Defansif hekimlik mi? Sivil itaatsizlik mi?

Defansif hekimlik mi? Sivil itaatsizlik mi?

Son zamanlarda sağlıkta şiddet olayları bir hayli çoğaldı. Sağlık çalışanları, yoğun olarak çalışırken bir yandan da şiddete uğrama tedirginliği içerisinde kalıyor.

Son zamanlarda sağlıkta şiddet olayları bir hayli çoğaldı. Sağlık çalışanları, yoğun olarak çalışırken bir yandan da şiddete uğrama tedirginliği içerisinde kalıyor. Hekimler, kendilerine değer verilmediği, yetersiz maaşlar ve şiddetin etkisiyle ya yurt dışına gidiyor ya da ‘defansif hekimliğe’ başvuruyor. Öte yandan sendika temsilcileri de ‘sivil itaatsizlik’ tarzında çalışmalar görüldüğünü iddia ediyor.

Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin, Konya’daki vaka sayıları, sağlıkta şiddet, maske kullanımı ve defansif hekimlik ile ilgili Bakış Gazetesi’ne önemli açıklamalarda bulundu. Pandeminin en başından beri bütün vatandaşların mücadele verdiğini ifade eden Çetin, “Her geçen gün bu iş bitecek diye ümit ediyoruz ama bilim insanları bitti demeden bu iş bitmiş olmaz. Son dönemlerde gevşeme oldu. Hastalığın yöneticilerimiz tarafından gribal enfeksiyonla eş görülmesi biraz daha vatandaşımızda rehavete sebebiyet verdi. Dolayısıyla vaka artışı tüm ülkede olduğu gibi Konya’da da arttı. 1 Ocak’ta günlük vaka 280 iken Ocak ayının sonunda 2400’lere kadar çıktı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre yüz binde 47 olan vaka 22-28 Ocak tarihleri arasında yüz binde 500 olmuş. Yani 12 kat daha artmış. Bu rakam çok ciddi bir artış” diye konuştu.

“TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAYALIM”

Omicron varyantının bulaşma riskinin çok yüksek olduğunu ifade eden Çetin, “Konya’da aşı durumunda da iyi değiliz. Aşılanma oranı yüzde 75’e ulaştık. Bu grup çok ağır geçirmiyor. Delta varyantından sonra omicron varyantı, altı yedi kat daha bulaştırıcı bir varyantı olarak karşımıza çıkıyor. Omicron varyantının da başka bir boyuta evrilmeyeceğini kimse söyleyemez. Konya'da son 15 günde vaka sayılarının 2400’lerin üzerine çıktığını ben tahmin ediyorum. Resmi bir rakam elime gelmedi. Son birkaç gündür gerçekten telefonlarımız çalmaya başladı. Yoğun bakım yatağı olsun, servis yatağı soran vatandaşlarımız olsun, daha önce bir iki hastanemizde kovid servisi vardı. İhtiyaç duyan oraya gidiyordu ama yavaş yavaş dolumuz artmaya başladı. Eğitim araştırma Hastanesi'nde yoğunluğun arttığını biliyorum. Yatak konusunda Konya'da bir sıkıntı olmaz. Fakat sayı artarsa bunu nereye gideceğini de kimse söyleyemez. Şu anda hafif geçiriyor hastalarımız hastalananlar daha rahat olduğunu biliyoruz. Buna rağmen tedbiri elden bırakmamak lazım diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

‘GRİPTEN DE BU KADAR İNSAN ÖLÜYOR OMİCRONDAN DA ÖLSE NE OLUR?

“Maske konusunda çok gevşedik” diyen Çetin, “Toplu alanlarda organizasyonlar, programlar son zamanlarda arttı. Bir müddet daha sabret etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu 2300 sayısı tabii resmi rakamlar. Evinde bu rakamların içine girmemek için teknik yaptırma yani PCR testi yaptırmayan, grip gibi muamele eden kendisine bir o kadar da hastamız olduğunu düşünüyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı rakamlara eksik demek daha doğru olur. Bakan Koca o hafta artış gösteren en yüksek illeri veriyor. Bakan Koca, Bakanlık olarak kontrol elimizde demek istedi. ‘Korkulacak durumda değiliz’ dedi. Sahada anlaşılan öyle olmadı. ‘Gripten de bu kadar insan ölüyor omicrondan da ölse ne olur?’ mantığıyla herkes grip muamelesi yapılmaya başlandı. Keşke öyle bir açıklama yapmasaydı. Gayret ediyorlar. Çok ciddi bedeller ödeniyor. 15 tatil vesilesiyle okullar kapandı rakamları birazcık da aşağıda tutmamızı sağladı. Eğer okullar kapanmış olsaydı bu tablo çok daha ürkütücü bir boyuta ulaşmış olabilirdi” ifadelerini kullandı.

“MASKEYİ ÇIKARARAK VİRÜSTEN KURTULAMAYIZ”

Hem hükümet olarak hem de toplum olarak pandeminin başında beri alınan tedbirlerin bırakıldığının altını çizen Çetin, “Kapanmalar artık yok. Bir de toplumun hem bıkkınlığı var. Deltaydı, Omicrondu derken virüse karşı bir yılgınlık oluştu. İnsanlar kurtulmak istiyor. Maskeyi çıkararak kurtulamayız. Bunun çözümü de maskeyi çıkarmak değil. Dünya Sağlık Örgütü olsun, Sağlık Bakanlığı olsun, artık bitti, hadi rahat olun dese bile ben şahsım adına söylüyorum bundan sonra toplu ulaşımda ve toplulukta olsun maskeli olacağımı biliyorum. Çünkü biz birtakım şeylerden maske korudu. Vatandaşlarımız maskeyi takıyor. Çevresinde de burnu ağzı açık ve hastane ortamında uyarmak zorunda kalıyorum. Bitmiş kabul edemeyiz. Bunu hiç kimse böyle düşünmezsin. Yarın bir bilim adamı çıkıp da o varyanta evrildi. Bu da çok öldürücü derse hiç şaşırmayın” dedi.

“SAĞLIKTA ŞİDDET HEKİMLERİ YURTDIŞINA KAÇIRIYOR”

Sağlıkta şiddet olaylarının kendilerini çok üzdüğünü ifade eden Eyüp Çetin, “Konya’da geçen günlerde bir hekim arkadaşımız eşiyle birlikte darp edildi. Konya’da diğer illere göre şiddet sayısı sayı düşük. Hiçbir kurumumuzda şiddete başvurulmaması gerekiyor. Şiddet tasvip edilen şeyler değil. Pandeminin başında herkes bizi alkışladı. Biz işimizi yapıyoruz dedik. Onur duyduk. Bizim en büyük problemimiz şu anda şiddet. Hekim arkadaşlarımız polikliniklerde günde 110 hasta bakan var. Hangi hastanın kalemliği kaldırıp kafasına vurmayacağının endişesinin yaşamayan hekim yok. Durum bu noktaya geldi. Örneğin, bir başkasıyla kimliğini gönderiyor. Ehliyet raporu istiyor. Hekim arkadaşımız kişiyi görmek istediğinde ‘sen hep problem çıkarıyorsun’ deyip darbediliyor. Çok farklı isteklerin karşılanmasını istiyorlar. Anladığım kadarıyla bize çok fazla bir anlam yükleniyor. Biz de devletin memuruyuz ve devlet adına iş yapıyoruz. Bu işi zorlandığında hekimler yurt dışına gidiyor. 2021 yılının 9 ayında 1111 hekim yurt dışına gitmiş. Bunların ana sebebi şiddet” diye konuştu.

“DEFANSİF HEKİMLİK YAPILDIĞINI KİMSE BİLEMEZ”

Defansif hekimliğin uygulanması konusuna da değinen Çetin, “Defansif hekimlik kurumsal bir şey değil. El altından yapıldığında bunu idareci dahi bilemez. Hekim, ‘seni muayene edeceğim ama o cihaz hastanemizde yok’ dese kim, nasıl bilecek? ‘Başka kuruma gitmen lazım’ dediğiniz zaman bu defansif hekimliktir. Hastanın işini orada görmemişsin demektir. Cihaz var, alt yapı var. Bu bizim tasvip ettiğimiz bir hekimlik şekli değil. Ama hem insanımız hem de bizi yöneten insanlar hekimlere değer vermediği sürece bunun artacağını düşünüyorum. Hekimin gönül rahatlığıyla çalışması gerekiyor. Kamuda en basit şeylerden hekimlerin önüne tutanaklar gidiyor. Beş dakikada hasta muayenesi etmesi isteniyor. Defansif hekimliğin kendisini Sağlık Bakanlığı hekimlere dayatıyor. Sistemden beş dakikada bir randevu vereceksin ve hastaya bakacaksın diyor. Bu hekim hata yaptığında arkasında kimse durmuyor. Hekim hatasıyla baş başa kalıyor. O riski de almamak için ‘ne kadar az hastaya dokunursam o kadar kardayım’ mantığı defansif hekimliktir” şeklinde konuştu.

2fa3d0c9-8b99-497c-83b2-3991b5b9b621.jpg

depositphotos-349893352-stock-photo-doctor-in-a-cap-and.jpg

2211211-810x458.jpg

60238832-303.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.