tutturabilmesi için bütün kesimlerin fedakarlık yapması gerekiyor. Büyüme oranlarında düşüş yapılsa da büyümeden nispeten çok vazgeçilmemesini olumlu değerlendiriyoruz." görüşlerini bildirdi.
İçten, fiyat avantajını kaybederek Avrupa ile başa baş noktaya gelinen bu dönemde döviz kurunda iyileştirme olmamasının sektörü zorlayacağını belirterek, "Bu dönemde sektörün ayakta kalabilmesi için yan sanayi ve ham madde ithalatında uygulanan önlemlerde ayakkabı sektörünün istisna edilmesi maliyetler açısından can suyu olacaktır." ifadesini kullandı.
"Üretimi destekleyen teşvik ve tedbirlerin daha fazla üzerinde durulmalı"
Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Hakan Çınar da kur öngörülerinin revize edildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın sunumunda belirtmiş olduğu üzere 2024 büyüme beklentisinin yüzde 4'ten yüzde 3,5'e çekilmesi, enflasyon beklentisinin ise yüzde 33'ten yüzde 41,5'e çıkarılması kur politikalarıyla örtüşür daha gerçekçi bir tabloyu ortaya koymuş oldu. Yine kur politikalarını yakından ilgilendiren cari açık hedefinin ise yüzde 3,1'den yüzde 1,7'e düşürülmesi özellikle ithalata ilişkin koruma politikalarının artarak devam edeceğini işaret ediyor."
Orta vadeli programın önemli amaçlarından birisi olan cari açığın kapatılması hedefinde 2025 için hedefin yüzde 2,6'dan yüzde 2'ye düşürüldüğünü anımsatan Çınar, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sonraki yıl yüzde 1,6'ya düşürülen cari açık 2027 için de yüzde 1,3 olarak belirlendi. Hedefleri incelediğimizde daha realist rakamların yer aldığını görebiliyoruz. Ancak enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması hedeflerine ulaşılmaya çalışılırken Türk lirasının değerini sürdürmesi ve dövizde önemli bir artış beklenilmemesinin ihracatçılar açısından hedeflenen maliyet seviyelerine ulaşmanın halen zor olacağı düşüncemi paylaşmadan edemeyeceğim. Zira ithalata ilişkin koruma önlemlerinden ziyade üretimi destekleyen teşvik ve tedbirlerin de daha fazla üzerinde durulması ve desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim."
"OVP'nin üreticimizi güçlendirecek adımlarla desteklenmesi çok kıymetli olacaktır"
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli, yazılı açıklamasında OVP'ye ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin ekonomide rasyonel politikalara dönüp toplumun tüm kesimlerinin bedel ödediği bir dönemden geçtiğini aktaran Kestelli, "OVP'nin ekonomide dengelenme, istikrar ve ihtiyatlı büyüme öngördüğünü gözlemlediklerini belirtti.
Büyüme, enflasyon ve kur hedeflerinin uyumunun bu süreçte çok önemli olduğunu vurgulayan Kestelli, şunları kaydetti:
"Programın kredibilitesi için ilk yıldan başlayarak hedeflerin yakalanabilir olmasını çok önemsiyoruz. Parasal tedbirlerle belli bir aşamaya geldiğimiz bu süreçte maliye politikalarının belirleyici bir rolü olacak. Temel beklentimiz, kamuda tasarruf ve yapısal reformlar başta olmak üzere programa güven aşılayacak adımların kararlılıkla atılması, ekonomideki kırılganlıkların ortadan kaldırılması ve Türkiye ekonomisinin inovatif üretim gücüyle ihracata dayalı sürdürülebilir yüksek büyüme dönemine geçişinin sağlanmasıdır. Tarımda üretim planlaması ile eş zamanlı uygulanacak OVP'nin üreticimizi güçlendirecek adımlarla desteklenmesi çok kıymetli olacaktır. Tavizsiz uygulanacak bir programın, toplumun tümünü kapsayan refah artışına yol açacak bir dönemin kapısını açmasını temenni ediyoruz."
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.